7 Ağustos 2012 Salı


 İhtirazi Kayıdın İş Hukukundaki Yeri

I- GİRİŞ
İş hukuku sosyal eşitsizliği gidermek amacıyla zayıf taraf olan işçiyi koruyarak, işçi-işveren arasındaki eşitliğin sağlanmasını hedefleyen sosyal bir hukuk dalıdır. Sermayesiyle, demirbaşıyla sahip olduğu fabrikasıyla güce ve nüfusa sahip olan işveren karşısında eşit güce sahip olmayan işçiye hukuksal zeminde haklar verilerek denklik sağlanmaya çalışılmıştır. İhtirazi kayıt beyanı da işçi haklarının korunmasını gerçekleştirmenin hukuksal yollarından yalnızca biridir. İhtirazi kayıt işçilerin birçok haklarının ileride kaybolmaması için başvurulan işlemlerdendir. Bu yazıda; iş hukukunda ihtirazi kayıt durumları açıklanmaya çalışılacaktır.
II- İHTİRAZİ KAYIT NEDİR?
“İhtiraz” kelimesi sakınma, çekinme, çekince manasına gelmektedir. “İhtirazi kayıt” ise kısaca belli hakları kullanma hakkının saklı tutulması için oluşturulan önkoşul olarak ifade edilebilir.
İş hukukunda ihtirazi kayıt ekonomik bakımdan bağımlı ve güçsüz taraf olan işçinin işverene karşı hak kaybının önlenmesi için geliştirilmiş bir teminat mahiyetindedir. İhtirazi kayıt beyanı ileri sürmek bağımlı taraf olan işçinin iş görmesi karşılığında hak ettiği ücreti ödemekle yükümlü taraf olan işvereni, işçiye olan borcunun gerçek miktarını ödemeye zorlamakta iken işçinin alacaklarını istenebilirliğini kolaylaştırmaktadır. Örneğin imzalı ücret bordrosunda bulunandan daha fazla alacağının olduğunu ileri süren işçinin buna dair ihtirazi kayıdının bulunması hakiki alacağın her türlü delil ile ispatını mümkün kılmakta ve alacağı güvence altına almaktadır.
III- İHTİRAZİ KAYITSIZLIK
4857 sayılı İş Kanunu’nun 8. maddesinde belirtildiği üzere iş sözleşmesi, bir tarafın bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. İş sözleşmesinin niteliği gereği işverenin asıl borcu ücret ödemedir. Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.
İşverenin ücret ödeme ediminin teminatı olan ihtirazi kayıt ileri sürmemek kazanıldığına inanılan hakları talep etme imkanını işçi aleyhine de olsa ortadan kaldırmaktadır. Hizmet görme edimi karşılığında alacaklı olduğunu iddia eden işçi Medeni Kanun’un 6. maddesi gereğince bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçi ücretinin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi halinde örneğin fazla çalışma yaptığı halde fazla çalışma zamlı ücretinin ödenmemesi halinde “fazla mesai alacağı hakkım saklı kalmak kaydıyla” ibaresi şeklinde ihtirazi kayıt beyanında bulunmadığı sürece ücret hesap pusulasını/bordroyu imzalamamalıdır. Eğer imzalamak zorunda bırakılırsa işçinin geçerli bir yazılı belge ile aksini ispat etmesi gerekmektedir. İşyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak yazılı delillerin olmadığı durumlarda, bordro da imzalanmışsa gerçek ücreti sonradan ispatlamak mümkün olmayabilir. İşyerinde çalışma düzenini bilen tanık ifadeleri de yazılı delil sayılan ancak gerçeği yansıtmayan ve işçi imzası taşıyan hesap pusulaları/bordrolar karşısında yetersiz kalabilmektedir. Fazla çalışma süresi ve ücreti gösterilen bordroyu ihtirazi kayıt koymadan imzalayan işçi, eşdeğer belgelerle daha fazla çalıştığını kanıtlamaması halinde bordroda gösterilen fazla çalışma süresini kabul etmiş sayılacak ve alacak talebinde bulunamayacaktır. Yargıtay’ın kararları da bu yöndedir.[1]
Bordrolarda fazla çalışma ve tatil sütunu bulunduğu halde bu sütunun boş bırakılmış olması, işçinin fazla çalışma yapmadığının kanıtı olarak kabul edilemez. Üzerinde fazla çalışma ve tatil sütunu bulunan ve ayın bazı günleri fazla çalışma yapıldığı, tatilde çalışıldığı öngörülen bordroları ihtirazı kayıt koymadan imzalayan işçi, bordroda fazla mesai ve tatil ücreti ödemesi göründüğünden, bordro düzenlenen aylar için sonradan fazla çalışma ve tatil ücreti talep edemez. Keza bordrolarda davacı imzası olmasa bile, ücret banka hesabına yatırılarak ödeniyor ve hesap çekilirken ihtirazı kayıt konulmamış ise, banka yolu ile yapılan fazla mesai ve tatil ücretleri ödemelerinin de dikkate alınması gerekir. Ancak fazla mesai yapıldığına veya tatilde çalışıldığına dair kayıt var ve bu kayda göre eksik ödeme söz konusu ise, o zaman işçi aradaki farkı isteyebilecektir[2].
Uygulamada çok sık rastlanılan konulardan biri de kıdemli ve asgari ücret üzerinde ücret alınmasına rağmen, ücret bordrosunda ve ücret hesap pusulasında işçi ücretinin asgari ücretten gösterilmesidir. Bu durumunda olan işçinin ihtirazi kayıt beyanında bulunmadan imza atması ya da imzalamak zorunda bırakılması halinde almış olduğu eksik ücreti açacağı davada yazılı delillerle (banka kayıtları, ödeme makbuzları vs.) sonradan ispatlaması gerekecektir. Bu konuda Yargıtay, vasıflı ve vasıfsız işçilerin asgari ücretle gösterilmesinin çalışma yaşamının doğal akışına uygun olmadığı ve bu konuda mahkemelerin davacının yaptığı görev, kıdemi ve çalışma yolları açıklanarak meslek kuruluşlarından alabileceği ücret sorulmalı, alınacak cevap diğer delillerle birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerektiği görüşündedir.[3]
IV- SONUÇ
Hak arayanın, hak kaybının önlenmesi bakımından ihtirazi kayıt müessesesi İş Hukukunun amacı olan işçinin korunması için geliştirilen hukuki yollardan biridir. İhtirazi kayıt ileri sürmenin amacı, öncelikle işvereni ücret borcunu zamanında ve tam yerine getirmeye, bir başka deyişle sözleşmeyi zamanında ifaya mecbur tutmaktadır. İşçinin çalışmasının karşılığı olan ücretinin eksiksiz olarak ödenmesi ve yargıda kendi lehine hak ileri sürme işlevi bakımından ihtirazi kayıt önemlilik arz etmektedir. İhtirazi kayıt, işçinin hak kaybını önleyen önemli bir hukuki güvence olarak İş Hukukundaki yerini almıştır.
Aygül AYDIN*
E-Yaklaşım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder