I- GİRİŞ |
Ticari
hayatta mal ve hizmet alımları ile mükellefiyetle ilgili diğer giderlere
ilişkin olarak satıcılar tarafından düzenlenen faturaların yıl
geçtikten/hesap dönemi kapandıktan sonra şirketlere intikal etmesi olayına
sıkça rastlanılmaktadır. Unutma, posta/kargoda kaybolma, satıcılar tarafından
geç gönderilmesi vb. nedenlerle faturalar alıcılara geç intikal
edebilmektedir. |
Uygulamada,
belirtilen şekilde yıl geçtikten/hesap dönemi kapandıktan sonra alıcılara
intikal eden faturalarda yer alan tutarların gider yazılıp yazılamayacağı ve
KDV’lerinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı ve/veya indirilemeyecekse
gider yazılıp yazılamayacağı konularında tereddütlerle karşılaşılmaktadır. |
Aşağıda,
yıl geçtikten/defterler kapatıldıktan sonra gelen faturaların vergi kanunları
karşısındaki durumu incelenecek, bu konudaki kişisel görüşlerimiz
belirtilecektir. |
II- YIL
GEÇTİKTEN/DEFTERLER KAPATILDIKTAN SONRA GELEN FATURALARIN VERGİ KANUNLARI
KARŞISINDAKİ DURUMU |
A- VERGİ
USUL KANUNU KARŞISINDAKİ DURUM |
Vergi
Usul Kanunu’nun 219. maddesinde kayıt süresi düzenlenmiştir. Söz konusu madde
hükmüne göre, |
“-
Muamelelerin işin hacmine ve icabına uygun olarak muhasebenin intizam ve
vuzuhunu bozmayacak bir zaman zarfında kaydedilmesi şarttır. Bu gibi
kayıtların on günden fazla geciktirilmesi caiz değildir. |
-
Kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri, primanota ve bordro gibi yetkili
amirlerin imza ve parafını taşıyan mazbut vesikalara dayanarak yürüten
müesseselerde, muamelelerin bunlara işlenmesi, deftere işlenmesi hükmündedir.
Ancak bu kayıtlar, muamelelerin esas defterlere 45 günden daha geç intikal
ettirilmesine cevaz vermez. |
- Serbest meslek kazanç defterine muameleler günü gününe
kaydedilir.” |
Söz konusu kayıtların yukarıda belirtilen sürelerde yapılmaması, aynı
Kanun’un 352/I-6. maddesine göre birinci derece usulsüzlük cezasını
gerektirmektedir. |
B- GELİR/KURUMLAR VERGİSİ
KANUNLARI KARŞISINDAKİ DURUM |
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 38. maddesinde, bilanço
esasına göre ticari kazancın tespit şekli belirtilmiştir. Buna göre, bilanço
esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda
ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip
veya sahiplerce, |
- İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir. |
-
İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur. |
Ticari
kazancın bilanço esasına göre tespit edilmesi sırasında, bu Kanun’un 40 ve
41. maddeleri hükümleri ile Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ait hükümlerine
uyulur. |
Aynı
Kanun’un 40. maddesinde, safi kazancın tespitinde indirilecek giderler, 41.
maddesinde ise indirimi kabul edilmeyen giderler sayılmıştır. Her iki madde
hükmünde de yıl geçtikten/defterler kapandıktan sonra gelen faturaların ait
olduğu yıl safi kazancının tespitinde gider olarak indirilemeyeceği hususunda
yapılmış bir düzenleme bulunmamaktadır. |
Öte
yandan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6. maddesinde, “kurumlar vergisinin mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde
ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safî kurum kazancının
tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin
uygulanacağı” hükme bağlanmıştır. Buna
ilaveten, aynı Kanun’un 8. maddesinde, ticari kazanç gibi hesaplanan kurum
kazancının tespitinde mükelleflerin ayrıca hasılattan indirebilecekleri
giderler, 11. maddesinde ise kurum kazancının tespitinde kabul edilmeyen
indirimler sayılmıştır. Kurumlar Vergisi Kanunu’nun belirtilen hükümlerinde
de yıl geçtikten / defterler kapandıktan sonra gelen faturaların ait olduğu
yıl safi kazancının tespitinde gider olarak indirilemeyeceği hususunda
yapılmış bir düzenleme bulunmamaktadır. |
C- KDV
KANUNU KARŞISINDAKİ DURUM |
KDV’de
indirim müessesesi, KDV Kanunu’nun 29-36. maddelerinde düzenlenmiştir. KDV
Kanunu’nun 29. maddesinin 1/a fıkrasında; “mükelleflerin
aksine bir hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan
teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri
belgelerde gösterilen KDV’yi indirim konusu yapabilecekleri”, 3. fıkrasında ise “indirim
hakkının vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılı aşılmamak
şartıyla ilgili belgelerin kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme
döneminde kullanılabileceği” hükme
bağlanmıştır. |
Anılan
Kanun’un 34/1. maddesinde ise, “yurt içinden
sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait KDV’nin alış faturası veya
benzeri belgeler ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu belgeler
kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği” hüküm altına alınmıştır. |
KDV
Kanunu’nun 29 ve 34. maddelerine göre, mükelleflerin yüklendikleri vergileri
indirebilmeleri için, aşağıdaki şartların topluca var olması şarttır: |
-
Yüklenilen KDV mükellefiyetle ilgili olmalıdır. |
-
Yüklenilen KDV indirilebilecek nitelikte olmalıdır. |
- KDV
fatura veya benzeri belgeler üzerinde ayrıca gösterilmelidir. |
- Fatura veya benzeri belgeler ilgili takvim yılı aşılmamak
şartıyla yasal defterlere kaydedilmelidir. |
Öte yandan geç gelen faturalarda yer alan KDV’nin indirimi
konusunda 23 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin (H/3). bölümünde aşağıdaki
açıklamalar yapılmıştır: |
“3.
İndirim Zamanı: |
Maddeye
eklenen 3. fıkra ile de indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu
takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili vesikaların kanuni defterlere kayıt
edildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği hükme bağlanmıştır. |
Bilindiği
üzere, Vergi Usul Kanunu’nun kayıt nizamına ilişkin 219. maddesinin “a”
bendinde; “Muamelelerin işin hacmine ve icabına uygun olarak muhasebenin
intizam ve vuzuhunu bozmayacak bir zaman zarfında kaydedilmesi şarttır. Bu
gibi kayıtların on günden fazla geciktirilmesi caiz değildir” hükmü yer
almaktadır. Aynı Kanun’un 352/1-6. maddesinde ise bu hükme aykırı hareket
edilmesi halinde, 1. derece usulsüzlük cezası uygulanacağı hükme
bağlanmıştır. |
Buna
göre, fatura ve benzeri vesikalar 10 gün içinde defterlere kaydedilebilecek,
indirim hakkı ise vesikaların kanuni defterlere kayıt edildiği vergilendirme
döneminde kullanılabilecektir. Ancak bu indirim hakkının vergiyi doğuran
olayın vuku bulduğu yıl içinde kullanılması yani yılın aşılmaması gerekir.
Mesela; 28 Ağustos 1986 tarihli alış faturasının on günlük süreyi aşmayacak
şekilde 5 Eylül 1986 tarihinde deftere kayıt edilmesi halinde faturada
gösterilen katma değer vergisi Eylül 1986 dönemi işlemlerine dahil edilerek
indirim konusu yapılabilecektir. |
Mükelleflerin
alış ve giderlerine ilişkin vesikaların kendi iradeleri dışındaki sebeplerle
işletmeye kayıt süresi geçtikten sonra intikal etmesi halinde, ispat ve
tevsik edilmek şartıyla olayın mücbir sebep olarak kabul edilmesi ve
vesikaların kayıt süresinden sonra kayda alınması mümkündür. Mükellefler bu
suretle belgeleri kanuni sürenin geçmesinden sonra defter kayıtlarına
almaları halinde de fatura ve benzeri vesikalarda ayrıca gösterilen katma
değer vergisi bu belgelerin kanuni defterlere kayıt edildiği vergilendirme
döneminde indirim konusu yapılabilecektir. Mesela; yukarıda sözü edilen 28
Ağustos 1986 tarihli faturanın 16 Ekim 1986 tarihinde deftere kayıt edilmesi
halinde Ekim 1986, 4 Kasım 1986 tarihinde deftere kayıt edilmesi halinde de
Kasım 1986 vergilendirme dönemlerinde indirim konusu yapılabilecektir. Ancak
her halükarda 1986 yılının içinde kesilen faturanın o yıl defterine kayıt
edilip, yine o yılda indirim konusu yapılması gerekmekte olup, yukarıdaki
örnekte belirtilen faturada yer alan verginin Ocak 1987 veya müteakip
vergilendirme dönemlerinde indirimi söz konusu olamayacaktır. Ancak Vergi
Usul Kanunu’nun kayıt nizamı hükümlerine uyulmaması halinde anılan Kanun’da
belirtilen müeyyidelerin uygulanacağı tabidir.” |
Öte
yandan, aynı Kanun’un 58. maddesinde, “mükellefçe
indirilebilecek nitelikte olan KDV’nin gelir ve kurumlar vergisi
matrahlarının tespitinde gider olarak dikkate alınamayacağı” hükme bağlanmıştır. Madde hükmünün mefhum-u muhalifinden
hareketle, mükellefçe indirilemeyecek hale gelen KDV’nin, gelir ve kurumlar
vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak dikkate alınabileceği sonucu
ortaya çıkmaktadır. Ancak, indirilemeyecek olan KDV’nin, Gelir ve Kurumlar
Vergisi Kanunlarının izin verdiği ölçüde gider yazılabileceği açıktır. Gelir
ve kurumlar vergisi uygulamasında kanunen kabul edilmeyen giderlere ait
KDV’nin, bu vergilerin matrahlarının tespitinde gider olarak dikkate alınması
mümkün değildir. |
D- YASAL
DEFTERLER KAPANDIKTAN SONRA GELEN FATURALARLA İLGİLİ OLARAK YAPILACAK
İŞLEMLER |
1-
Sonradan Gelen Faturaların Gider Kaydı ve/veya Beyanname Üzerinden İndirim |
6102
sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 64. maddesinin 6455 sayılı Kanunla değişik
üçüncü fıkrasına göre, yevmiye defterinin kapanış onayının, izleyen yılın
altıncı ayının yani Haziran ayının sonuna kadar yaptırılması gerekmektedir.
Bu tasdik işlemine uygulamada “kapanış tasdiki” denilmektedir. |
Bilindiği
üzere, gelir ve kurumlar vergilerinde dönemsellik ilkesi geçerlidir. Bu
ilkeye göre, gelir ve giderlerin ilgili bulundukları yılın kazancının
tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Bir önceki yıla ilişkin olarak
düzenlenen ve aynı yıl tarihini taşıyan faturaların bir sonraki yılda ilgili
işletmeye intikal etmesi halinde dört şekilde hareket edilebilir: |
Birincisi; gelir ve kurumlar vergisi beyannamesi henüz verilmemişse ve
henüz defterlerin kapanış tasdiki yaptırılmamışsa, söz konusu faturalar doğrudan ilgili bulundukları
yılın kayıtlarına intikal ettirilebilecektir. Gelir ve kurumlar vergisi
yönünden durum bu şekilde olmakla birlikte, KDV yönünden Aralık ayı KDV
beyannamesi verilmişse bu beyannamede işin mahiyetine göre düzeltme yapılması
gerekmektedir. Aralık ayı KDV beyannamesi henüz verilmemişse, geç gelen
fatura KDV’sinin dahil edilmesi gerekecektir. |
İkincisi; fatura kaydından önce
gelir ve kurumlar vergisi beyannamesi verilmiş, yevmiye defterine kapanış kaydı yapılmış ve defter yazdırılmış
olabilir. Bu durumda ters yevmiye kaydı ile kapanış kaydı iptal edilerek, bir
başka ifade ile defter yeniden açılarak fatura kaydı ve yansıtma kayıtları
yapılabilir. Bilahare kapanış kaydı yapılarak defter yazdırılabilir. Bu durumda mali tabloların
yeni duruma göre düzenlenmesi, gelir/kurumlar vergisi beyannamesinin
düzeltilmesi gerekir. |
Üçüncüsü; faturaların yevmiye defterinin kapanış tasdiki
yapıldıktan sonra gelmesi halinde, mükellefler kapanış tasdiki yapılan
defterlerde hiçbir kayıt yapmadan doğrudan kapanan yıla ilişkin
gelir/kurumlar vergisi düzeltme beyannamesi vererek bu beyanname üzerinde “diğer indirimler” olarak
göstermek suretiyle matrahtan indirim olarak dikkate alabileceklerdir.
Beyanname üzerinde “diğer indirimler” olarak gösterilen önceki yıl tarihini taşıyan faturalar
yeni hesap dönemi defter ve kayıtlarında duruma göre 570 Geçmiş Yıllar Kârları veya 580 Geçmiş Yıllar Zararları hesaplarında
gösterilir. |
Dördüncüsü
ise, önceki yıla ait olan faturanın işletmeye geç
intikal etmesi halinde cari yılda kayıtlara KDV dahil olarak 681 Önceki Dönem Gider ve Zararları olarak
kaydedilmesidir. Faturanın ait olduğu yıl yerine cari yılın gelir tablosuna
intikal ettirilmesi kar veya zararı etkileyebilecektir. Bu durumda KDV dahil
tutarın vergilendirmede dönemsellik ilkesinin gereği olarak vergi matrahının
tespitinde gider olarak indirilmemesi gerekir. Bu nedenle KDV dahil tutar
için Nazım Hesaplarda, Kanunen Kabul
Edilmeyen Gider (KKEG) olarak karşılık
ayrılması doğru olur. |
Yukarıda
belirtilen ilk üç yol fatura tutarının vergi matrahını etkileyecek şekilde
kayıtlara alınmasına ilişkindir. Dördüncü yol ise fatura tutarının vergi
matrahını etkilemeden kayıtlara alınmasına ilişkin olup, uygulamada en çok
başvurulan yol budur. |
Kişisel görüşümüze göre, bu konuda yapılacak en anlamlı
uygulama, önceki yıla ait olup, cari yılda geç gelen faturaların duruma göre
cari yılda 570 Geçmiş Yıllar Kârları veya 580 Geçmiş Yıllar
Zararları hesaplarında gösterilerek, gelir ve
kurumlar vergisi beyannamelerinde “Diğer
İndirimler” adı altında matrahtan
indirilmesidir. Bu şekilde işlem yapılması, Vergi Usul Kanunu’nun 3/B
maddesinde hükme bağlanan “işlemlerin gerçek
mahiyetinin esas olması ilkesi” ve
muhasebenin genel ilkelerinden olan “özün
önceliği” ilkesine uygundur. Ancak, yapılan
bu işlemin tam tasdik yapan YMM tarafından, YMM yoksa ilgili işletme
tarafından vergi dairesine bildirilmesi gerekir. |
2- KDV İndirimi |
Yıl
geçtikten/hesap dönemi kapandıktan sonra gelen faturalardaki KDV, ancak bu
faturaların bir önceki yıl yasal defterlerine kaydedilmesi şartıyla indirim
konusu yapılabilir. Burada üç farklı durum söz konusu olabilecektir: |
Birinci
Durum: Söz konusu faturaların gelir/kurumlar vergisi
beyannameleri verilmeden önce yasal defterlere kaydedilmesi halinde, bu
faturalardaki KDV henüz Aralık ayı KDV beyannamesi verilmemişse bu
beyannameye dahil edilerek, verilmişse Aralık ayına ilişkin düzeltme beyannamesi
verilerek indirim konusu yapılabilir. Burada herhangi bir sorun
bulunmamaktadır. Düzeltme işleminin incelemeye sevk edilmemesi için,
düzeltmenin tam tasdik yapılan YMM tarafından bir rapora bağlanması
gerekmektedir. |
İkinci
Durum: Fatura kaydından önce gelir ve kurumlar
vergisi beyannamesi verilmiş, yevmiye defterine kapanış kaydı yapılmış ve defter yazdırılmış
olabilir. Bu durumda ters yevmiye kaydı ile kapanış kaydı iptal edilerek, bir
başka ifade ile defter yeniden açılarak fatura kaydı yapılabilir ve kapanış
kaydı yapılarak defter yazdırılabilir. Bu durumda, yine Aralık ayı KDV beyannamesi düzeltilerek bu faturalardaki
KDV indirim konusu yapılabilir. Ancak, uygulamada bu gibi durumlarda defterin
yeniden açılarak fatura kaydının yapıldığı tarihi bir sonraki yıl olduğunun
kolayca tespit edilebileceği, bu durumda ise KDV Kanunu’nun 29/3. maddesine
göre bu KDV’lerin indirim konusu yapılamayacağı şeklinde de görüşler
bulunmaktadır. |
Yukarıda
belirtilen durumlarda düzeltme işlemleri, Vergi İdaresi tarafından incelemeye
sevk edilmektedir. Bu şekilde düzeltme beyannamesi ile yapılacak bir indirim,
indirilecek KDV’yi artırması ve/veya ödenecek KDV’yi azaltması nedeniyle
incelemeye sevk edilebilecektir. Ancak, mükelleflerin bir YMM ile tam tasdik
sözleşmesi bulunması ve düzeltmenin tam tasdik yapan YMM tarafından 20 seri
no.lu SM, SMM ve YMM Kanunu Genel Tebliği’nin (D) bölümünde yapılan
açıklamalara istinaden bir rapora bağlanması halinde, düzeltme işlemi
incelemeye sevk edilmeyebilecektir. Çünkü, YMM raporları inceleme raporu
olarak kabul edilmektedir. |
Üçüncü
Durum: Mükelleflerin geç gelen faturaları kapanış
tasdiki yapılan defterlerde hiçbir kayıt yapmadan doğrudan kapanan yıla
ilişkin gelir/kurumlar vergisi düzeltme beyannamesi vererek bu beyanname
üzerinde “diğer indirimler” olarak göstermek suretiyle matrahtan indirim olarak
dikkate almaları halinde, bu faturalardaki KDV’nin de indirim konusu
yapılmayarak, KDV tutarı da “diğer
indirimler”e ilave edilecektir. Beyanname
üzerinde “diğer indirimler” olarak gösterilen önceki yıl tarihini taşıyan KDV dahil
faturalar yeni hesap dönemi defter ve kayıtlarında duruma göre 570 Geçmiş Yıllar Kârları veya 580 Geçmiş Yıllar Zararları hesaplarında
gösterilecektir. |
Dördüncü
Durum: Önceki yıl tarihli faturanın işletmeye geç
intikal etmesi halinde, faturanın KDV dahil tutarı cari yılda kayıtlara 681 Önceki Dönem Gider ve Zararları olarak
kaydedilebilir. Bu durumda KDV dahil tutarın vergilendirmede dönemsellik
ilkesinin gereği olarak vergi matrahının tespitinde gider olarak
indirilmemesi gerekir. Bunun için KDV dahil tutar için Nazım Hesaplarda KKEG
olarak karşılık ayrılır. |
3-
Önceki Yılın Tarihini Taşıyan Faturalardaki KDV’nin Sonraki Yılda Defterlere
Kaydedilerek İndirim Konusu Yapılamayacağı |
Faaliyetlere
ilişkin olarak yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılabilmesi için verginin
fatura ya da benzeri belgeler üzerinde ayrıca gösterilmesi yeterli olmayıp,
mutlak suretle bu belgelerin vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim
yılı aşılmamak şartıyla yasal olarak tutulması zorunlu defterlere
kaydedilmesi gerekmektedir. |
Buna
göre, mal ve hizmet alımı ya da diğer giderlere ilişkin olarak düzenlenen
fatura veya benzeri belgelerde gösterilen KDV’nin, vergiyi doğuran olayın
meydana geldiği takvim yılı sonuna yasal defterlere kaydedilmesi şartıyla söz
konusu fatura veya benzeri belgelerin yasal defterlere kaydedildiği ay KDV
beyannamesinde gösterilerek indirim konusu yapılması mümkün
bulunmaktadır. Söz konusu faturaların izleyen yıl yasal defterlerine
kaydedilerek KDV indirim yapılması kanunen mümkün değildir. Örneğin, 2012
tarihli bir faturanın 2013 yılında yasal defterlere kaydedilerek,
KDV’sinin indirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Nitekim, Maliye Bakanlığı
da aynı görüşte olup, verdiği bazı Özelgelerin özetleri aşağıdadır: |
“Şirketinize
2010 yılında ifa edilen bir hizmete ilişkin olarak düzenlenen, ancak bedel
üzerindeki anlaşmazlık sebebiyle kayıtlara alınmayan .../2010 tarihli
faturadaki KDV’nin, 2011 ve takip eden yıllarda indirim konusu yapılması
mümkün değildir.”(1) |
“Hesap
dönemi kapandıktan sonra gelen faturalarda yer alan tutarlar, tahakkuk
ettikleri dönemin gideri olarak değerlendirilecektir. Ayrıca, söz konusu
faturalarda yer alan ve indirim konusu yapılamayan KDV tutarlarının maliyet
veya gider unsuru olarak dikkate alınması mümkün olup, bu tutarların gider
olarak dikkate alınması halinde, fatura tarihinin içinde bulunduğu
vergilendirme döneminin kurum kazancının tespitinde dikkate alınması
gerekmektedir.”(2) |
“2010
yılında ifa edilen ve KDV den istisna olduğu gerekçesiyle vergi hesaplanmayan
söz konusu işleme ilişkin olarak izleyen yıl içerisinde düzenlenen 30.06.2011
tarihli faturada yer alan KDV tutarının, işlemin gerçekleştiği takvim yılı
aşılmış olduğundan indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.”(3) |
4- Konu
İle İlgili Örnekler |
Örnek-1: 20 Kasım 2012 tarihli bir gider faturasının unutma
nedeniyle 2012 yılı defterlerine kaydı yapılamamıştır. Genel yönetim gideri
olan faturanın varlığı 10 Nisan 2013 tarihinde fark edilmiş olup, tutarı
10.000,00 TL + 1.800,00 TL KDV’dir. Kurumlar vergisi beyannamesi henüz
verilmemiştir. Bu durumda izlenecek 3 yol bulunuyor. |
1. Yol |
Faturanın
2012 yılı yevmiye defterine 31.12.2012 tarihi ile kaydı sağlanabilir. Gider
ve indirilecek KDV tutarı ait oldukları hesaplara kaydedildikten sonra gelir
tablosu hesaplarına yansıtmalar yapıldıktan sonra yeni duruma göre kapanış
yevmiye kaydı yapılarak işlem tamamlanır. |
Yevmiye
Kaydı: |
–––––––––––––31.12.20012––––––––––––– |
770
Genel Yönetim Giderleri 10.000,00 |
191
İndirilecek KDV
1.800,00 |
102/320
Hesaplar
11.800,00 |
–––––––––––––––––/––––––––––––––––– |
Doğal
olarak, faturanın yevmiye defterine kaydından sonra Aralık/2012 dönemine ait
KDV beyannamesinin düzeltilmesi gerekiyor. Öte yandan, vergi karşılıklarına
ilişkin yevmiye kaydının da kapanış kaydından önce düzeltilmesi gerekir. |
2. Yol |
Söz
konusu fatura ait olduğu yıl yevmiye defterine kaydedilmek yerine içinde
bulunulan 2013 yılı yevmiye defterine de kaydedilebilir. Bu durumda;
fatura üzerinde gösterilen KDV yıl aşımı nedeniyle indirim konusu yapılamaz.
Ancak, doğduğu işlemin niteliğine göre, asıl fatura bedeli ile birlikte 570
veya 580 no.lu hesaplara kaydedilerek muhasebeleştirilebilir. |
Faturanın
2012 yılına ait olması nedeniyle faturadaki KDV dahil 11.800 TL’nin tamamı
kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde “Diğer
İndirimler” adı altında bildirilmek suretiyle
vergi matrahından indirim konusu yapılabilir. |
Yevmiye
Kaydı: |
–––––––––––––10.04.2013––––––––––––– |
570 veya
580 Hesap
11.800,00 |
102/320
Hesaplar
11.800,00 |
–––––––––––––––––/––––––––––––––––– |
3. Yol |
Bu
yolda 1 ve 2. yolun aksine olarak fatura tutarı KDV dahil olarak 10.04.2013
tarihinde 2013 yılı yevmiye defterine 681 Geçmiş Yıllar Giderleri olarak
kaydedilerek [faturanın (aynı zamanda giderin) ait olduğu yıl gelir tablosunu
dolayısıyla vergi matrahını etkilemeden] cari yılın gelir tablosuna intikal
ettirilir. |
Bu
yolun izlenmesi halinde vergilendirmede dönemsellik ilkesi gereği olarak KDV
dahil tutar ticari kârdan indirilmekle birlikte, mali kârın tespitinde (vergi
matrahının tespitinde) KKEG olarak dikkati alınır. |
–––––––––––––10.04.2013––––––––––––– |
681
Önceki Dön. Gid. ve Zar.
11.800,00 |
950
Kan. Kabul Edilm. Gid. 11.800,00 |
102/320
Hesaplar
11.800,00 |
951 Kan. Kab. Edilm. Gid. Karş.
11.800,00 |
–––––––––––––––––/––––––––––––––––– |
|
|
Hayreddin
ERDEM* |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder