30 Haziran 2011 Perşembe

Analık Hali Geçici İş Göremezlik Ödeneği

Analık Hali Geçici İş Göremezlik Ödeneği
Sigortalının, iş kazası ve meslek hastalığı dışında kalan ve iş göremezliğine neden olan rahatsızlıklar, hastalık halidir.
Analık hali, sigortalı kadının veya sigortalı erkeğin sigortalı olmayan eşinin, kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan kadının ya da gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı olmayan eşinin gebeliğinin başladığı tarihten itibaren doğumdan sonraki ilk sekiz haftalık, çoğul gebelik halinde ise ilk on haftalık süreye kadar olan gebelik ve analık hali ile ilgili rahatsızlık ve özürlülük halleri olarak tanımlanmıştır.
Analık sigortasından sağlanan haklar
İş kazası veya meslek hastalığı sigortasından sağlanan haklar şunlardır:
a) Sigortalıya, geçici iş göremezlik süresince günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi.
b) Sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanması.
c) İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine, gelir bağlanması.
d) Gelir bağlanmış olan kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi.
e) İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen sigortalı için cenaze ödeneği verilmesi.
Geçici İş Göremezlik Ödeneği
Kanunun 16 ncı maddesinin ikinci fıkrası ile Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının;
a) Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar,
b) Köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan ise; Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar, Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlar, Tarımsal faaliyette bulunanlar,
 ile 5 inci maddesinin;
a) Hizmet akdi ile çalışmamakla birlikte, ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutuklular ve
g) Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri için sigortalı kadına, analık hallerine bağlı olarak günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilecektir. Geçici iş göremezlik ödeneği hekimin vereceği istirahata bağlı olarak doğumdan önceki ve sonraki 8 haftalık sürede, çoğul gebelik halinde doğumdan önceki 8 haftalık süreye 2 haftalık süre ilave edilerek çalışmadığı her gün için ödenecektir. Sigortalı kadının isteği ve hekimin onayı ile doğuma 3 hafta kalıncaya kadar çalışması halinde, doğum sonrası istirahat süresine çalışılan süre eklenecektir. Bu sürelerin eklenebilmesi için doğumdan önceki 3 haftaya kadar çalışmasının uygun olduğuna dair sağlık raporu yetkilendirilen sağlık hizmet sunucularınca düzenlenecektir.
Geçici iş göremezlik ödeneği ödenebilmesi için;
a- İstirahatın başladığı tarihte sigortalılık niteliğinin sona ermemesi,
b- Doğumdan önceki 1 yıl içinde en az 90 gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması,
c- Bu süre içinde işyerinde çalışmamış olması,
ç- Doğum olayının gerçekleşmiş olması,
gerekmektedir.
5510/4 (b) bendinde belirtilen muhtarlar ile gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olan, gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olan ve tarımsal faaliyette bulunan, sigortalı kadına analık sigortasından geçici iş göremezlik ödeneği ödenirken genel sağlık sigortası dahil prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması gerekir.
Sigortalı kadının, erken doğum yapması halinde doğumdan önce kullanamadığı çalıştırılamayacak süreler ile isteği ve hekimin onayıyla doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışması halinde ve 3 hafta kalıncaya kadar çalışabileceğine dair rapor alan ancak daha önce erken doğum yapan kadın sigortalıya doğum yapacağı tarihten önce (erken doğum nedeniyle) kullanamadığı günler doğum sonuna ilave edilerek geçici iş göremezlik ödeneği ödenecektir.
Ayrıca, doğumuna 8 hafta veya çoğul gebelikte 10 hafta kaldığı ve 3 hafta kalıncaya kadar çalışabileceğine dair rapor almaksızın doğum öncesi 8 hafta veya çoğul gebelik halinde 10 hafta kaldığı için istirahata ayrılan ve daha önce erken doğum yapan kadın sigortalıya doğum yapacağı tarihten önce erken doğum yapması nedeniyle kullanamadığı günler doğum sonuna ilave edilerek geçici iş göremezlik ödenekleri ödenecektir.
Doğuma üç hafta kalıncaya kadar işyerinde çalışabileceğine dair raporu almadan işyerinde çalışmaya devam eden, ancak doğum yaptıktan sonra erken doğum yaptığı anlaşılan kadın sigortalıya erken doğum nedeniyle kullanamadığı günlere ait geçici iş göremezlik ödeneği doğum sonrası çalışmadığı günlere ilave edilerek geçici iş göremezlik ödeneği ödenecektir.
Emzirme ödeneği
Analık sigortasından sağlanan diğer bir hak emzirme ödeneğidir. Sigortalı kadına veya sigortalı olmayan karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılardan; kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan kadına ya da gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı olmayan eşine, her çocuk için yaşaması şartıyla doğum tarihinde geçerli olan ve Kurum Yönetim Kurulunca belirlenip Bakanlık Makamınca onaylanan tarife üzerinden emzirme ödeneği verilecektir.
Sigortalı erkeğin sigortalı olmayan karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe emzirme yardımı ödenebilmesi için, doğum tarihinde doğum yapan kadınla Medeni Kanuna göre evlenmiş olması şartı aranacaktır.
Sigortalı kadına veya sigortalı olmayan eşinin doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe emzirme ödeneği verilebilmesi için;
a) (a) bendi kapsamında olanlar için doğumdan önceki bir yıl içinde en az 120 gün kısa vadeli sigorta kolları primi bildirilmiş olması,
b) (b) bendi kapsamında olanlar için doğumdan önceki bir yıl içinde en az 120 gün kısa vadeli sigorta kolları primi yatırılmış ve genel sağlık sigortası primi dahil prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması,
Emzirme ödeneğine hak kazanan sigortalılardan Kanunun 9 uncu maddesine göre sigortalılığı sona erenlerin, bu tarihten başlamak üzere üçyüz gün içinde çocukları doğarsa, sigortalı kadın veya karısı analık sigortası haklarından yararlanacak sigortalı erkeğe, doğum tarihinden önceki onbeş ay içinde en az 120 gün prim ödenmiş olması şartıyla emzirme ödeneği verilebilecektir.
Mehmet Fatih Geleriİş ve Sosyal Güvenlik Uzmanı

29 Haziran 2011 Çarşamba

İşine Kendi İşi Gibi Sahip Çıkacak Eleman

İşine Kendi İşi Gibi Sahip Çıkacak Eleman

Her işveren, işe kendi işi gibi sahip çıkacak birisini arar. Acaba böyle eleman nasıl bulunur? Hadi buldunuz diyelim; böyle elemanın işletmede kalması ve de işe sahip çıkması nasıl sağlanır, motivasyonu ne şekilde yüksek tutulur?
  • Yaptığı işi seveni bulmalısınız
İnsan, ancak sevdiği şeylere sahip çıkar. Bu nedenle, işine sahip çıkması için, kişi önce işini sevmelidir. Eğer aradığınız, işine sahip çıkacak birisi ise, bu kişi işini seven birisi olmalıdır. Kişinin işini sevmesinde işe nasıl baktığı çok önemlidir. Burda da en önemli şey, kişinin tutumudur. Nikahta keramet vardır, girince işe ısınır  dememelidir. Birisinin bilgi eksikliği ve davranışı bir noktaya kadar değiştirilebilir, iyileştirilebilir. Ama tutumunu, yaşama bakış açısını değiştirme olasılığı çok uzaktır. Bu nedenle, eleman seçerken önce kişinin tutumuna, işe karşı tutumuna bakılmalıdır.
  • Kişiye güvenmelisiniz ve güvendiğinizi göstermelisiniz
Eğer seçiminizi doğru yaptığınıza inanıyorsanız, güveniyorsanız, aldığınız kişiye de güvenmelisiniz. Evet,  kişiyi deneyebilirsiniz. Ama bu ömür boyu sürecek bir deneme olmamalıdır. Kişinin genel ve iş ahlâkında hiç bir kuşkunuz olmamalıdır. Kişiye bilgi ve beceri kapasitesi  sınırları dahilinde yapabileceği işlerin sorumluluğunu vermelisiniz. Sorumluluğunu  verdiğiniz işte de güvenmelisiniz. Güven konusu dijital bir konudur, 1 veya 0 mantığına göre çalışır. Bir kişiye ya güvenir, ya da güvenmezsiniz; ortası yoktur. Kişiye güvenmeli ve güvendiğinizi göstermelisiniz.
  • Sorumluluğu taşıyacak yetkiyi vermelisiniz
Kişi, kendi işinde tam yetkilidir. Başkalarına danışır, ama bir şey yapmak için başka birisinin onayını almaz. Eğer birisinin işine sahip çıkmasını bekliyorsanız, kendi işi gibi davranmasını istiyorsanız, o kişiyi yaptığı işin sahibi yapınız. Ona sorumluluğunu taşıyacak yetki veriniz. Kişi iş yaptıkça kendine güveni ve yetkinliği artacaktır. Bu durumda sorumluluğunu ve ona paralel olarak da yetkilerini artırabilirsiniz.
  • Kişiye adil olmalısınız
Kendi işinizi yaparken birisi size adil davranmazsa ne yaparsınız? "Kör Allah'a nasıl bakarsa, Allah da köre öyle bakar" deyip siz de ona adil davranmazsınız  veya onunla hiç  iş yapmazsınız. Bir işyerinde çalışan eleman da aynı mantıkla hareket eder. Eğer kişiye adil olmazsınız o da size adil olmaz, ya da sizinle iş yapmaz; kendisine başka yerler arar. Bu nedenle, elemanınızın sizi terk etmesini istemiyorsanız ücretten  kariyer yönetimine kadar insan kaynağının tüm uygulamalarında çalışanınıza adil olmalısınız.
  • Takdir etmelisiniz
İnsan kendi işini yaparken bir şekilde emeğinin semeresini görür, takdir edilir. Bu da , onu motive eder, gücüne güç katar. Örneğin, her parçanın sonunda  alkışlarla takdir edilen sanatçı, bir sonraki parçasını daha bir şevkle icra eder. Başarılı işadamı kâr hanesindeki rakamı görünce daha bir istekle koyulur işine. Çalışanınızın da işine dört elle sarılmasını, işine sahip çıkmasını bekliyorsanız, onu takdir ettiğinizi her fırsatta göstermelisiniz.

Sonuç
Bir işletmenin başarılı olması için her eleman işini hakkıyla yapmalıdır. Herkes işine kendi işi gibi dört elle sarılmalıdır. Ancak bunu sağlamada işverene/yöneticiye  de görev düşmektedir. İşte yukarıdaki reçete, bu konuda yapılması gerekenleri içermektedir; uygulanmasını şiddetle tavsiye ederim.

Dr. Uğur Tandoğan

28 Haziran 2011 Salı

1 Temmuz 2011 tarihinden itibaren uygulanacak olan asgari ücret tutarları

1 Temmuz 2011 tarihinden itibaren uygulanacak olan asgari ücret tutarları

01.07.2011- 31.12.2011 döneminde;
- 16 yaşını doldurmuş işçiler için asgari ücretin günlük tutarı 27,90 TL, aylık tutarı ise 837,00 TL,
- 16 yaşını doldurmamış işçiler için asgari ücretin günlük tutarı 23,85 TL, aylık tutarı ise 715,50 TL,

olarak uygulanacaktır. Buna göre 1 Temmuz 2011 tarihinden itibaren asgari ücretli bir işçinin işverene maliyeti aylık 1.016,96 TL olmaktadır.
Hesaplamasında yıl başında geçerli olan asgari ücret tutarının kullanıldığı asgari geçim indirimi tutarı ise 2011 yılının tamamında; bekar bir çalışan için 59,74 TL, evli (eşi çalışmayan) ve 4 çocuklu bir çalışan için ise 101,55 TL olarak uygulanacaktır.
I. Asgari ücret tutarı
Komisyon kararı uyarınca, 16 yaşını doldurmuş ve doldurmamış işçiler için 01.07.2011-31.12.2011 döneminde uygulanacak olan asgari ücret tutarlarına aşağıda yer verilmiştir.

                                                   Günlük tutar     Aylık tutar
16 yaşını doldurmuş işçiler        27,90 TL    837,00 TL
16 yaşını doldurmamış işçiler    23,85 TL    715,50 TL

 II. Net asgari ücretin hesaplanması (16 yaşını doldurmuş işçiler)
Aşağıdaki tabloda 01.07.2011-31.12.2011 döneminde, 16 yaşından büyük işçilere ödenecek olan asgari ücretin net tutarının hesaplanması ile ücret üzerinden yapılan yasal kesintiler gösterilmektedir.

Brüt asgari ücret                                         837,00 TL
Sosyal güvenlik primi işçi payı (% 14)         117,18 TL
İşsizlik sigortası primi işçi payı (% 1)               8,37 TL
Gelir vergisi matrahı                                    711,45 TL
Hesaplanan gelir vergisi (% 15)                   106,72 TL
Asgari geçim indirimi (-) (*)                          59,74 TL
Kesilecek gelir vergisi                                   46,98 TL
Damga vergisi (binde 6,6)                               5,52 TL
Kesintiler toplamı                                        178,05 TL
Net asgari ücret                                           658,95 TL

(*) Yukarıdaki asgari geçim indirimi hesaplaması çalışanın bekar olduğu varsayımına göre yapılmıştır. Çalışanın medeni durumu ve çocuk sayısına göre asgari geçim indirimi tutarı değişecektir. Evli çalışanların, eşlerinin çalışıp çalışmaması ve çocuk sayıları dikkate alınarak 2011 yılında aylık olarak yararlanabilecekleri asgari geçim indirimi tutarlarını gösteren tabloyu 29 Aralık 2010 tarih ve 106 numaralı sirkülerimizde bulabilirsiniz.

III. İşverene maliyetin hesaplanması (16 yaşını doldurmuş işçiler)
Asgari ücretli bir işçinin 01.07.2011 – 31.12.2011 döneminde işverene maliyeti aylık 1.016,96TL olacaktır. Bu tutarların hesaplamasına ilişkin tabloya aşağıda yer verilmiştir.

Brüt asgari ücret                                                   837,00 TL
Sosyal güvenlik primi işveren payı (%19,5)    163,22 TL
İşsizlik sigortası primi işveren payı (% 2)          16,74 TL
Toplam maliyet                                                  1.016,96 TL

 IV. Öğrenci, aday çırak ve çıraklara ödenecek asgari ücret
3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'nun 25. maddesinde, işletmelerde meslek eğitimi gören öğrenci, aday çırak ve çırağa yaşına uygun asgari ücretin % 30'undan aşağı ücret ödenemeyeceği hükmü yer almaktadır.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından 28 Aralık 2010 tarihli toplantıda belirlenen asgari ücret tutarları dikkate alınarak 01.07.2011-31.12.2011 döneminde işletmelerde meslek eğitimi gören öğrenci, aday çırak ve çıraklara ödenmesi gereken en az ücret tutarları aşağıdaki tabloda dikkatinize sunulmaktadır.

                                                    Günlük tutar       Aylık tutar
16 yaşını doldurmuş olanlar        8,37 TL        251,10 TL
16 yaşını doldurmamış olanlar    7,16 TL        214,80 TL

"Cumartesi" yıllık izinden düşer mi ?

"Cumartesi" yıllık izinden düşer mi ?
Yıllık izin hakkı konusunda merak edilen çok şey var. Kuşkusuz en önemli soru ise “İzin süresi nasıl belirlenir?”
 
Bu, işçinin hizmet süresine ve yaşına bağlı olarak belirlenir. Yıllık ücretli izin hakkı için deneme süresinden itibaren en az bir yıl çalışmış olmak gerekmektedir.
 
İşçilerin işe giriş tarihinden itibaren hizmet süresi; “Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara 14”, “Beş yıldan fazla onbeş yıldan az olanlara 20”,” Onbeş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara 26” günden az olmamak üzüre izin verilir. Ancak işçinin yaşına göre hizmet süresine bakılmaksızın yıllık izin hakkı onsekiz ve daha küçük yaştaki işçilere 50 ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi 20 günden az olamaz.
 
Yıllık izin süreleri iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile artırılabilir. Yıllık izin süreleri, tarafların anlaşması ile bir bölümü 10 günden aşağı olmamak üzere en çok üçe bölünebilir. İşçinin bir yıldan az süre için orantılı olarak yıllık ücretli izin hakkı ise doğmaz.
 
Gelelim “Resmi tatil ve hafta tatili izinden düşülür mü?” sorusunun yanıtına. Ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmaz.
 
İş kanununda hafta tatili esasen bir gün olarak düzenlenmiştir. İşyerlerinde cumartesi günü çalışılıp çalışılmamasının bir önemi yoktur. Toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmelerinde aksine hüküm yoksa, cumartesi günü yıllık izne dahil edilir ve izinden düşülür.
 
“Ücretsiz yol izni” de merak edilen konuların başında geliyor. Yıllık ücretli izinleri işyerinin kurulu bulunduğu yerden başka bir yerde geçirecek olanlara istemde bulunmaları ve bu hususu belgelemeleri koşulu ile gidiş ve dönüşlerinde yolda geçecek süreleri karşılamak üzere işveren toplam dört güne kadar ücretsiz yol izni vermek zorundadır. Ayrıca, ihbar süresi ile işçiye verilmesi zorunlu yeni iş arama izinleri, yıllık ücretli izin süreleri ile iç içe giremez.
 
Yahya ARIKAN
Cumhuriyet

27 Haziran 2011 Pazartesi

Götürü ihracat Gideri

Götürü ihracat Gideri


4108 sayılı yasa ile ihracatçılara ihracatla getirdikleri döviz bedelinin %05 ini götürü gider olarak yazma imkanı getirilmiştir. İhraç edilen mal ve hizmet bedellerinden döviz olarak getirilen tutarın %05 i gider olarak yazılabilmektedir.
İhracat, yurt dışında inşaat, onarma, montaj ve taşımacılık faaliyetinde bulunan mükellefler bu faaliyetlerinden döviz olarak elde ettikleri hasılatın %05 ini aşmamak şartıyla yurt dışındaki bu işlerle ilgili giderlerine karşılık olmak üzere götürü olarak hesapladıkları gideri vergi matrahlarından indirebilirler.
Yurt dışında belgelenemeyen harcama yapıldığında:
_______________________________ / _____________________________
689 DİĞER OLAĞANDIŞI GİDER VE ZARARLAR 12.000.000
689.02 Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler
689.02.004 Yurtdışı harcamalar
196 PERSONEL AVANSLARI 12.000.000
196.02 Yurtdışı Seyahat Avansları
Belgesiz yurtdışı harcamalarının kaydı
_______________________________ / _____________________________
yevmiye maddesi yazılacaktır.
Dönem sonunda götürü ihracat gideri hesaplanarak kanunen kabul edilmeyen giderlerden düşülecektir.
_______________________________ / _____________________________
760 PAZARLAMA SATIŞ VE DAĞITIM GİDERLERİ 87.000.000
760.05 İhracat Pazarlama Giderleri
689 DİĞER OLAĞANDIŞI GİDER VE
ZARARLAR 87.000.000
689.02 Kanunen Kabul Edilmeyen
Giderler
689.02.04 Yurtdışı harcamalar
%05 harcama kapsamına giren ödemelerin
gider hesabına aktarılması
_______________________________ / _____________________________
İhracattan elde edilen döviz bedellerinin % 05 inin gider olarak yazılabilmesi için ödemelerin nakit hareketine bağlanması gerekir. Diğer bir ifade ile harcamanın yapıldığının nakit hareketiyle isbatlanması gerekir

24 Haziran 2011 Cuma

Tasdike tabi defterler A4 kağıdında tutulabilir mi

Tasdike tabi defterler A4 kağıdında tutulabilir mi


213 sayılı Vergi Usul Kanununun 183 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; “Yevmiye defteri ciltli ve sahifeleri müteselsil sıra numaralı olur. Mükellefler diledikleri takdirde yevmiye defteri ve tutulması zorunlu diğer defterlerini müteharrik yapraklı olarak kullanabilirler.” hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanunun 220 nci ve müteakip maddelerinde defterlerin tasdiki ile ilgili hükümler yer almakta olup, 225 inci maddesinde ise; “Defterler aşağıdaki şekilde tasdik olunur:

a) Ciltli defterlerinin tasdik esnasında sayfalarının sıra numarasıyla teselsül ettiğine bakılarak, bu sayfalar teker teker tasdik makamının resmi mühürü ile mühürlenir.
b) Müteharrik yapraklı yevmiye defteri kullanmalarına Maliye Bakanlığınca müsaade edilen müesseseler bir yıl içinde kullanacaklarını tahmin ettikleri sayıda yaprağı yukardaki esaslara göre tasdik ettirirler. Tasdikli yapraklar bittiği takdirde, yeni yapraklar kullanılmadan evvel tasdike arzolunur. ….” denilmektedir
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; tasdik edilecek defterlerde kullanılacak kağıtların nev’i önemli olmayıp, tasdik işlemlerinin kanunda belirtilen usul ve esaslara uygun olarak yapılmış olması yeterlidir.
Buna göre, kullanılacağı tahmin edilen sayıda A4 kağıdının her sayfasının tasdik makamının resmi mühürü ile mühürlenmesi ve müteselsil sayfa numaraları verilmesi kaydıyla, bu kağıtlara defter tasdiklerinin yapılmasında bir sakınca bulunmamaktadır.

Kur Farkı Vade Farkı Finansman Giderlerinin Stok Maliyetine Etkisi

Kur Farkı Vade Farkı Finansman Giderlerinin Stok Maliyetine Etkisi

Satın alınan ya da imal edilen mallarla ilgili olarak katlanılan finansman giderlerinin doğrudan gider mi, yoksa, maliyet unsuru olarak mı dikkate alınması gerektiği konusu, öteden beri tartışıla gelmiş bir konudur.
Vergi inceleme elemanları finansman giderlerini maliyet unsuru olarak kabul ederek eleştiriler yapmış ve bu konu zaman zaman idare ile mükellefler arasında ihtilaf konusu olmuştur.
Yargının bu konuda finansman giderlerinin sonuç hesaplarına doğrudan gider olarak yazılabileceğine dair kararlar vermesi sonucunda, idare bu konudaki görüşünü değiştirerek 238 seri numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’ni yayımlamıştır.
Adı geçen Tebliğ’in konuya ilişkin hükümleri aşağıdaki gibidir:
"Vergi Usul Kanunu’nun 274. maddesinde, satın alınan veya imal edilen emtianın maliyet bedeli ile değerleneceği hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanun’un 262. maddesinde ise, "Maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade eder" hükmüne yer verilmiştir.
Bu hüküm uyarınca, giderin maliyet bedeline intikal ettirilebilmesi için, iktisadi bir kıymetin edinilmesi veya değerinin artırılması için yapılan ödemeler ile bunlara benzer ek diğer giderlerden olması gerekmektedir.
Bu itibarla, emtianın satın alınıp işletme stoklarına girdiği tarihe kadar oluşan kur farklarının maliyete intikal ettirilmesi zorunludur. Stokta kalan emtia ile ilgili olarak daha sonra ortaya çıkacak kur farklarının ise, ilgili bulundukları yıllarda gider yazılması veya maliyete intikal ettirilmesi mümkün bulunmaktadır.
İşletmelerin finansman temini maksadıyla bankalardan veya benzeri kredi müesseselerinden aldıkları krediler için ödedikleri faiz ve komisyon giderlerinden dönem sonu stoklarına pay vermeleri zorunlu bulunmamaktadır. Buna göre mükellefler söz konusu ödemelerini doğrudan gider olarak kaydedebilecekleri gibi diledikleri takdirde stokta bulunan emtiaya isabet eden kısmı maliyete dahil edebileceklerdir."
Tebliğ’in yukarıda yer alan hükümleri doğrultusunda bu konulardaki tartışmalar tamamen son bulmuş değildir. Zira vade farkları konusunda bir düzenleme yer almamıştır.
Mal bedeline dahil edilerek fatura edilen vade farkları ile, faturada ayrı gösterilen vade farklarının malın maliyetiyle doğrudan ilgili olduğu için mal bedelinin bir unsuru sayılarak maliyete eklenmesi gerekir.
Ancak bilahare sonradan fatura edilen vade farklarının mal alımıyla ilişkilendirilmeksizin gider olarak kayıtlanabileceği tebliğin hükümlerinin yorumlanması ile yapılabilecektir. Bunlardan da istenirse malın maliyetine pay verilebilecektir.
Vade farklarıyla ilgili olarak Katma Değer Vergisi uygulamasında da yukarıdaki görüşünün doğrultusunda uygulama yapılmaktadır. Malın alım sırasında hesaplanan ve malla birlikte fatura edilen vade farkları malın tabi olduğu vergi oranına tabi olacaktır. Ancak daha sonra hesaplanarak fatura edilen vade farkları birer finansman hizmeti olduğu için normal oranda (genel oran) katma değer vergisine tabi tutulmaktadır.
Bütün bu açıklamalar doğrultusunda finansman giderlerinin tabi olacağı uygulama aşağıda özetlenmiştir:
1- Emtia alımında kullanılan ve finansman kuruluşlarından sağlanan kredi faizlerinden malın maliyetine pay verilmesi, mükellefin ihtiyarındadır. İstenirse malın maliyetine pay verilebileceği gibi, istenirse de sonuç hesaplarına doğrudan finansman gideri olarak aktarılabilecektir.
2. Emtianın alınıp stoklar arasına katılmasına kadar doğacak kur farkları, emtianın maliyetine katılması zorunludur. Ancak daha sonra doğan kur farkları ise maliyet ya da gider yazma konusunda mükellefler serbesti kullanabileceklerdir.
3. Emtianın alımında birlikte fatura edilen vade farkları malın maliyetine intikal ettirilecektir. Daha sonra oluşan vade farklarının sonuç hesaplarına gider olarak aktarılması ya da malın maliyetine aktarılması konusunda mükellefler serbesti kullanabileceklerdir.
Hüseyin Yalçın
E.Gelirler Kontrolörü/YMM

Belgesiz harcamalar gider yazılabilir mi?

Belgesiz harcamalar gider yazılabilir mi?
Vergi kanunları prensip olarak belgesiz giderlerin indirimini kabul etmez. Ancak Vergi Usul Kanunu'nda yapılan özel bir düzenleme ile belge alımına imkan olmayan bazı küçük harcamaların indirilmesine olanak sağlanmıştır.
Ancak bu olanak çok sınırlıdır. Bu harcamalara tren, vapur ve dolmuşların ücretleri verilebilecek en tipik örnektir. Ayrıca otopark ücretleri de bu kapsamda dikkate alınabilir.
Bu gibi durumlarda yapılan harcamanın vergi kanunları açısından indirim konusu yapılabilmesi için masraf listesi hazırlanmalı, masraf listesinde harcamanın yapıldığı tarihi, tutarı ve şirketle olan ilişkisi ayrıntılı (kiminle nereye gidildiği v.b.) yazılmalıdır. Aksi takdirde kanunen indirim konusu yapılamaz.
Ayrıca yapılan harcamanın tutarlı olması gerekmektedir. Örneğin bir kişinin aynı tarih ve saatte aynı otoparktan aldığı birden fazla oto Parkı fişleri kanunen gider yazılamaz.
Bu küçük giderlere ilişkin alınan bazı belgeler kanunen geçerli olmayabilir. Ancak o belge bu kapsamda gider yazılırken yapılan harcamanın gerçekliğini gösterdiği için yapılan bu tür küçük harcamalarda temin edilebilecek her türlü belgenin alınması gerekmektedir.


TÜRMOB Noktayı Koydu: YMM ve SMMM'ler Sigortalı (4a) Olamaz

TÜRMOB Noktayı Koydu: YMM ve SMMM'ler Sigortalı (4a) Olamaz

Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği 6111 sayılı yasanın sağladığı haklar ile tartışmaya açılan SMMM ve YMM'lerin Sigortalı (4a)'lı olup olamayacağına ilişkin tartışmalara 22.06.2011 tarihinde yayınladığı genelge ile son noktayı koydu.

TÜRMOB bağımsız olarak kendi nam ve hesabına faaliyet gösteren SMMM ve YMM'ler ile meslek şirketlerinde imza yetkilisi olarak çalışan SMMM ve YMM'lerin sigortalı (4a) olamayacağına ilişkin hüküm verdi.

23 Haziran 2011 Perşembe

TTK, 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu,


TTK, 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu,
14.02.2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmış olup, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girecektir.. Yasada birçok yenilik bulunmaktadır. Kuşkusuz bunlardan en önemlileri de muhasebe ve denetim uygulamalarına getirilen yeniliklerdir.
Denetim; şirketlerin finansal tablolarının denetçi tarafından, uluslararası denetim standartlarıyla uyumlu Türkiye Denetim Standartlarına göre denetlenmesidir. Kanunda denetim o kadar önemsenmiş durumdadır ki denetimden geçmemiş finansal tablolar ile faaliyet raporunun düzenlenmemiş hükmünde olacağı belirtilmiştir.
Düzenleme kapsamında denetimden kastedilen şirketin finansal tabloları ile faaliyet raporunun denetimidir. Bunun yanında; envanter, muhasebe, iç denetim ve riskin erken teşhisi ve yönetimine ilişkin çalışmalar da denetim kapsamında sayılmıştır.
Yeni TTK u murakıplık müessesini kaldırarak muhasebe ve müşavirlik mesleğini ön plana çıkarmaktadır. Artık KOBİ ler denetim şirketleri veya en az bir SMMM veya YMM tarafından denetlenecektir. Şirketlerde finansal kontrol ve raporlama, iç kontrol ve iç denetim, risk yönetimi gibi birimler, çalışanlar ve yöneticileri yer alacaktır. Şirketlere yıllık 20-30 bin EURO luk bir ek maliyeti de beraberinde getirecektir…

Yasanın üzerine oturduğu ana tema şeffaf ve açıklığın gereği olarak Uluslararası standartlarda denetimi sağlamak.

Yasanın zorunlu hedefleri
1-     -   Türk işletmelerinin sürdürülebilir rekabet gücüne haiz güvenilir aktörler olması
2-      - Şirketlerde şeffaflığın sağlanması. İnternet sitesinde şirketlerin bir takım verileri yayınlaması zorunlu hale getiriliyor.
3-     -  Şirketlerde kurumsal yönetim ilkelerini uygulatmak.
4-      -  Türk şirketlerinin uluslararası toplumun kurallarına uygun onun dilini konuşan bir parçası haline gelmesini sağlamak. 

Denetçi, şirket genel kurulunca seçilecektir. Denetçinin, her faaliyet dönemi bitmeden seçilmesi şarttır. Yönetim kurulu seçimden sonra denetim görevinin hangi denetçiye verildiğini ticaret siciline tescil ettirir ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile internet sitesinde ilan eder.
Faaliyet döneminin dördüncü ayına kadar denetçi seçilememişse şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi tarafından denetçi atanır.
Bağımsız denetçi seçilmesi için son tarih 01.Mart.2013 tarihidir. Yanlış denetçi seçimi, şirketin geleceğini etkileyecektir
Yeni TTK ile; Anonim şirketler tarafından düzenlenen her türlü kağıt ve belgede; ticaret unvanı, şirketin merkezi, ticaret siciline kayıtlı olduğu yer ve ticaret sicil numarası, taahhüt edilen ve ödenen sermaye tutarı, internet sitesinin adresi ve numarası ile yönetim kurulu başkan ve üyelerinin adları ile soyadlarının gösterilmesi zorunlu hale getirilmiştir
Muhasebe, finans denetimi ve şirketin yönetiminin gerektirdiği ölçüde, finansal planlama için gerekli düzenin kurulması, Yeni TTK’da sayılan yönetim kurulunun devredemeyeceği ve vazgeçemeyeceği görev ve yetkilerdendir.
Bir yönetim kurulu üyesinin istediği, herhangi bir defter, defter kaydı, sözleşme, yazışma veya belgenin yönetim kuruluna getirtilmesi, kurulca veya üyeler tarafından incelenmesi ve tartışılması ya da herhangi bir konu ile ilgili yöneticiden veya çalışandan bilgi alınması reddedilemeyecektir
Yönetim kurulu başkan ve üyeleriyle yöneticilere ödenen her türlü paralar, temsil ve seyahat giderleri, tazminatlar ile sigortalar ve benzeri ödemelerin şirketin internet sitesinde yayımlanması zorunlu hale getirilmiştir
Kanuna  aykırılığın sonuçlarının  doğmasına  yol açacak fiil ve kararlarından;  kusuru bulunan yöneticiler ile yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunda olacaktır.. Ayrıca ilgili yönetim kurulu üyeleri üç aya kadar hapis ve yüz güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılabilecektir.
Yönetim kurulu üyelerinden biri, genel kurulun iznini almaksızın, şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi, aynı tür ticari işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla da giremeyecektir
Yasada Yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun şirketin, o yıla ait faaliyetlerinin akışı ile her yönüyle finansal durumunu, doğru, eksiksiz, dolambaçsız, gerçeğe uygun ve dürüst bir şekilde yansıtacağı, bu raporda finansal durumun, finansal tablolara göre değerlendirileceği, raporda ayrıca, şirketin gelişmesine ve karşılaşması muhtemel risklere de açıkça işaret olunacağı, bu konulara ilişkin yönetim kurulunun değerlendirmesinin de raporda yer alacağı belirtilmiştir
Yönetim kurulu üyeleri, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihlal ettikleri takdirde, kusurlarının bulunmadığını ispatlamadıkça, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu olacaktır. Hukuki sorumluluğun temel şartları; hukuka aykırılık, kusur, zarar ve illiyet bağı unsurlarının ortaya konulmuş olmasıdır. Bununla birlikte, kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görevi veya yetkiyi, kanuna dayanarak, başkasına devreden yönetim kurulu üyeleri, bu görev ve yetkileri devralan kişilerin seçiminde makul derecede özen göstermediklerinin ispat edilmesi hali hariç, bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmayacaklardır.
 SMMM ENGİN SOĞANCI

ULUSLARARASI FİNANSMAN

ULUSLARARASI FİNANSMAN
YURTDIŞI İHRACAAT KREDİ KURULUŞLARINDAN SAĞLANAN KREDİLER


ECA Kredileri
ECA, “EXPORT CREDIT AGENCY” sözcüklerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltma olup, her ülkenin ECA kuruluşu o ülke menşeli yatırım mallarının ihracatının teşvik edilmesi amacıyla ticari bankaların doğrudan üstlenmek istemedikleri / üstlenemeyecekleri muhtelif risklere (politik, ticari vs.) karşı ihracatçılar / finansör bankalar lehine orta / uzun vadeli kredi garantisi / sigortası sağlamaktadır. ECA kuruluşu garantisi / sigortası tahdında sağlanan bu tür krediler “ECA KREDİSİ” olarak adlandırılırlar.



ECA KREDİSİ
( YURTDIŞI İHRACAAT KREDİ KURULUŞLARINDAN SAĞLANAN KREDİ )
Ø  Avrupa ülkeleri, Amerika ve Japonya gibi ülkelerden yapılan ithalatlarda kullanılır,
Ø  Yurtiçinde garantör banka ile, İhracaat yapılacak ülkeden “İhracaat kredi kuruluşu” ile çalışılır
Ø  Yurtdışı firmasının ülkesinde ki eximbanka proje ile birlikte başvuru yapmalı
Ø  %85 finansman sağlar, %15 avans ödemesi esastır.
Ø  Vade 2-5 yıllıktır.
Ø  6 aylık taksitler halinde ödenir.

Avantajları nelerdir?
-İthalatçı firmalar için ülke kredisi, vadesinin uzun olması ve faizinin nispeten daha düşük olması nedeniyle banka kredilerine göre daha avantajlıdır.
-Firmalara yüksek satın alma gücü kazandırır.
-Ülke kredileri her türlü yatırım malı için verilebilir.
-Sadece tahıl, pamuk, mısır gibi ürünler için American Exim tarafından verilen GSM ülke kredisi de mevcuttur.
-Ülke kredileri ve ilgili İhracat Kredi Kurumu listesi aşağıdaki gibidir:
  
GSM (ABD - Tarım Ürünleri)
US Exim (ABD)
Hermes (Almanya)
OKB (Avusturya)
OND (Belçika)
EKF (Danimarka)
FGB ( Finlandiya)
Coface (Fransa)
NCM (Hollanda)
ECGD (İngiltere)
CESCE (İspanya)
EKN (İsveç)
SERG (İsviçre)
SACE (İtalya)
JEXIM (Japonya)
EDC (Kanada) 
Hermes Finansman Desteği 
Hermes Finansman Destekleri, Alman sermaye mallarının ihracatını finanse etmek amacıyla Hermes-Kreditversicherungs AG tarafından düzenlenmektedir. Hermes satıcı Finansman Desteği (buyer s credit) azami 5 yıl vadeli olabilmekte ve ithalatçı ve ihracatçı arasında yapılan satış sözleşmesinin % 85 ini finanse etmektedir. Sözleşme tutarının geri kalan %15 lik kısmı ise ithalatçı tarafından peşin olarak ödenmektedir. Finansman Desteğinin geri ödemesi sabit taksitler halinde altı aylık devrelerle yapılmaktadır. İthalatçı müşterimizin Hermes Finansman Desteğinden faydalanabilmesi için; kendi adına Hermes Finansman Desteğine aracılık eden muhabirimize ödeme garantisi vermesi gerekmektedir. Ayrıca, Hermes Finansman Desteğiyle ilgili ihracatçının ve Hermes Kreditversicherungs AG kuruluşunun, Hermes Finansman Desteğiyle ilgili onayı gerekmektedir. 


Ülke Kredileri Nedir?
Bazı ülkelerin kendi ülkelerinden yapılacak ihracatların artırılması amacıyla, ülkesinden ithalat yapacak firmalara, ilgili İhracat Kredi Kuruluşları (Export Credit Agency / ECA), aracılığıyla sunduğu orta vadeli finansman sağlayan kredilerdir.


GSM Finansman Desteği
Türkiye'deki ithalatçıların ABD'den yapacakları ithalatı arttırmak amacıyla (genellikle tarım ürünleri için), ABD Tarım Bakanlığı'na bağlı "Commodity Credit Corporation" tarafından yürütülmekte olan bir Finansman Desteği türü uygulamasıdır. GSM 102 programında vade azami 3 yıl iken, GSM 103 programında vade 3 yıl ile 10 yıl arasında değişmektedir. Finansman Desteği faizi genelde 6 aylık devreler halinde Libor+spread bazında ödenmektedir.
GSM 102 kapsamında geçerli olan ticari ürünler
Ahşap odun ürünleri, buğday, buğday unu, irmik, pirinç, çeltik, yem tohumları, hayvan yemi ürünleri, proteinli besinler, damızlık çiftlik hayvanları, damızlık kümes hayvanları, balık, bitkisel yağlar, tohumlar, don yağı, yağ, hayvansal yağ, mandıra ürünleri, etler, besi sığırları, pamuk, pamuk ipliği, pamuk ürünleri, ekin tohumları, etil alkol.

US Exim Finansman Desteği
Amerika'daki ihracatı arttırmak amacıyla yurtdışı muhabir bankalarımızın, bankamız teminatı karşılığında kullandırdığı bu Finansman Desteği türünde, Türk Eximbank muadili bir sigorta kuruluşu olan US Exim tarafından ABD'den ithal edilen yatırım mallarının finansmanını sigorta edilmektedir.
US Exim Finansman Desteklerinde kontrat tutarının;