25 Haziran 2013 Salı

Yıllık İzin Ücretine Hak Kazanma Koşulları 

 

I- GİRİŞ
4857 sayılı İş Kanunu’nun 57. maddesi uyarınca, yıllık ücretli iznini kullanan her işçiye, yıllık izin dönemine ilişkin ücretini ilgili işçinin izine başlamasından önce peşin olarak ödemek veya avans olarak vermek zorundadır.
Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere Anayasal temelli bir dinlenme hakkı olan yıllık izin hakkının işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmesi ve bu haktan feragat edilmesi mümkün değildir.
Bu makalede yıllık izin ücretine hak kazanma koşulları ve yıllık izin ücretinin hesaplanmasından bahsedilecektir.
II- YASAL MEVZUAT
4857 sayılı İş Kanunu’nun 57. maddesi uyarınca işveren, yıllık ücretli iznini kullanan her işçiye, yıllık izin dönemine ilişkin ücretini ilgili işçinin izine başlamasından önce peşin olarak ödemek veya avans olarak vermek zorundadır.
Günlük, haftalık veya aylık olarak belirli bir ücrete dayanmayıp da akort, komisyon ücreti, kâra katılma ve yüzde usulü ücret gibi belirli olmayan süre ve tutar üzerinden ücret alan işçinin izin süresi için verilecek ücret, son bir yıllık süre içinde kazandığı ücretin fiili olarak çalıştığı günlere bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama üzerinden hesaplanır.
Ancak, son bir yıl içinde işçi ücretine zam yapıldığı takdirde, izin ücreti işçinin izine çıktığı ayın başı ile zammın yapıldığı tarih arasında alınan ücretin aynı süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle hesaplanır.
Yüzde usulünün uygulandığı yerlerde bu ücret, yüzdelerden toplanan para dışında işveren tarafından ödenir.
Yıllık ücretli izin süresine rastlayan hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ayrıca ödenir.
III- YILLIK İZİN ÜCRETİNE HAK KAZANMA KOŞULLARI
İşçinin hak etmiş olduğu yıllık ücretli izinlerinin kullandığının ispat yükümlülüğü işverendedir. Davacının hak etmiş olduğu yıllık ücretli izinlerinin tamamının kullandığına ilişkin, yıllık izin kaydı, izin defteri, ücret hesap pusulası vb. eşdeğer herhangi bir belgeyi işverenin etmesi gerekmektedir.
“…Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Dosya içeriğine göre davacının yıllık izinlerini kullandığı işverence kanıtlanamamıştır…”
İşçinin yıllık izin ücretine hak kazanabilmesi için iş akdinin sona ermesi gerekmektedir. “… Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır. …”[1]
İşçinin işe iade davası açarak dava sonucu işe başlatılması durumunda, iş ilişkisi devam ettiğinden izin ücreti istenemez. İşçinin işe başvurusuna rağmen işe başlatmama halinde izin alacağı bu tarihte muaccel olmaktadır.
“… İşçinin işe iade davası açması durumunda, izin ücretinin talep edilip edilemeyeceği davanın sonucuna göre belirlenmelidir. Gerçekten işçinin dava sonucu işe başlatılması durumunda, önceki fesih ortadan kalkmış olmakla ve iş ilişkisi devam ettiğinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 59. maddesi uyarınca izin ücreti istenemez. İşçinin işe başvurusuna rağmen yasal bir aylık işe başlatma süresi içinde işe alınmaması halinde ise işe başlatmama anı fesih tarihi olarak kabul edildiğinden, izin alacağı bu tarihte muaccel olur. …”[2]
IV- YILLIK İZİN ÜCRETİNE ESAS ÜCRET VE İZİN ÜCRETİ HESABI
4857 sayılı İş Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca işyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir. Yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemez.
Niteliklerinden ötürü bir yıldan az süren mevsimlik veya kampanya işlerinde çalışanlara bu Kanun’un yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümleri uygulanmaz.
İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi;
a) Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara ondört günden,
b) Beş yıldan fazla onbeş yıldan az olanlara yirmi günden,
c) Onbeş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara yirmialtı günden
az olamaz. Ancak 18 ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi yirmi günden az olamaz. Yıllık izin süreleri iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile artırılabilir.
İzin ücreti iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte muaccel olmakta, ancak faiz başlangıcı açısından işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekmektedir.
“… Kanun’da, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti için kesin bir ödeme günü belirlenmiş değildir. Yasa’da, sözleşmenin feshi anı yıllık ücretli izin hakkının ücrete dönüşmesi, bir başka anlatımla izin ücretine hak kazanma zamanı olarak kabul edilmiştir. İş sözleşmesinin feshedildiği tarihte izin ücreti muaccel olur, ancak faiz başlangıcı açısından işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekir…”[3]
Yine aynı kararda ve birçok Yargıtay kararında belirtildiği üzere akdin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.
İzin ücretinin belirlenmesinde; fazla çalışma karşılığı alınacak ücretler, primler, sosyal yardımlar ve işyerinin devamlı işçisi olup, normal saatler dışında hazırlama, tamamlama, temizleme işlerinde çalışan işçilerin bu işler için aldıkları ücretler hesaba katılmaz[4].
Yıllık izin ücretine uygulanması gereken faiz bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz değildir. İzin ücreti için yasal faiz uygulanması gerekmektedir.“Dairemizce, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti, geniş anlamda ücret içinde değerlendirilmemiş ve İş Kanunu’nun 34. maddesinde sözü edilen bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilemeyeceği kabul edilmiştir (Yargıtay 9. HD.’nin, 24.10.2008 tarih ve E. 2007/30158, K. 2008/28418 sayılı Kararı). Bu itibarla, izin ücreti için yasal faiz uygulanmalıdır.”[5]
Yine aynı Karar’da ve birçok Yargıtay Kararı’nda belirtildiği üzere sözleşmenin feshi üzerine ödenmesi gereken izin ücretinden taktiri indirim yapılması mümkün değildir.
Örnek: (X) Ltd.Şti.’de 01.01.2006-24.02.2012 tarihleri arasında 6 yıl 1 ay 24 gün çalışması bulunan ve iş akdinin feshedildiği 24.02.2012 tarihindeki brüt ücreti 1.500 TL olan Bay (A) 6 yıllık kıdemi karşılığında; 14 yıl x 5 gün = 70 gün ve 1 yıl x 20 gün =20 gün olmak üzere 90 günlük yıllık ücretli izne hak kazanmıştır. Bay (A)’nın 90 günlük izin ücreti hesabı aşağıda yer almaktadır.
Giriş Tarihi01.01.2006
Çıkış Tarihi24.02.2012
Kıdemi6
Kullanılmayan İzin Süresi90
Aylık Bürüt Ücreti1.500,00 TL
Günlük Bürüt Ücreti500,00 TL
Bürüt Yıllık İizn Ücretti4.500,00 TL
Gelir Vergisi (%15)675,00 TL
Damga Vergisi (%07,59)34,16 TL
Net Yıllık İzin Ücreti3.790,85 TL
V- SONUÇ
İşçinin hak etmiş olduğu yıllık ücretli izinlerinin kullandığının ispat yükümlülüğü işverendedir. Davacının hak etmiş olduğu yıllık ücretli izinlerinin tamamının kullandığına ilişkin, yıllık izin kaydı, izin defteri, ücret hesap pusulası vb. eşdeğer herhangi bir belgeyi işverenin etmesi gerekmektedir. İşçinin yıllık izin ücretine hak kazanabilmesi için iş akdinin sona ermesi gerekmektedir.
İzin ücreti iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte muaccel olmakta, ancak faiz başlangıcı açısından işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekmektedir.
Akdin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.
Yıllık izin ücretine uygulanması gereken faiz bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz değildir. İzin ücreti için yasal faiz uygulanması gerekmektedir.
Yazar: Ekrem TAŞBAŞI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder