28 Kasım 2012 Çarşamba

Vergi İadesiyle Yarım Maaş
 
Yeni Gelir Vergisi Kanunu taslağı ile tüm ücretliler vergi mükellefi olarak beyanname vermeye başlayacak. Ücretliler bu sırada eğitim ve sağlık için yaptıkları harcamaları da vergiden düşecek.
Söz konusu harcamalarını beyan eden her ücretli aylık net maaşının hemen hemen yarısı kadar bir miktarını vergi iadesi olarak alabilecek. Bu sırada ‘Asgari Geçim İndirimi Uygulaması’ da devam edecek.
Maliye Bakanlığı’nın Ekonomik Koordinasyon Kurulu'na (EKK) sunduğu gelir vergisi yasa taslağında tüm ücretliler beyannameye tabi vergi mükellefi haline getirilirken, ücretliye yeni vergi iadesi kapısı da açılıyor. Bu yolla taslağa göre ücretlilere eğitim ve sağlık harcamalarını vergiden düşme imkanı gündemde. Türkiye, yıllardır tartışılan ücretlilerin de beyannameye tabi tutularak vergi mükellefi yapılması konusunu gündemine aldı. EKK'ya sunulan kanun taslağında yer alan Maliye'nin önerisi kabul gördüğü takdirde ücretlilerin vergilendirme sisteminde reform niteliğinde değişikliğe gidilecek.
ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİNE DEVAM
Edinilen bilgilere göre, düzenleme hayata geçtiğinde işçi ve memur statüsündeki ücretlilerin gelirlerinden, şu anda olduğu gibi işveren tarafından gelir vergisi stopajı kesilerek vergi dairelerine yatırma uygulaması sürecek. Ancak, ücretliler her yılın sonunda beyanname düzenleyerek, kanunda öngörülen harcamalarını vergi matrahından düşebilecek. Halen aylık 66.49 lira tutarındaki asgari geçim indirimi de devam edecek.
Fatura toplama dönemi yeniden başlayacak
Yasa taslağı bu haliyle kabul edilirse Maliye bir süre vergi kaybına uğramayı göze alacak görünüyor. Uzmanlara göre yeni sistemdeki vergi iadesi yükü nedeniyle ilk etapta Maliye’nin bir miktar vergi kaybı olacak. Ancak tüm ücretliler 2007’den önce olduğu gibi fatura toplamaya başlayacağı için orta ve uzun vadede ekonomide kayıtiçinin oranı artacak. Ardından da Maliye’nin vergi kazancı yeniden yükselecek.
ÜCRETLİNİN KAZANCI NE OLACAK?
Yarım maaş iade olarak dönecek 
Düzenleme hayata geçtiğinde ücretliler eğitim ve sağlık harcamalarını gider olarak gösterebilecekler. Vergi matrahından indirilebilecek harcamaların, yıllık brüt gelirin yüzde 10'u ile sınırlı olması bekleniyor. Halen ücretlilerin elde ettiği 10 bin liraya kadar gelirden yüzde 15; 25 bin liranın 10 bin lirası için bin 500 lira, fazlası yüzde 20; 88 bin lira gelirin 25 bin lirası için 4 bin 500 lira, fazlası yüzde 27; 88 bin lirayı aşan gelirlerden de yüzde 35 oranında vergi alınıyor. Bu vergiler alınmaya devam edilecek. Ancak, ertesi yıl beyanname verilirken, harcamalar vergi matrahından indirilecek. Böylece, örneğin aylık brüt geliri 2 bin 500 lira olan bir ücretli eğitim, sağlık, ısı yalıtımı vb harcamalar için beyannameye 3 bin lira fatura eklediğinde, yıllık 30 bin lira tutarındaki brüt gelirin yüzde 10'una karşılık gelen 3 bin liralık kısım vergi matrahından düşülecek. Bu da, son vergi dilimi yüzde 27 üzerinden 810 lira daha az vergi ödeyeceği anlamına geliyor.
BEYANNAME MALİYE’DEN
Ücretlileri beyanname doldurma külfetinden kurtarmak amacıyla Maliye Bakanlığı, tıpkı bu yıl uygulanmaya başlanan kira geliri vergisinde olduğu gibi , ücretliler için de elektronik ortamda beyanname dolduracak. Ücretlinin kira , telif gibi başka kazançları varsa, bunlar da beyannamede yer alacak. Eğer ücretlinin indirime tabi bir harcaması yoksa, herhangi bir şey yapmadan beyannameyi onaylayıp göndermesi yeterli olacak. Şayet indirime tabi harcaması varsa, bu harcamalarla ilgili belgelerini beyannameye ekleyecek ve gerekli yerleri doldurup gönderecek.
ABD ÖRNEK ALINDI
Söz konusu düzenleme daha önce de gündeme gelmişti. Balıkesir Üniversitesi'nden Özgür Biyan ve Trakya Üniversitesi'nden Güneş Yılmaz'ın haziran ayında Maliye Dergisi'nde yayımlanan makalesinde de ABD, İngiltere, Fransa, Avustralya, Hollanda, Japonya gibi gelişmiş ülkelerin hemen hepsinde, ücretlilerin tamamının beyanname verdiğine işaret edilmişti. Söz konusu makalede mesleki giderler başta olmak üzere bazı harcamaların vergiden düşülebildiğine dikkat çekilerek, Türkiye için de bu sisteme geçilmesi önerildi. Maliye Bakanlığı’nın yeni gelir vergisi düzenlemesinde bu önerilerin dikkate alındığı görülüyor.
Kaynak: http://ekonomi.haberturk.com/para/haber/798196-vergi-iadesiyle-yarim-maas
Tüketici aldığı malı 14 gün içinde cayma hakkına sahip olacak
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı'na göre tüketiciler, 14 gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin tüketici kredisi sözleşmesinden cayma hakkına sahip olabilecek.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, tüketici haklarına ilişkin uygulamada ortaya çıkan aksaklıkların giderilmesi amacıyla Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Tasarı Taslağı'nı kamuoyunun görüşüne açtı. Bakanlık, taslakla ilgili görüşlerin değerlendirilmesi, taslağa nihai şeklinin verilmesi ve ikincil mevzuatın hazırlanması amacıya bu konuda özel ihtisas komisyonu da kurdu. Bu komisyonun çalışmalarını tamamlamasının ardından tasarı, TBMM'ye sevk edilmek üzere Başbakanlığa gönderilecek. Yasa tasarısı taslağında bankacılık sözleşmelerinden alınamayacak ücretler başta olmak üzere tüketici kredileri, konut finansmanı sözleşmeleri ve finansal hizmetlerin mesafeli satışları gibi bankacılıkla ilgili hükümler yer alıyor.
Taslakta ön plana çıkan bir diğer konu da 'maketten satış' olarak adlandırılan ön ödemeli konut satışlarına ilişkin düzenlemeler. Tasarıdaki bir başka yenilik, garanti belgesi uygulamasının kaldırılması, bunun yerine tüketicilerin kanundan kaynaklanan haklarının yazıldığı 'Tüketici Hakları Belgesi'nin verilmesinin mecburi olması.
Taslağa göre, bankacılık sözleşmelerinde ise hiçbir suretle tüketicilerden kredi kartı üyelik ücreti, hesap işletim ücreti, dosya ücreti, ipotek fek ücreti gibi isimler altında herhangi bir bedel alınamayacak.
Sözleşmede yer alan bir hükmün açık ve anlaşılır olmaması veya birden çok anlama gelmesi halinde, bu hüküm müteşebbisin aleyhine ve tüketicinin lehine yorumlanacak.
Sorumluluk
Hatalı üretilen bir ürünün, bir kişinin ölümüne veya yaralanmasına veya bir malın zarar görmesine sebep olması halinde, bu ürünün üreticisi, doğan zarardan kusuru aranmaksızın sorumlu tutulacak. Mala gelen zararlarda, ancak hatalı ürün dışındaki bir malın zarar görmesi ve bu malın zarar görenin kişisel kullanımına veya tüketimine mahsus bir mal olması halinde tazminat borcu doğacak. İmalatçının sorumlu tutulabilmesi için zarar görenin üründeki hatayı, uğradığı zararı ve hata ile zarar arasındaki nedensellik bağını ispat etmesi zorunlu olacak.
Tüketici kredisi sözleşmeleri
Kredi verenin ve varsa kredi aracısının, tüketiciyi bilgilendirmesi zorunlu olacak. Tüketici kredisi sözleşmesi bu bilgilendirmenin yapılmasından en az bir gün sonra kurulabilecek.

Tüketici kredisi sözleşmesinde, sözleşmesel faiz, efektif yıllık faiz veya kredinin toplam maliyetinin yer almaması durumunda kredi tutarı faizsiz olarak sözleşme süresinin sonuna kadar kullanılacak. Efektif faiz oranı olduğundan düşük gösterilmişse, kredinin toplam maliyetinin hesaplanmasında esas alınacak sözleşmesel faiz oranı, efektif faiz oranına uyacak şekilde yeniden belirlenecek.
Tüketici 14 gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin tüketici kredisi sözleşmesinden cayma hakkına sahip olacak.
Cayma hakkını kullanan tüketicinin krediden faydalandığı hallerde, tüketici, anaparayı ve kredinin kullanıldığı tarihten anaparanın geri ödendiği tarihe kadar olan sürede tahakkuk eden faizi gecikme olmadan ve en geç cayma bildirimini kredi verene göndermesinden sonra 30 gün içinde ödemekle yükümlü olacak.
Belirli süreli kredi sözleşmesi şartları, değişken faiz oranları saklı kalmak üzere, sözleşme süresi içinde tüketici aleyhine değiştirilemeyecek.
Kredili mevduat hesabına ilişkin sözleşmeler ile kredi kartı sözleşmeleri gibi belirsiz süreli kredi sözleşmelerinde değişiklik yapılması halinde, bu değişikliğin, yürürlüğe girmeden önce, tüketiciye kağıt üzerinde veya diğer bir kalıcı veri saklayıcısı aracılığıyla yazılı olarak bildirilmesi zorunlu olacak.

Tüketici kredilerinde faiz oranı sabit, değişken veya aynı kredi için her iki yöntem esas alınmak suretiyle belirlenebilecek. Faiz oranının sabit olarak belirlenmesi halinde sözleşmede başlangıçta belirlenen oran değiştirilemeyecek.

Tüketici, vadesi gelmemiş bir veya birden çok taksit ödemesinde bulunabileceği gibi, kredi borcunun tamamını erken ödeyebilecek. Bu hallerde, kredi veren, erken ödenen miktara göre gerekli faiz ve diğer maliyet unsurlarına ilişkin indirim yapmakla yükümlü olacak.

Kredinin erken ödenmesinin sözleşmesel faiz oranının sabit olduğu bir dönem içinde gerçekleşmesi koşuluyla kredi veren tazminat talep edebilecek.

Ödemelerin kambiyo taahhüdünde bulunmak suretiyle yapılması ve teminat altına alınması yasak olacak.

Tüketici kredisinin verilmesi sigorta yaptırılması şartına bağlanamayacak. Zorunlu sigortalarda veya tüketicinin sigorta yaptırmak istemesi halinde, istediği sigorta şirketi ile imzaladığı poliçe, kredi veren tarafından kabul edilmek zorunda olacak.

Belirli süreli kredi sözleşmesine ilişkin olarak hesap açılması durumunda, bu hesaptan herhangi bir isim altında ücret veya masraf talep edilemeyecek. Bu hesap, kredinin ödenmesi ile kapanacak.

Konut finansmanı sözleşmeleri
Konut finansmanı kuruluşları, tüketiciye teklif ettikleri konut finansmanı sözleşmesinin koşullarını içeren Sözleşme Öncesi Bilgi Formu vermek zorunda olacak.

Tüketicinin taksitleri ödemede temerrüte düşmesi durumunda konut finansmanı kuruluşu, kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak ancak konut finansmanı kuruluşunun bütün edimlerini ifa etmiş olması, tüketicinin de kalan borcun en az 10'da 1'ini oluşturan ve birbirini izleyen en az 2 taksiti veya en az 4'te 1'ini oluşturan bir taksiti ya da en son taksiti ödemede temerrüte düşmesi halinde kullanılabilecek.

Ödemelerin kambiyo taahhüdünde bulunmak suretiyle yapılması ve teminat altına alınması yasaktır. Bu yasağa rağmen tüketiciden kambiyo senedi alınacak olursa, tüketici her zaman bu kambiyo senedini müteşebbisten geri isteme hakkına sahiptir. Ayrıca, müteşebbis kambiyo senedinin devri sebebiyle tüketicinin uğradığı zararı tazmin etmekle yükümlüdür.
Konut finansmanına yönelik kredilerde ve finansal kiralama işlemlerinde faiz oranı sabit veya değişken olarak ya da aynı kredi için her iki yöntem esas alınmak suretiyle belirlenebilecek.

Tüketici, konut finansmanı kuruluşuna borçlandığı toplam miktarı önceden ödeyebileceği gibi aynı zamanda bir ya da birden çok ödemeyi vadesinden önce yapabilecek. Bu hallerde, konut finansmanı kuruluşu, erken ödenen miktara göre gerekli faiz ve diğer maliyet unsurlarına ilişkin indirim yapmakla yükümlü olacak.
İmalatçı ve ithalatçılar, ürettikleri veya ithal ettikleri tüketiciye yönelik malları için tüketicileri bilgilendirmek amacıyla, içeriği belirlenen bir tüketici hakları belgesi düzenlemek zorunda olacak

24 Kasım 2012 Cumartesi

2013′te asgari ücretten gösterme devrine son
 
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Fatih Acar, kurumun giderlerini azaltıp gelirlerini artırmak amacıyla kayıt dışılıkla istihdam ve ekonomiyle mücadeleye büyük önem verdiklerini söyledi.
Kayıt dışılıkla sonuna kadar mücadele edeceklerini ifade eden SGK Başkanı Acar, profesyonel futbol kulüplerinde oynayan futbolculardan başladıkları çalışmayı tüm meslek gruplarında yapacaklarını kaydetti.
Acar, yüksek ücret alıp asgari ücret beyan edilmesinin 2013’te sona ereceğini kaydetti. Samsun Ticaret ve Sanayi Odası’nda ‘Sosyal Güvenlik Reformunun Yansımaları ve Sosyal Güvenlikte Teşvik Uygulamaları’ konulu konferans veren SGK Başkanı Fatih Acar, 2008 yılında yapılan sosyal güvenlik reformunun Türkiye tarihinin en önemli reformlarından biri olduğunu belirtti.
Türkiye’nin geleceğini etkileyen reform ile hayata geçen Genel Sağlık Sigortası’nın devrim niteliğindeki olduğunun altını çizen Acar, “Eğer reform yapılmasaydı sosyal güvenlik açık vermeye devam edecekti ve harcanan kaynaklar yatırıma ve istihdama dönüşemeyecekti.” dedi.
İş dünyasının önünü görmesi ve yatırımlarını buna göre şekillendirmesinde sosyal güvenlik reformunun önemli bir yere sahip olduğuna dikkat çeken Acar, reformla birlikte birçok iyileşme ve gelişme yaşandığını dile getirdi. SGK Başkanı Acar, “Reform sonrasında hizmet alanların memnuniyeti yüzde 71’e, paydaşlarınki ise yüzde 74 çıkmıştır. Hedefimiz ise yüzde 100’dür.
Gelirlerimiz yüzde 58 artıştır. Aktif sigortalı sayısı 18 milyon 514 bine, çalışma çağındaki aktif sigortalı nüfus (15-64 yaş) ise yüzde 7’ye çıkmıştır. GSYİH ve emeklilik sistemi açıkları giderek azalmaktadır. Gelirimizin toplamı 133 milyon 248 bin TL’dir. Bunun 93 milyon 515 bin TL’si prim geliridir. 158 milyon 746 bin TL’lik de giderimiz var. 104 milyon 756 bin TL tutarındaki emekli aylıklarına dokunamıyoruz. Sağlık giderimiz 43 milyon 414 bin TL, ilaç giderimiz 14 milyon 983 bin TL, tedavi giderimiz ise 27 milyon 790 bin TL’dir” bilgisini verdi.
Gelirleri artırıp giderleri azaltmak amacıyla kayıt dışı istihdam ve kayıt dışı ekonomiyle mücadeleye önem vermeye devam edeceklerini söyleyen SGK Başkanı Fatih Acar, ülkede tescilsiz 1milyon 191 bin 588 sigortalı, tescilsiz 80 bin 507 iş yeri, tescilsiz 40 bin 289 emekli bulunduğunu, bu karşın 13 bin 759 sahte sigortalı tespit ettiklerini açıkladı. Kayıt dışı istihdamın dörtte birinin tarımda yaşandığını bildiren Acar, “Kayıt dışı istihdam ve ekonomi konusunda mücadelemizi önümüzdeki yıl da sürdüreceğiz. Bunda önemli sonuçlarda alıyoruz. İlgili kurum ve kuruluşlarla bilgi paylaşımız devam ediyor.
En önemli çalışmamızı ise meslek gruplarına yönelik başlattığımız meslek kodları uygulamasıdır. Bu devam edecek. Ünlü futbolcular, teknik direktörler sistem içinde değilmiş. Bunları sistem görmüyordu. Profesyonel kulüplerin birçoğunun asgari ücretten beyanname verdiklerini gördük. Kabul etmeyerek bunları düzelttik. Futbol kulüplerinden sadece birinci lig kulüplerinde yaptığımız düzeltme rakamı 38 milyon TL’dir. 14 milyon TL de basketbolda var. Diğere meslekler açısından da bu çalışmamızı 2013’de gerçekleştireceğiz.” şeklinde konuştu.
Özel okullarda çalışan öğretmenlerin Milli Eğitim Bakanlığı’nda çalışan bir öğretmenden az maaş almamasına rağmen asgari ücret alıyormuş gibi gösterildiklerini de değinen Acar, “Alıyorsa gelip ispat edecek. Almıyorsa gelip doğru beyanda bulunacak. 2013’de yüksek ücret almasına rağmen asgari ücret beyan edilen rakamları tamamen ortadan kaldıracağız. Her yüzde 1 puanlık kayıt dışı istihdamın prim karşılığı 650 milyon TL olup, 10 puanlık azalış 6.5 milyar TL gelir sağlayacak” ifadelerini kullandı.
İşte sektör sektör çalışanlara 2013 zamları
2013 yılında en yüksek zammı perakende sektörü çalışanları alacak. Mülk yönetimi, lojistik ve inşaat malzemeleri sektörlerinde çalışanlar içinse haberler pek parlak değil...
İŞ dünyasının şu sıralar en önemli gündem maddesi maaş zamları... Geçen yıl şirketlerin ücret zamları konusunda ağzını bıçak açmamıştı. 2012’de enflasyon oranında artış yapıp prim, eğitim ve terfilerle yetenekleri elde tutmaya çalışan şirketlerin zam oranı yüzde 5 ila 12 arasında değişmişti.
Ekonomik kriz, piyasalardaki belirsizlik, döviz kurlarındaki dengesizlik derken tasarruf tedbirlerine ağırlık veren şirketlerin korkulu rüyası olan ücret zammı dönemi yine yaklaşıyor. Yönetim danışmanlığı şirketi Hay Group Türkiye’nin bu konuda yaptığı araştırma, Türkiye’deki ücret artışları ve ücret politikaları üzerine ayrıntılı bir profil sunuyor.
BU YIL PERAKENDE ZİRVEDE
“Türkiye 2012 Ücret ve Yan Haklar Araştırması”, 34 sektörde 2012’deki ücret artış oranları ile 30 sektörde 2013 yılında yapılması öngörülen ücret zamlarına yer veriyor. Araştırmayla Türkiye’de faaliyet gösteren 811 şirketin ve bu şirketlerde çalışan 530 bin çalışanın verileri değerlendirildi. Sonuçlara göre, 2012’de en yüksek ücret artışı yüzde 10.9 ile “araç kiralama” sektöründe gerçekleşti. Onu sırasıyla yüzde 10.5, yüzde 10.2 ve yüzde 102 ile “otomobil parçaları”, “otomobil bayileri” ve “bankacılık” sektörleri takip etti. 2012’de en düşük ücret artışı alan sektörse yüzde 6.8 ile “e-ticaret” sektörü oldu. Onu yüzde 7 ile “inşaat malzemeleri” sektörü izledi.
Araştırmaya katılanların tahminlerine göre, 2013 yılında en yüksek ücret zammı yüzde 9.2 ile perakende sektöründe gerçekleşecek. Bunun nedeni ise sektörde beklenen agresif büyüme. Perakende sektöründe 2012’de gerçekleşen ücret artışı yüzde 9 olmuştu...
2013 yılında en düşük ücret artışıysa yüzde 7.5 ile mülk yönetimi, lojistik ve inşaat malzemeleri sektörlerinde gerçekleşecek. Bunun başlıca nedenlerinden biri, adı geçen sektörlerde geçen yıl yüksek ücret artışları olması. Örneğin lojistik, geçen yıl en yüksek ücret artışının yapıldığı sektörlerden biriydi...
UNVAN GERİDE KALDI
Bilindiği gibi ücret politikaları ve uygulamaları yalnızca çalışanların motivasyonunu yükseltmede önemli bir rol oynamakla kalmıyor, aynı zamanda stratejik hedeflere ulaşılmasını sağlamaları ve kurum kültürünü desteklemeleri nedeniyle de önem taşıyor. Şirketler çalışanlarını nasıl ücretlendirecekleri konusunda hala çok sayıda zorlukla karşı karşıya...
Hay Group Türkiye’nin araştırması, şirketlerin ücret artışlarını ve ücret yapılarını belirlerken hangi faktörleri dikkate aldıklarına ve hangi faktörlerin üzerinde durduklarına da ışık tutuyor.
Buna göre araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 90’ı ücret seviyelerini belirlerken en fazla dikkate aldıkları faktörün “iş büyüklüklerinin ölçümlenmesiyle belirlenmiş şirket kademeleri” olduğunu ifade ediyor. Hay Group Türkiye Genel Müdürü Sylvia DeVoge konuyla ilgili şunları söylüyor: “Bu gerçekten kayda değer bir bulgu. Şirketlerin unvan temelli ücret politikalarını geride bıraktığını ve artık yalnızca işleri yapan kişilerle değil, işin kendisiyle ve işin nasıl değer kattığıyla, nasıl tasarlandığıyla, görevler ve stratejinin uygulanması arasındaki görüş hattıyla daha fazla ilgilendiklerini gösteriyor. Eğilimlerden biri de şirketlerin yalnızca kurumsal yapıyı ve işletme modelini değil işleri de tasarlıyor olmaları. Bu, görev tanımlarının ve sorumlulukların ötesine geçmek anlamına geliyor. Ve matristeki karşılıklı bağlılıkları ve görevden istenilen davranışları da içeriyor.”
REKABET KISTASI
“İş büyüklüklerinin ölçümlenmesi ile belirlenmiş şirket kademeleri”ne ek olarak, şirketlerin yüzde 74’ü, ücret politikalarının belirlenmesinde “pazarda rekabet edebilirliğin” en fazla başvurulan ikinci kriter olduğunu belirtiyor. Bu, şirketlerin işlere yönelik değerlendirme sürecini tamamlayıp kademeleri belirledikten sonra kendi ücret verilerini kademelere bağlı olarak ilgili pazarla karşılaştırarak değerlendirdikleri anlamına geliyor. Rekabet gücü en yüksek şirketler, ücret politikalarını belirlerken artık öncelikli olarak karşılaştırılmalı görev değerlendirmelerinden yararlanmıyor. Bu şirketler ilk önce işlerin kurumlarına nasıl bir değer kattığını göz önünde bulunduruyor.
Bu durum, şirketlerin unvanlar aynı olsa da farklı şirketlerde farklı değer katma seviyelerinin olabileceğini fark etmeleri açısından önem taşıyor. Örneğin, bir şirketteki satış direktörü katkı seviyesi, yetki ve karar alma derecesi bakımından başka bir şirketteki satış direktörüne göre önemli farklılıklar gösterebiliyor.
GÖZLER ENFLASYONDA!
Araştırma, ücret artışları belirlenirken ne tür faktörlerin dikkate alındığını da gözler önüne seriyor. Buna göre, ücret artışlarının belirlenmesinde göz önünde bulundurulan başlıca faktör, “kişisel performansla iş sonuçlarına sağlanan katkı”. Şirketlerin yüzde 87’si ücret artışlarının adil bir şekilde farklılaştırılmasında kişisel performanstan yararlanıyor.
Bu kriteri yüzde 78 ile “ücretlerde, pazarda rekabet edebilirlik” takip ediyor. Ancak şirketlerin ücret artışlarında kişisel performanstan yararlanmayı farklılaştırıcı bir etken olarak gördüklerini ve taban ücrette performansın ödüllendirilmesi olarak ele almadıklarını vurgulamak gerekiyor.
Ücretler gözden geçirilirken “kişisel performans” ve “ücretlerde, pazarda rekabet edebilirlik”in en önemli iki etken olması, ücret artışlarında enflasyon oranının dikkate alınmadığı anlamına gelmiyor. Enflasyon oranı kesinlikle dikkate alınan bir etken ve işin aslı halen şirketlerin yüzde 68’i ücret artış bütçelerini belirlerken enflasyondan yararlandıklarını ifade ediyor.
Yine de araştırmanın ortaya koyduğu en önemli verilerden biri, şirketlerin ücret artışlarını dikkate alırken pazar verilerine enflasyondan daha fazla değer verdikleri. Ücret artış bütçeleri enflasyon oranları civarında olsa da ücretteki son artışın enflasyondan yüksek mi düşük mü olacağı konusunda söz sahibi olan etkense pazarda rekabet edebilirlik.
Araştırmaya göre şirketlerin yüzde 71’i bazı çalışanlarına tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) altında ücret artışı uyguluyor. Bunun başlıca nedeninin de “düşük performans” olduğu belirtiliyor.
AZ ZAMMIN TELAFİSİ VAR
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, 2012’de en yüksek ücret artışı yüzde 10.9 ile “araç kiralama” sektöründe gerçekleşmişti. Hay Group Türkiye Danışmanı Halil Şirin, araç kiralama sektöründeki bu yüksek ücret artışını şöyle yorumluyor:
“2011 yılında ücret artışları ortalama yüzde 7.5-8 olmuştu. Araç kiralama sektöründeki ücret artışı ise yüzde 7.2’yle bu ortalamanın altında kalmıştı. Yine 2011’de enflasyonun yüzde 10.5 seviyesinde olduğu dikkate alındığında yüksek ücret artışının telafi amaçlı olduğu görülüyor.”
Peki geçen yıl en düşük ücret artışı neden “e-ticaret” sektöründe oldu. E-ticaretin yeni bir sektör olduğuna dikkat çeken Halil Şirin, “Kadrolar hayli genç ve kıdemler düşük. Öte yandan rekabet yüksek ve sektör çok dinamik. Ayrıca sektördeki şirketlerin geleceği, oturmuş sektörlere göre daha belirsiz. Bu nedenlerle sektör daha rezervasyonlu ilerliyor. Bu ihtiyatlılık hali de ücret artışlarının düşük olması sonucunu doğuruyor” diyor.
MAKAS KAPANIYOR
Sylvia DeVoge, 2013 tahminlerine bakıldığında en yüksek ve en düşük ücret artış yüzdeleri arasındaki farkın daralmasına dikkat çekiyor. Bunun temel nedeninin şirketlerin piyasayı daha fazla takip etmesi olduğunu ifade eden DeVoge’un değerlendirmesi şöyle:
“Kimse sektöründen veya genelden çok kopmak istemiyor. Minimum ve maksimum marjlar buna bağlı olarak daralıyor. Veya herkes enflasyon beklentilerinin bir puan üzerini söylüyor. Ancak bu tabloya rağmen 2013 gerçekleşmelerinin birbirine yakın olacağını söyleyemeyiz. Çünkü piyasalardaki ani bir dalgalanma ya da pazara yeni oyuncuların girmesi ve bunun yaratacağı yoğun personel hareketleri daralıyor görünen farkı açabilir.”
2013 yılı ücret artış tahminleri
Tüm şirketler % 8
Yabancı şirketler % 8
Türk şirketler %8
Perakende % 9.2
Otomotiv distribütörleri % 9.1
Profesyonel hizmetler % 9
Metal % 9
Hızlı tüketim malları % 8.9
Elektrik, elektronik ve otomasyon % 8.8
Lastik üretimi % 8.8
Otomotiv yan sanayii % 8.7
Bilişim ve telekomünikasyon % 8.7
Madencilik % 8.5
Araç kiralama % 8.5
Petrokimya ve gaz % 8.2
Kimya % 8.1
Çağrı merkezi % 8.1
Holdingler % 8
Ambalaj % 8
Diğer % 8
İlaç % 8
Eğitim % 8
E-ticaret % 8
Sigorta % 8
Emeklilik % 8
Dayanıklı tüketim malları % 8
Bankacılık % 8
Tekstil % 8
Enerji % 8
Otomotiv ana sanayi % 7.8
Yapı malzemeleri % 7.5
Lojistik % 7.5
Gayrimenkul yönetimi % 7.5
Perakendeden iş yağıyor
Perakende sektörü özellikle lise, meslek lisesi ve meslek yüksek okulu mezunlarına iş fırsatları sunuyor. Nitekim Kariyer.net istihdam endeksi verileri, perakende sektöründe 2012’nin 10 aylık döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6 artış olduğunu gösteriyor. Bu sürede toplam 3 bin 393 yeni iş ilanının yayınlandığı sektörde, yaklaşık 14 bin kişiye yeni iş fırsatı doğdu.
Perakendede en büyük sıkıntı, başlangıç ücretlerinin düşük düzeyde olması. Ancak sektör, istihdam olanaklarının yüksek olması, kariyer ve iyi bir gelir vaat edilmesi gibi pek çok avantaja sahip. Örneğin yaş ortalaması 28-40 arasında değişen mağaza müdürleri, primler hariç bin 500 ila 3 bin lira arasında maaş alıyor. Uzmanlar, satış danışmanı olarak işe başlayanların başta performans olmak üzere gerekli kriterleri yerine getirmesi durumunda mağaza müdürlüğü hatta bölge müdürlüğüne kadar yükselebileceğini belirtiyor. Bu pozisyonlar için firmalar elbette deneyimi esas alıyor. Dolayısıyla mağazacılık konusunda sertifika sahibi olanların işe satış kadrosunda başlayıp tecrübe edinmesi gerekiyor.
Mağazacılık alanında kariyer yapmak isteyenlerin, gazete ilanlarını takip ederek ya da İK sitelerine özgeçmişlerini kaydederek sonuç almaları mümkün. Ancak çalışılmak istenen firmanın herhangi bir şubesine giderek birebir iş başvuru formunu doldurmanın ya da özgeçmiş bırakmak da etkili yöntemler arasında...
Tuğçe Altınsoy/Para dergisi

Fiyat Farkı Faturalarının Muhasebeleştirilmesi

KDV Kanununun 35. maddesi aşağıdaki gibidir; “Malların iade edilmesi, işlemin gerçekleşmemesi, işlemden vazgeçilmesi veya sair sebeplerle matrahta değişiklik vuku bulduğu hallerde, vergiye tabi işlemleri yapmış olan mükellef bunlar için borçlandığı vergiyi; bu işlemlere muhatap olan mükellef ise indirme hakkı bulunan vergiyi değişikliğin mahiyetine uygun şekilde ve değişikliğin vuku bulduğu dönem içinde düzeltir



Şu kadar ki, iade olunan malların fiilen işletmeye girmiş olması ve bu girişin defter kayıtları ile beyannamede gösterilmesi şarttır."


Bilindiği gibi fiyat farkları, KDV Kanununun 35 maddesindeki “….sair sebeplerle matrahta değişiklik vuku bulduğu hallerde" ifadesine dayanılarak, matrah değişikliği olarak yorumlanmaktadır. Buna göre; [1][1]

· Fiyat farkı farkın ortaya çıktığı dönem itibariyle alıcı veya satıcı tarafından fatura edilir ve KDV’ye tabi tutulur.

· Fiyat farkları, ilgili mal veya hizmetin tabi olduğu oran üzerinden KDV hesabına konu edilir. Şayet farkın ilgili bulunduğu işlem KDV’den müstesna ise, fark da KDV’den müstesna edilir.

· Gerek vergilendirme dönemi gerekse oran itibariyle tenkide uğramamak için, fiyat farkı faturasında, asıl mal veya hizmet faturasına atıf yapılmalı ve fiyat farkının nedeni açıklanmalıdır.

· Şayet fiyat farkına konu mal veya hizmetin alıcısı nihai tüketici ise ve fark bu müşteri aleyhine ise, satıcı fiyat farkı faturası düzenlemelidir. Fark aksi yönde ise müşteriye gider pusulası ile fark iadesinde bulunulur ve farka ait KDV bu pusulaya dayanılarak indirim konusu yapılır. Bu amaçla düzenlenen gider pusulaları için stopaj hesaplanmaz.

Satış İşleminin Muhasebeleştirilmesi; İşletmemiz alıcısı olan x… Ltd. Şti.’ye 10 birim malı birim başına 10.00 TL + Kdv olarak satış yapmıştır. Fatura düzenlenirken yanlışlıkla birim fiyatı 9,00 TL olarak düzenlenmiştir. İşletmemiz bir başka faturada bunu x…. Ltd. Şti.’ye fiyat farkı faturası olarak yeni bir fatura düzenlemelidir. Bu iki işlemin muhasebe kaydı aşağıda bilginize sunulmuştur.

_________________________________ / _________________________

120.01 x… ltd. şti .                   106,20

600.18 Yurtiçi Satışlar               90,00

391.18 Hesaplanan Kdv             6,20

Satış işleminin kaydı

_________________________ ______ / _________________________

_______________________________ / _____________________________

120.01 x… ltd. şti .                   11,80

600.20 Fiyat Farkı Hes.             10,00

391.18 Hesaplanan Kdv             1,80

Fiyat farkının kaydı

_______________________________ / _____________________________

Gerekçem; firmamız burada alıcısına daha önceden bir hizmet ve/veya mal satışında bulunmuştur. Lakin faturada meydana gelen eksiklik nedeniyle ( birim adedinde ve/veya birim fiyatının eksik yazılmasıyla) yeni bir fatura düzenlenerek eksiklik ortadan kaldırılmıştır.www.muhasebenet.net

Alış İşleminin Muhasebeleştirilmesi;

İşletmemiz satıcısı olan y… Ltd. Şti.’den 10 birim malı birim başına 8.00TL + Kdv olarak alış yapmıştır. Satıcı firma faturayı düzenlerken yanlışlıkla birim fiyatı 6,00 TL olarak düzenlenmiştir. Satıcı firma işletmemize bir başka faturada bunu fiyat farkı faturası olarak yeni bir fatura düzenlemelidir. Bu iki işlemin muhasebe kaydı aşağıda bilginize sunulmuştur.

_____________________ / _________________________

153.01 Ticari Mallar Hes .          60,00

191.18 İndirilecek Kdv.              10,80

320.01 Y…Ltd. Şti.                   70,80

Alış işleminin kaydı

_____________________ / _________________________

_____________________ / _________________________

153.02 Fiyat Farkı Hes .            20,00

191.18 İndirilecek Kdv.               3,60

320.01 Y…Ltd. Şti.                   23,60

Fiyat farkının kaydı

_____________________ / _________________________

Gerekçem; firmamız burada satıcısından daha önceden bir hizmet ve/veya mal alışında bulunmuştur. Lakin faturada meydana gelen eksiklik nedeniyle ( birim adedinde ve/veya birim fiyatının eksik yazılmasıyla) yeni bir fatura düzenlenerek eksiklik ortadan kaldırılmıştır.

**Firmamıza alıcıları tarafından fiyat farkı faturası düzenlenirse muhasebe kaydı aşağıdaki gibi olmalıdır. ( kdv oranı %18 varsıyımıyla )

_____________________ / _________________________

612.02 Fiyat Farkı İndirimi Hes.      100,00

191.46 Satış İade İnd. Kdv Hes.         18,00

120.Alıcılar Hes.                                   118,00

_____________________ / _________________________

**Firmamız tarafından satıcılarına fiyat farkı faturası düzenlenirse muhasebe kaydı aşağıdaki gibi olmalıdır. ( kdv oranı %18 varsıyımıyla )

_____________________ / _________________________

320. Satıcılar Hes..                    118,00

153.90 T.Mal Alış İade.                      100,00

391.46 Alış İade Hes Kdv.                    18,00

_____________________ / _________________________

 

8 Kasım 2012 Perşembe

SEKTÖREL BAZDA İHRACAT RAKAMLARI -1000 $  
EKİM 2012 - 2011 YILLIK İHRACAT RAKAMLARI

SEKTÖRLER
2011-2012
Değişim  
 ('12''11/'11-'10)
I. TARIM
18.922.922
8,74
   A. BİTKİSEL ÜRÜNLER
13.571.374
6,89
     Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mam.
5.852.570
12,81
     Yaş Meyve ve Sebze
2.207.235
-3,15
     Meyve Sebze Mamulleri
1.288.155
10,42
     Kuru Meyve ve Mamulleri
1.342.872
-3,08
     Fındık ve Mamulleri
1.799.098
3,30
     Zeytin ve Zeytinyağı
188.807
6,13
     Tütün ve Mamulleri
823.139
20,63
     Süs Bitkileri
69.497
-8,75
   B. HAYVANSAL ÜRÜNLER
1.603.224
19,31
     Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller
1.603.224
19,31
   C. AĞAÇ VE ORMAN ÜRÜNLERİ
3.748.325
11,51
     Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri
3.748.325
11,51
II. SANAYİ
113.078.211
2,53
   A. TARIMA DAYALI İŞLENMİŞ ÜRÜNLER
11.277.210
2,72
     Tekstil ve Hammaddeleri
7.751.197
-1,68
     Deri ve Deri Mamulleri
1.582.766
4,89
     Halı
1.943.248
22,53
   B. KİMYEVİ MADDELER VE MAM.
17.100.638
8,79
     Kimyevi Maddeler ve Mamulleri
17.100.638
8,79
   C. SANAYİ MAMULLERİ
84.700.365
1,33
     Hazırgiyim ve Konfeksiyon
15.790.807
-3,19
     Otomotiv Endüstrisi
19.017.448
-3,80
     Gemi ve Yat
744.606
-44,55
     Elektrik - Elektronik Mak. Bilişim
11.911.131
9,70
     Makine ve Aksamları
5.264.252
9,23
     Demir ve Demir Dışı Metaller
6.262.662
0,65
     Çelik
15.656.647
4,37
     Çimento Cam Seramik ve Toprak
3.082.592
-4,01
     Mücevher
1.933.181
33,14
     Savunma Sanayii
1.226.708
53,48
     İklimlendirme Sanayii
3.732.053
0,07
     Diğer Sanayi Ürünleri
78.274
9,29
III. MADENCİLİK
4.023.054
5,95
     Madencilik Ürünleri
4023054,35
5,95
İhracatçı Birlikleri Kaydından Muaf İhracat
12.339.502
1050,74
T O P L A M (*)
148.363.690
11,93