25 Haziran 2013 Salı

Yıl/Hesap Dönemi Kapandıktan Sonra Gelen Faturaların Vergi Kanunları Karşısındaki Durumu



I- GİRİŞ
Ticari hayatta mal ve hizmet alımları ile mükellefiyetle ilgili diğer giderlere ilişkin olarak satıcılar tarafından düzenlenen faturaların yıl geçtikten/hesap dönemi kapandıktan sonra şirketlere intikal etmesi olayına sıkça rastlanılmaktadır. Unutma, posta/kargoda kaybolma, satıcılar tarafından geç gönderilmesi vb. nedenlerle faturalar alıcılara geç intikal edebilmektedir.
Uygulamada, belirtilen şekilde yıl geçtikten/hesap dönemi kapandıktan sonra alıcılara intikal eden faturalarda yer alan tutarların gider yazılıp yazılamayacağı ve KDV’lerinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı ve/veya indirilemeyecekse gider yazılıp yazılamayacağı konularında tereddütlerle karşılaşılmaktadır.
Aşağıda, yıl geçtikten/defterler kapatıldıktan sonra gelen faturaların vergi kanunları karşısındaki durumu incelenecek, bu konudaki kişisel görüşlerimiz belirtilecektir.
II- YIL GEÇTİKTEN/DEFTERLER KAPATILDIKTAN SONRA GELEN FATURALARIN VERGİ KANUNLARI KARŞISINDAKİ DURUMU
A- VERGİ USUL KANUNU KARŞISINDAKİ DURUM
Vergi Usul Kanunu’nun 219. maddesinde kayıt süresi düzenlenmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre,
“- Muamelelerin işin hacmine ve icabına uygun olarak muhasebenin intizam ve vuzuhunu bozmayacak bir zaman zarfında kaydedilmesi şarttır. Bu gibi kayıtların on günden fazla geciktirilmesi caiz değildir.
- Kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri, primanota ve bordro gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan mazbut vesikalara dayanarak yürüten müesseselerde, muamelelerin bunlara işlenmesi, deftere işlenmesi hükmündedir. Ancak bu kayıtlar, muamelelerin esas defterlere 45 günden daha geç intikal ettirilmesine cevaz vermez.
- Serbest meslek kazanç defterine muameleler günü gününe kaydedilir.”
Söz konusu kayıtların yukarıda belirtilen sürelerde yapılmaması, aynı Kanun’un 352/I-6. maddesine göre birinci derece usulsüzlük cezasını gerektirmektedir.
B- GELİR/KURUMLAR VERGİSİ KANUNLARI KARŞISINDAKİ DURUM
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 38. maddesinde, bilanço esasına göre ticari kazancın tespit şekli belirtilmiştir. Buna göre, bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce,
- İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir.
- İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.
Ticari kazancın bilanço esasına göre tespit edilmesi sırasında, bu Kanun’un 40 ve 41. maddeleri hükümleri ile Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ait hükümlerine uyulur.
Aynı Kanun’un 40. maddesinde, safi kazancın tespitinde indirilecek giderler, 41. maddesinde ise indirimi kabul edilmeyen giderler sayılmıştır. Her iki madde hükmünde de yıl geçtikten/defterler kapandıktan sonra gelen faturaların ait olduğu yıl safi kazancının tespitinde gider olarak indirilemeyeceği hususunda yapılmış bir düzenleme bulunmamaktadır.
Öte yandan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6. maddesinde, “kurumlar vergisinin mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı” hükme bağlanmıştır. Buna ilaveten, aynı Kanun’un 8. maddesinde, ticari kazanç gibi hesaplanan kurum kazancının tespitinde mükelleflerin ayrıca hasılattan indirebilecekleri giderler, 11. maddesinde ise kurum kazancının tespitinde kabul edilmeyen indirimler sayılmıştır. Kurumlar Vergisi Kanunu’nun belirtilen hükümlerinde de yıl geçtikten / defterler kapandıktan sonra gelen faturaların ait olduğu yıl safi kazancının tespitinde gider olarak indirilemeyeceği hususunda yapılmış bir düzenleme bulunmamaktadır.
C- KDV KANUNU KARŞISINDAKİ DURUM
KDV’de indirim müessesesi, KDV Kanunu’nun 29-36. maddelerinde düzenlenmiştir. KDV Kanunu’nun 29. maddesinin 1/a fıkrasında; “mükelleflerin aksine bir hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri belgelerde gösterilen KDV’yi indirim konusu yapabilecekleri”, 3. fıkrasında ise “indirim hakkının vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili belgelerin kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği” hükme bağlanmıştır.
Anılan Kanun’un 34/1. maddesinde ise, “yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait KDV’nin alış faturası veya benzeri belgeler ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu belgeler kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği” hüküm altına alınmıştır.
KDV Kanunu’nun 29 ve 34. maddelerine göre, mükelleflerin yüklendik­leri vergileri indirebilmeleri için, aşağıdaki şartların topluca var olması şart­tır:
- Yüklenilen KDV mükellefiyetle ilgili olmalıdır.
- Yüklenilen KDV indirilebilecek nitelikte olmalıdır.
- KDV fatura veya benzeri belgeler üzerinde ayrıca göste­rilmelidir.
- Fatura veya benzeri belgeler ilgili takvim yılı aşılmamak şartıyla yasal defterlere kayde­dilmeli­dir.
Öte yandan geç gelen faturalarda yer alan KDV’nin indirimi konusunda 23 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin (H/3). bölümünde aşağıdaki açıklamalar yapılmıştır:
“3. İndirim Zamanı:
Maddeye eklenen 3. fıkra ile de indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla ilgili vesikaların kanuni defterlere kayıt edildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği hükme bağlanmıştır.
Bilindiği üzere, Vergi Usul Kanunu’nun kayıt nizamına ilişkin 219. maddesinin “a” bendinde; “Muamelelerin işin hacmine ve icabına uygun olarak muhasebenin intizam ve vuzuhunu bozmayacak bir zaman zarfında kaydedilmesi şarttır. Bu gibi kayıtların on günden fazla geciktirilmesi caiz değildir” hükmü yer almaktadır. Aynı Kanun’un 352/1-6. maddesinde ise bu hükme aykırı hareket edilmesi halinde, 1. derece usulsüzlük cezası uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Buna göre, fatura ve benzeri vesikalar 10 gün içinde defterlere kaydedilebilecek, indirim hakkı ise vesikaların kanuni defterlere kayıt edildiği vergilendirme döneminde kullanılabilecektir. Ancak bu indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu yıl içinde kullanılması yani yılın aşılmaması gerekir. Mesela; 28 Ağustos 1986 tarihli alış faturasının on günlük süreyi aşmayacak şekilde 5 Eylül 1986 tarihinde deftere kayıt edilmesi halinde faturada gösterilen katma değer vergisi Eylül 1986 dönemi işlemlerine dahil edilerek indirim konusu yapılabilecektir.
Mükelleflerin alış ve giderlerine ilişkin vesikaların kendi iradeleri dışındaki sebeplerle işletmeye kayıt süresi geçtikten sonra intikal etmesi halinde, ispat ve tevsik edilmek şartıyla olayın mücbir sebep olarak kabul edilmesi ve vesikaların kayıt süresinden sonra kayda alınması mümkündür. Mükellefler bu suretle belgeleri kanuni sürenin geçmesinden sonra defter kayıtlarına almaları halinde de fatura ve benzeri vesikalarda ayrıca gösterilen katma değer vergisi bu belgelerin kanuni defterlere kayıt edildiği vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabilecektir. Mesela; yukarıda sözü edilen 28 Ağustos 1986 tarihli faturanın 16 Ekim 1986 tarihinde deftere kayıt edilmesi halinde Ekim 1986, 4 Kasım 1986 tarihinde deftere kayıt edilmesi halinde de Kasım 1986 vergilendirme dönemlerinde indirim konusu yapılabilecektir. Ancak her halükarda 1986 yılının içinde kesilen faturanın o yıl defterine kayıt edilip, yine o yılda indirim konusu yapılması gerekmekte olup, yukarıdaki örnekte belirtilen faturada yer alan verginin Ocak 1987 veya müteakip vergilendirme dönemlerinde indirimi söz konusu olamayacaktır. Ancak Vergi Usul Kanunu’nun kayıt nizamı hükümlerine uyulmaması halinde anılan Kanun’da belirtilen müeyyidelerin uygulanacağı tabidir.”
Öte yandan, aynı Kanun’un 58. maddesinde, “mükellefçe indirilebilecek nitelikte olan KDV’nin gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak dikkate alınamayacağı” hükme bağlanmıştır. Madde hükmünün mefhum-u muhalifinden hareketle, mükellefçe indirilemeyecek hale gelen KDV’nin, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak dikkate alınabileceği sonucu ortaya çıkmaktadır. Ancak, indirilemeyecek olan KDV’nin, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarının izin verdiği ölçüde gider yazılabileceği açıktır. Gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında kanunen kabul edilmeyen giderlere ait KDV’nin, bu vergilerin matrahlarının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.
D- YASAL DEFTERLER KAPANDIKTAN SONRA GELEN FATURALARLA İLGİLİ OLARAK YAPILACAK İŞLEMLER
1- Sonradan Gelen Faturaların Gider Kaydı ve/veya Beyanname Üzerinden İndirim
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 64. maddesinin 6455 sayılı Kanunla değişik üçüncü fıkrasına göre, yevmiye defterinin kapanış onayının, izleyen yılın altıncı ayının yani Haziran ayının sonuna kadar yaptırılması gerekmektedir. Bu tasdik işlemine uygulamada “kapanış tasdiki” denilmektedir.
Bilindiği üzere, gelir ve kurumlar vergilerinde dönemsellik ilkesi geçerlidir. Bu ilkeye göre, gelir ve giderlerin ilgili bulundukları yılın kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Bir önceki yıla ilişkin olarak düzenlenen ve aynı yıl tarihini taşıyan faturaların bir sonraki yılda ilgili işletmeye intikal etmesi halinde dört şekilde hareket edilebilir:
Birincisi; gelir ve kurumlar vergisi beyannamesi henüz verilmemişse ve henüz defterlerin kapanış tasdiki yaptırılmamışsa, söz konusu faturalar doğrudan ilgili bulundukları yılın kayıtlarına intikal ettirilebilecektir. Gelir ve kurumlar vergisi yönünden durum bu şekilde olmakla birlikte, KDV yönünden Aralık ayı KDV beyannamesi verilmişse bu beyannamede işin mahiyetine göre düzeltme yapılması gerekmektedir. Aralık ayı KDV beyannamesi henüz verilmemişse, geç gelen fatura KDV’sinin dahil edilmesi gerekecektir.
İkincisi; fatura kaydından önce gelir ve kurumlar vergisi beyannamesi verilmiş, yevmiye defterine kapanış kaydı yapılmış ve defter yazdırılmış olabilir. Bu durumda ters yevmiye kaydı ile kapanış kaydı iptal edilerek, bir başka ifade ile defter yeniden açılarak fatura kaydı ve yansıtma kayıtları yapılabilir. Bilahare kapanış kaydı yapılarak defter yazdırılabilir. Bu durumda mali tabloların yeni duruma göre düzenlenmesi, gelir/kurumlar vergisi beyannamesinin düzeltilmesi gerekir.
Üçüncüsü; faturaların yevmiye defterinin kapanış tasdiki yapıldıktan sonra gelmesi halinde, mükellefler kapanış tasdiki yapılan defterlerde hiçbir kayıt yapmadan doğrudan kapanan yıla ilişkin gelir/kurumlar vergisi düzeltme beyannamesi vererek bu beyanname üzerinde “diğer indirimler” olarak göstermek suretiyle matrahtan indirim olarak dikkate alabileceklerdir. Beyanname üzerinde “diğer indirimler” olarak gösterilen önceki yıl tarihini taşıyan faturalar yeni hesap dönemi defter ve kayıtlarında duruma göre 570 Geçmiş Yıllar Kârları veya 580 Geçmiş Yıllar Zararları hesaplarında gösterilir.
Dördüncüsü ise, önceki yıla ait olan faturanın işletmeye geç intikal etmesi halinde cari yılda kayıtlara KDV dahil olarak 681 Önceki Dönem Gider ve Zararları olarak kaydedilmesidir. Faturanın ait olduğu yıl yerine cari yılın gelir tablosuna intikal ettirilmesi kar veya zararı etkileyebilecektir. Bu durumda KDV dahil tutarın vergilendirmede dönemsellik ilkesinin gereği olarak vergi matrahının tespitinde gider olarak indirilmemesi gerekir. Bu nedenle KDV dahil tutar için Nazım Hesaplarda, Kanunen Kabul Edilmeyen Gider (KKEG) olarak karşılık ayrılması doğru olur.
Yukarıda belirtilen ilk üç yol fatura tutarının vergi matrahını etkileyecek şekilde kayıtlara alınmasına ilişkindir. Dördüncü yol ise fatura tutarının vergi matrahını etkilemeden kayıtlara alınmasına ilişkin olup, uygulamada en çok başvurulan yol budur.
Kişisel görüşümüze göre, bu konuda yapılacak en anlamlı uygulama, önceki yıla ait olup, cari yılda geç gelen faturaların duruma göre cari yılda 570 Geçmiş Yıllar Kârları veya 580 Geçmiş Yıllar Zararları hesaplarında gösterilerek, gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde “Diğer İndirimler” adı altında matrahtan indirilmesidir. Bu şekilde işlem yapılması, Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde hükme bağlanan “işlemlerin gerçek mahiyetinin esas olması ilkesi” ve muhasebenin genel ilkelerinden olan “özün önceliği” ilkesine uygundur. Ancak, yapılan bu işlemin tam tasdik yapan YMM tarafından, YMM yoksa ilgili işletme tarafından vergi dairesine bildirilmesi gerekir.
2- KDV İndirimi
Yıl geçtikten/hesap dönemi kapandıktan sonra gelen faturalardaki KDV, ancak bu faturaların bir önceki yıl yasal defterlerine kaydedilmesi şartıyla indirim konusu yapılabilir. Burada üç farklı durum söz konusu olabilecektir:
Birinci Durum: Söz konusu faturaların gelir/kurumlar vergisi beyannameleri verilmeden önce yasal defterlere kaydedilmesi halinde, bu faturalardaki KDV henüz Aralık ayı KDV beyannamesi verilmemişse bu beyannameye dahil edilerek, verilmişse Aralık ayına ilişkin düzeltme beyannamesi verilerek indirim konusu yapılabilir. Burada herhangi bir sorun bulunmamaktadır. Düzeltme işleminin incelemeye sevk edilmemesi için, düzeltmenin tam tasdik yapılan YMM tarafından bir rapora bağlanması gerekmektedir.
İkinci Durum: Fatura kaydından önce gelir ve kurumlar vergisi beyannamesi verilmiş, yevmiye defterine kapanış kaydı yapılmış ve defter yazdırılmış olabilir. Bu durumda ters yevmiye kaydı ile kapanış kaydı iptal edilerek, bir başka ifade ile defter yeniden açılarak fatura kaydı yapılabilir ve kapanış kaydı yapılarak defter yazdırılabilir. Bu durumda, yine Aralık ayı KDV beyannamesi düzeltilerek bu faturalardaki KDV indirim konusu yapılabilir. Ancak, uygulamada bu gibi durumlarda defterin yeniden açılarak fatura kaydının yapıldığı tarihi bir sonraki yıl olduğunun kolayca tespit edilebileceği, bu durumda ise KDV Kanunu’nun 29/3. maddesine göre bu KDV’lerin indirim konusu yapılamayacağı şeklinde de görüşler bulunmaktadır.
Yukarıda belirtilen durumlarda düzeltme işlemleri, Vergi İdaresi tarafından incelemeye sevk edilmektedir. Bu şekilde düzeltme beyannamesi ile yapılacak bir indirim, indirilecek KDV’yi artırması ve/veya ödenecek KDV’yi azaltması nedeniyle incelemeye sevk edilebilecektir. Ancak, mükelleflerin bir YMM ile tam tasdik sözleşmesi bulunması ve düzeltmenin tam tasdik yapan YMM tarafından 20 seri no.lu SM, SMM ve YMM Kanunu Genel Tebliği’nin (D) bölümünde yapılan açıklamalara istinaden bir rapora bağlanması halinde, düzeltme işlemi incelemeye sevk edilmeyebilecektir. Çünkü, YMM raporları inceleme raporu olarak kabul edilmektedir.
Üçüncü Durum: Mükelleflerin geç gelen faturaları kapanış tasdiki yapılan defterlerde hiçbir kayıt yapmadan doğrudan kapanan yıla ilişkin gelir/kurumlar vergisi düzeltme beyannamesi vererek bu beyanname üzerinde “diğer indirimler” olarak göstermek suretiyle matrahtan indirim olarak dikkate almaları halinde, bu faturalardaki KDV’nin de indirim konusu yapılmayarak, KDV tutarı da “diğer indirimler”e ilave edilecektir. Beyanname üzerinde “diğer indirimler” olarak gösterilen önceki yıl tarihini taşıyan KDV dahil faturalar yeni hesap dönemi defter ve kayıtlarında duruma göre 570 Geçmiş Yıllar Kârları veya 580 Geçmiş Yıllar Zararları hesaplarında gösterilecektir.
Dördüncü Durum: Önceki yıl tarihli faturanın işletmeye geç intikal etmesi halinde, faturanın KDV dahil tutarı cari yılda kayıtlara 681 Önceki Dönem Gider ve Zararları olarak kaydedilebilir. Bu durumda KDV dahil tutarın vergilendirmede dönemsellik ilkesinin gereği olarak vergi matrahının tespitinde gider olarak indirilmemesi gerekir. Bunun için KDV dahil tutar için Nazım Hesaplarda KKEG olarak karşılık ayrılır.
3- Önceki Yılın Tarihini Taşıyan Faturalardaki KDV’nin Sonraki Yılda Defterlere Kaydedilerek İndirim Konusu Yapılamayacağı
Faaliyetlere ilişkin olarak yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılabilmesi için verginin fatura ya da benzeri belgeler üzerinde ayrıca gösterilmesi yeterli olmayıp, mutlak suretle bu belgelerin vergiyi do­ğuran olayın meydana geldiği takvim yılı aşılmamak şartıyla yasal olarak tutulması zorunlu defterlere kaydedilmesi gerekmektedir.
Buna göre, mal ve hizmet alımı ya da diğer giderlere ilişkin olarak düzenlenen fatura veya benzeri belgelerde gösterilen KDV’nin, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılı sonuna yasal defterlere kaydedilmesi şartıyla söz konusu fatura veya benzeri belgelerin yasal defterlere kaydedildiği ay KDV beyannamesinde gösterilerek indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır. Söz konusu faturaların izleyen yıl yasal defterlerine kaydedilerek KDV indirim yapılması kanunen mümkün değildir. Örneğin, 2012 tarihli bir faturanın 2013 yılında yasal defterlere kaydedilerek, KDV’sinin indirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Nitekim, Maliye Bakanlığı da aynı görüşte olup, verdiği bazı Özelgelerin özetleri aşağıdadır:
“Şirketinize 2010 yılında ifa edilen bir hizmete ilişkin olarak düzenlenen, ancak bedel üzerindeki anlaşmazlık sebebiyle kayıtlara alınmayan .../2010 tarihli faturadaki KDV’nin, 2011 ve takip eden yıllarda indirim konusu yapılması mümkün değildir.”(1)
“Hesap dönemi kapandıktan sonra gelen faturalarda yer alan tutarlar, tahakkuk ettikleri dönemin gideri olarak değerlendirilecektir. Ayrıca, söz konusu faturalarda yer alan ve indirim konusu yapılamayan KDV tutarlarının maliyet veya gider unsuru olarak dikkate alınması mümkün olup, bu tutarların gider olarak dikkate alınması halinde, fatura tarihinin içinde bulunduğu vergilendirme döneminin kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.”(2)
“2010 yılında ifa edilen ve KDV den istisna olduğu gerekçesiyle vergi hesaplanmayan söz konusu işleme ilişkin olarak izleyen yıl içerisinde düzenlenen 30.06.2011 tarihli faturada yer alan KDV tutarının, işlemin gerçekleştiği takvim yılı aşılmış olduğundan indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.”(3)
4- Konu İle İlgili Örnekler
Örnek-1: 20 Kasım 2012 tarihli bir gider faturasının unutma nedeniyle 2012 yılı defterlerine kaydı yapılamamıştır. Genel yönetim gideri olan faturanın varlığı 10 Nisan 2013 tarihinde fark edilmiş olup, tutarı 10.000,00 TL + 1.800,00 TL KDV’dir. Kurumlar vergisi beyannamesi henüz verilmemiştir. Bu durumda izlenecek 3 yol bulunuyor.
1. Yol
Faturanın 2012 yılı yevmiye defterine 31.12.2012 tarihi ile kaydı sağlanabilir. Gider ve indirilecek KDV tutarı ait oldukları hesaplara kaydedildikten sonra gelir tablosu hesaplarına yansıtmalar yapıldıktan sonra yeni duruma göre kapanış yevmiye kaydı yapılarak işlem tamamlanır.
Yevmiye Kaydı:
–––––––––––––31.12.20012–––––––––––––
770 Genel Yönetim Giderleri                           10.000,00
191 İndirilecek KDV                                           1.800,00
102/320 Hesaplar                                                             11.800,00
–––––––––––––––––/–––––––––––––––––
Doğal olarak, faturanın yevmiye defterine kaydından sonra Aralık/2012 dönemine ait KDV beyannamesinin düzeltilmesi gerekiyor. Öte yandan, vergi karşılıklarına ilişkin yevmiye kaydının da kapanış kaydından önce düzeltilmesi gerekir.
2. Yol
Söz konusu fatura ait olduğu yıl yevmiye defterine kaydedilmek yerine içinde bulunulan 2013 yılı yevmiye defterine de kaydedilebilir. Bu durumda; fatura üzerinde gösterilen KDV yıl aşımı nedeniyle indirim konusu yapılamaz. Ancak, doğduğu işlemin niteliğine göre, asıl fatura bedeli ile birlikte 570 veya 580 no.lu hesaplara kaydedilerek muhasebeleştirilebilir.
Faturanın 2012 yılına ait olması nedeniyle faturadaki KDV dahil 11.800 TL’nin tamamı kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde “Diğer İndirimler” adı altında bildirilmek suretiyle vergi matrahından indirim konusu yapılabilir.
Yevmiye Kaydı:
–––––––––––––10.04.2013–––––––––––––
570 veya 580 Hesap                                     11.800,00
102/320 Hesaplar                                                             11.800,00
–––––––––––––––––/–––––––––––––––––
3. Yol
Bu yolda 1 ve 2. yolun aksine olarak fatura tutarı KDV dahil olarak 10.04.2013 tarihinde 2013 yılı yevmiye defterine 681 Geçmiş Yıllar Giderleri olarak kaydedilerek [faturanın (aynı zamanda giderin) ait olduğu yıl gelir tablosunu dolayısıyla vergi matrahını etkilemeden] cari yılın gelir tablosuna intikal ettirilir.
Bu yolun izlenmesi halinde vergilendirmede dönemsellik ilkesi gereği olarak KDV dahil tutar ticari kârdan indirilmekle birlikte, mali kârın tespitinde (vergi matrahının tespitinde) KKEG olarak dikkati alınır.
–––––––––––––10.04.2013–––––––––––––
681 Önceki Dön. Gid. ve Zar.                       11.800,00
950 Kan. Kabul Edilm. Gid.                           11.800,00
102/320 Hesaplar                                                             11.800,00
951 Kan. Kab. Edilm. Gid. Karş.                                       11.800,00
–––––––––––––––––/–––––––––––––––––
Hayreddin ERDEM*

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder