25 Haziran 2013 Salı

İhracat İşlemlerinde Ortaya Çıkan Kur Farklarının Muhasebeleştirilmesi 



I- GİRİŞ
İhracat; bir ülkede üretilen bir malın, yabancı ülkelere döviz karşılığında satılmasına denir. İhracatın diğer bir adı da dışsatımdır ve ithalatın karşıtı olarak da tanımlanabilir. Dış ticaret verilerinin en önemli başlıklarından biri olan ihracat, ithalatla beraber bir ülkenin dış ticaret dengesini oluşturur[1].
II- İHRACATIN TÜRKİYE’DE GELİŞİMİ
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan kısa bir süre sonrasına rastlayan ve genel olarak tüm dünya ülkelerini etkileyen 1929 yılındaki büyük buhran sonrasında Türkiye’de de hem dünya ekonomisindeki konjonktüre bağlı olarak hem de kurtuluş savaşından çıkmış genç bir cumhuriyet olarak genel ekonomi ve dış ticaret politikalarında daha korumacı ve müdahaleci bir yol izlenilmiştir. Bu dönemde ekonomi politikalarının temel hedefi olarak ekonomik açıdan kendi kendine yetebilen bir yapının oluşturulması benimsenmiş, buna bağlı olarak da ihracat ana ekonomik politikalar arasında görülmemiştir. Keza 1950’li yılların başında daha serbest bir piyasa ekonomisi izlenmesi yoluna gidilmeye başlanılması ve ithalatta serbestliklerin tanınmaya başlaması sonrasında döviz darboğazı ile karşı karşıya kalınması sonucunda ithal ikameci politikaların uygulanması yoluna gidilmiş; bu yolla da yerli sanayinin geliştirilmesi öngörülmüştür. İzlenen bu politikalar 1980’lerin başlarına kadar da geçerliliğini korumuştur.
24 Ocak 1980 tarihi Türk ekonomisi ve dış ticaret politikaları açısından önemli bir dönüm noktası olmuştur. Şöyle ki; 24 Ocak Kararları ile birlikte, serbest piyasa kurallarının işlemeye başlaması ve dünya ekonomisi ile bütünleşmeyi sağlayabilmek amacıyla ihracata dayalı sanayileşme ve bu yolla büyüme stratejisi izlenilmeye başlanılmıştır. Bu dönem içerisinde 1980’ler öncesinde ülkede yaşanan döviz darboğazının aşılabilmesi ve döviz rezervlerinin arttırılabilmesi amacıyla ihracatın kolaylaştırılmasına yönelik politikalar izlenilerek ihracatın artırılabilmesine yönelik çalışmalar yapılmıştır.
24 Ocak kararlarının alınıp, ihracatın desteklenmesiyle birlikte, dış ticaret hacmi ve özellikle ihracatta önemli artışlar gerçekleşmiş ve buna bağlı olarak da ihracatın ürün kompozisyonunda büyük değişiklikler meydana gelmiştir.
Temel amacı, ekonominin serbest piyasa mekanizması kurallarına göre işlemesini sağlamak ve dünya ekonomisi ile bütünleşmeyi gerçekleştirmek olan ihracata dayalı sanayileşme ve büyüme modeli ile birlikte ülke ekonomisini dışa kapalı bir hale getiren ithal ikamesine dayalı sanayileşme stratejisi terk edilmiştir.
1980 yılından itibaren uygulanan dışa açık büyüme politikalarının sonucunda, ihracat 1980 yılındaki 2,9 milyar dolar seviyesinden, yaklaşık otuz kat artarak, 2006 yılında 85,5 milyar dolara ulaşmıştır. İhracatın GSMH içindeki payı ise yüzde 5’lerden yüzde 22’lere ulaşmış, ihracat artışına paralel olarak da ürün ve ülke yelpazesi genişlemiş, 2004 yılında 1 milyar dolar ihracat yaptığımız ülke sayısı 14 iken, 2005 yılında 15’e, 2006 yılında da 19 ülkeye ulaşmıştır[2].
III- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU’NA GÖRE İHRACAT İSTİSNASI
A- MAL İHRACI
KDV Kanunu’nun 11/1-a maddesinde belirtildiği üzere “İhracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler, yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetler, serbest bölgedeki müşteriler için yapılan fason hizmetler ve karşılıklı olmak şartıyla uluslararası roaming anlaşmaları çerçevesinde yurt dışındaki müşteriler için Türkiye’de verilen roaming hizmetleri KDV’den müstesnadır.” [3]
Aynı Kanun’un 12. maddesinde bir teslimin ihracat sayılabilme şartları belirtilmiştir.
“a) Teslim yurt dışındaki bir müşteriye veya bir serbest bölgedeki alıcıya ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılmalı veya mallar yetkili gümrük antreposu işleticisine tevdi edilmelidir.
b) Teslim konusu mal Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye veya bir serbest bölgeye vasıl olmalı ya da yetkili gümrük antreposuna konulmalıdır. Teslim konusu malın ihraç edilmeden önce yurt dışındaki alıcı adına hareket eden yurt içindeki firmalar veya bizzat alıcı tarafından işlenmesi veya herhangi bir şekilde değerlendirilmesi durumu değiştirmez.”[4]
Hâsılatın Kayıtlara Alınması Gereken Tarih
Mal ihracatında hâsılatın kayıt altına alınması gereken tarih fatura tarihi yâda tescil tarihi değil mal ihracatı nedeniyle oluşan istisna haklarının başlangıcı olarak kabul edilen malın Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesinden çıktığı tarih olmalıdır. [5]
B- HİZMET İHRACATI
KDV Kanunun 1. maddesinde “Türkiye’de yapılan işlemler KDV’ye tabidir” diye belirtilmiş ve işlemler sayılmıştır. İlgili maddeden anlaşılacağı üzere Türkiye’de yapılmayan hizmetler ilgili kanunun konusuna girmemektedir. Aynı Kanunun 11/1-a maddesi ile de Türkiye’de yapılmasına rağmen yurt dışındaki müşteriler için yapılmış olan hizmetler vergiden istisna edilmiştir.
Yurt dışındaki Müşteri; ikametgâhı, işyeri, kanunî ve iş merkezi yurt dışında olan alıcılar ile yurt içinde bulunan bir firmanın yurt dışında kendi adına müstakilen faaliyet gösteren şubelerini ifade eder. [6]
Hizmet İhracı İstisnasının Uygulanabilmesi İçin Gerekli Olan Koşullar
* Hizmet Türkiye’de, yurt dışındaki bir müşteri için yapılmalıdır.
* Fatura veya benzeri belge yurt dışındaki müşteri adına düzenlenmelidir.
* Hizmetin bedeli döviz olarak Türkiye’ye getirilmelidir.
* Hizmetten yurt dışında yararlanılmalıdır.
IV- İHRACAT İŞLEMLERİ SONRASINDA ORTAYA ÇIKAN KUR FARKLARININ MUHASEBELEŞTİRİLMESİ
İhraç işlemi sonrasında doğan alacağın VUK’un 280. maddesine göre, borsa rayici ile değerlenmesi gerekmektedir. Yasal borsa rayici yoksa değerlemeye uygulanacak kur Maliye Bakanlığı’nca tespit olunur.[7] Borsa rayicinin kullanılabilesi için Ülkemizde bir kambiyo borsasının bulunması ve ilgili borsada yabancı paraların işlem görmeleri gerekmektedir. Maalesef Ülkemizde Kambiyo borsası bulunmadığı için yabancı paraların borsa rayici ile değerlenmesi mümkün değildir. Yabancı paraların değerlemesinde kullanılacak kurlar Vergi Usul Kanunu’nun 280. maddesinden yetki alan Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilecektir.
130 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde belirtildiği üzere; son yıllarda yürütülen serbest kur uygulaması ve para değerinde meydana gelen sık değişiklikler, her defasında yeniden kur tespit ve ilan zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır. Bu durumu önlemek ve kolalık sağlamak amacıyla Maliye Bakanlığı’nca herhangi bir kur tespiti yapılmadığı sürece T.C Merkez Bankası tarafından tespit ve ilan edilen kurların değerlemelerde esas alınması uygun görülmüştür. [8]
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında örnek bir ihracat işlemi, ihracatın gerçekleşip alacağından doğmasından ve alacağın tahsil edilip borç/alacak ilişkisinin son bulması aşamasına kadar muhasebeleştirilmeye çalışılacaktır.
İhracat İşleminin Gerçekleşmesi ve Muhasebe Kaydı
* XYZ A.Ş. 20.12.2012 tarihinde İtalya’ya 50.000 EURO’luk fatura düzenlemiş ihracat işlemini başlatmıştır. Mal Türkiye Cumhuriyeti gümrükleme bölgesinden 26.12.2012 tarihinde çıkmıştır.
            Fatura Tarihi: 20.12.2012
            İntaç Tarihi: 26.12.2012
            26.12.2012 Merkez Bankası Alış Kuru: 1.50 TL
50.000 EURO x 1.50 TL = 75.000,00
__________________ 26.12.2012 __________________
120 ALICILAR HESABI                                            75.000,00
             * 601 YURT DIŞI SATIŞLAR                               75.000,00
_____________________ / ______________________
* 601 YURT DIŞI SATIŞLAR HESABI “Yurt dışına satılan mal ve hizmetler karşılığında alınan ya da alınacak olan toplam değerlerin izlendiği hesaptır.”[9]
İhracat İşlemine Ait Alacağın Aynı Dönem İçinde Tahsil Edilmesi ve Muhasebe Kaydı
Kur Yükseldiğinde
* İhraç edilen mal bedelinin tamamı 28.12.2012 tarihinde şirketin banka hesabına alıcı tarafından ödenmiştir.
            Döviz Alış Kuru: 1.60 TL
            50.000 EURO x 1.60             = 80.000,00
            50.000 EURO x 1.50             = 75.000,00
            (1.60–1.50) x 50.000 EURO  = 5.000,00
__________________ 28.12.2012 __________________
102 BANKALAR HESABI                             80.000,00
             120 ALICILAR HESABI                                 75.000,00
             *601 YURT DIŞI SATIŞLAR                           5.000,00
_____________________ / ______________________
* 1 No.lu Muhasebe Uygulamaları Genel Tebliği’ne göre ihracat ile ilgili dönem içinde ortaya çıkan olumlu kur farkları bu hesapta takip edilmelidir.
Kur Düştüğünde
* İhraç edilen mal bedelinin tamamı 28.12.2012 tarihinde şirketin banka hesabına alıcı tarafından ödenmiştir.
Döviz Alış Kuru: 1.40 TL
50.000 EURO x 1.40             = 70.000,00
50.000 EURO x 1.50             = 75.000,00
(1.40–1.50) x 50.000 EURO  = -5.000,00
__________________ 28.12.2012 __________________
102 BANKALAR HESABI                             70.000,00
* 612 DİĞER İNDİRİMLER HESABI               5.000,00
             120 ALICILAR HESABI                                75.000,00
_____________________ / ______________________
* Muhasebe uygulamaları genel tebliğinde ihracat ile ilgili dönem içinde ortaya çıkan olumsuz kur farkları ile ilgili bir açıklama yapılmamıştır ancak olumlu kur farkları Brüt Satış Kârı veya Zararının hesaplanmasında dikkate alınıyor ise olumsuz kur farklarının da Brüt Satış Kârı veya Zararının hesaplanmasında dikkate alınması gerekmektedir. Bu doğrultuda olumsuz kur farkları 612 Diğer İndirimler Hesabında muhasebeleştirilmelidir.
İhracat İşlemine Ait Alacağın 31.12.2012 Tarihi İtibari ile Tahsil Edilememiş Olması ve Muhasebe Kaydı
* 31.12.2012 tarihinde 50.000 EURO tutarındaki alacağın VUK’un 280. maddeye göre değerlemeye tabi tutulması gerekmektedir.
Kur Yükseldiğinde
Döviz Alış Kuru 1.55 TL
(1.55–1.50) x 50.000 EURO = 2.500,00      
__________________ 31.12.2012 __________________
120 ALICILAR HESABI                                  2.500,00
                        601 YURT DIŞI SATIŞLAR                  2.500,00
_____________________ / ______________________
Kur Düştüğünde
Döviz Alış Kuru 1.45 TL
(1.45–1.50) x 50.000 EURO = - 2.500,00
__________________ 31.12.2012 __________________
612 DİĞER İNDİRİMLER HESABI                2.500,00
                        120 ALICILAR HESABI                     2.500,00
_____________________ / ______________________
İhracat İşlemine Ait Alacağın Sonraki Dönem Tahsil Edilmesi ve Muhasebe Kaydı
Kur Yükseldiğinde
* İhraç edilen mal bedelinin tamamı 04.01.2013 tarihinde şirketin banka hesabına alıcı tarafından ödenmiştir.
Döviz Alış Kuru: 1.60 TL
50.000 EURO x 1.60             = 80.000,00
50.000 EURO x 1.50             = 75.000,00
(1.60–1.50) x 50.000 EURO  = 5.000,00
__________________ 04.01.2013 __________________
102 BANKALAR HESABI                          80.000,00
             120 ALICILAR HESABI                               75.000,00
             646 KAMBİYO KARLARI                              5.000,00
_____________________ / ______________________
(31.12.2012 tarihinde yapılması gereken değerleme ihmal edilmiştir)
Kur Düştüğünde
* İhraç edilen mal bedelinin tamamı 04.01.2013 tarihinde şirketin banka hesabına alıcı tarafından ödenmiştir.
Döviz Alış Kuru: 1.40 TL
50.000 EURO x 1.40             = 70.000,00
50.000 EURO x 1.50             = 75.000,00
(1.40–1.50) x 50.000 EURO  = -5.000,00
__________________ 04.01.2013 __________________
102 BANKALAR HESABI                             70.000,00
656 KAMBİYO ZARARI HESABI                    5.000,00
             120 ALICILAR HESABI                                75.000,00
_____________________ / ______________________
(31.12.2012 tarihinde yapılması gereken değerleme ihmal edilmiştir)
V- SONUÇ
Kur Farkı Açısından;
Brüt Satış Kârı veya Zararının doğru olarak hesaplanabilmesi için ihracat sonucunda ilgili dönemde ortaya çıkan olumlu kur farkları 601 Yurt Dışı Satışlar hesabında, olumsuz kur farkları ise 612 Diğer İndirimler hesabında muhasebeleştirilmelidir. Kur farkları sonraki dönem oluştuğunda olumlu kur farkları 646 Kambiyo Kârları Hesabında, olumsuz kur farkları ise 656 Kambiyo Zararları Hesabında muhasebeleştirilmelidir.
Hasılatın Kayıt Edileceği Tarih Açısından;
Mal ihracatı açısından hasılatın kayıt edileceği tarih önem arzetmektedir. KDV Kanunu’na göre mal ihracatı nedeniyle oluşan istisna haklarının başlangıcı, ihracata konu malın Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesinden çıktığı tarihtir. Bu açıklama ışığında İhracattan oluşan hasılatın kayıt edileceği tarih de ihracata konu malın Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesinden çıktığı tarihdir. Ayrıca; ilgili hasılatın kayıt edileceği tarih kur farkının oluşup oluşmaması ve hangi tutarda oluşacağı açısından da önem arzetmektedir

Yazar: Uğur KAM

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder