18 Nisan 2012 Çarşamba

KDV İADESİNDE CİRO PRİMİNDEN KAYNAKLANAN SORUNLAR ORTADAN KALDIRILMIŞTIR

I- GİRİŞ

KDV sistemimizde, bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamı, mükellefin vergiye tâbi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki fark sonraki dönemlere devrolunmakta ve iade edilmemektedir.

Ancak tam istisnalardan kaynaklanan işlemler ile Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulu’nca tespit edilecek sınırı aşan vergi, mükellefin talebi üzerine mahsuben veya nakden iade edilebilmektedir.

İşte bu yazımızda indirimli orana tabi işlemler nedeni ile ortaya çıkan KDV iade taleplerinde ciro primlerinden kaynaklanan sorun ve 116 Seri No.lu KDV Genel Tebliği ile bu sorunu getirilen çözüm ele alınmıştır.

II- MEVZUAT

Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulu’nca tespit edilecek sınırı aşan vergi, mükellefin ithalde alınanlar da dahil vergi borçlarına, istihdam ettikleri hizmet erbabına ait sigorta prim borçlarına ve %51 veya daha fazla hissesi kamuya ait kuruluşlardan temin ettikleri elektrik ve doğalgaz borçlarına, yılı içinde mahsuben, izleyen yıl içerisinde talep edilmesi kaydıyla mahsuben ya da nakden iade edilmektedir.

İndirimli orana tabi işlemlerden doğan iade tutarının hesaplanmasında, önce işlemin bünyesine doğrudan giren harcamalar nedeniyle yüklenilen vergiler dikkate alınmakta, daha sonra genel giderler için yüklenilen vergilerden pay verilmektedir. Bu şekilde hesaplanan tutarın, azami iade edilebilir vergi tutarının altında kalması halinde, en fazla aradaki farka isabet eden tutar kadar amortismana tabi iktisadi kıymetler (ATİK) dolayısıyla yüklenilen vergilerden iade hesabına pay verilebilmektedir.

Ancak son zamanlarda Mali İdare, ciro primi, hasılat primi, faiz, fiyat farkı, vade farkı, kur farkı gibi nedenlerle yüklenilen vergilerin, KDV iade talebinde dikkate alınamayacağını ve söz konusu giderlerle ilgili yüklenilen KDV’lerin iade taleplerinden çıkarılması gerektiğini belirtmektedir.

Ciro primi, hasılat primi, faiz, fiyat farkı, vade farkı, kur farkı gibi nedenlerle yüklenilen vergilerin KDV iade talebinde dikkate alınmamasının sebebi, KDVK’nın 29/2. maddesinde geçen, “indirimli orana tabi teslim veya hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen KDV tutarları”nın, Bakanlar Kurulu’nca tespit edilecek sınırı aşan kısmının iadesine imkân tanındığı ve bu nedenle, indirimli orana tabi işlemin gerçekleştiği vergilendirme döneminden sonra yapılan giderler nedeniyle yüklenilen vergilerin, indirimli orana tabi işlemle ilgisi olsa dahi, iadesinin mümkün olmadığıydı.

Özellikle indirimli orana tabi ürünleri bayi, market vb. satış noktaları aracılığı ile müşterilerine ulaştıran firmalar, her üç aylık dönemde veya her yılsonunda bayilerinden ve marketlerinden gelen ciro primi faturalarının KDV’sini iade olarak alamamakta ve oldukça yüklü bir finansman sorunu ile karşılaşmaktaydılar.

İşte 19.01.2012 tarih ve 28178 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 116 Seri No.lu KDV Genel Tebliği ile KDV iadesinde ciro primleri nedeni ile mükellef aleyhine ortaya çıkan sorun ortadan kaldırılmış bulunmaktadır.

26 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin (L) Bölümünde, fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilmeyip, yıl sonralarında, belli bir dönem sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında (satış primi, hasılat primi, yıl sonu iskontosu gibi adlarla) yapılan ödemelerin katma değer vergisine tabi olduğu, ancak bu tür bir iskontonun doğrudan satılan malla ilgili olmadığı ve burada söz konusu olan iskontonun, firmanın yaptığı ek bir çalışmanın ya da çabanın sonucu olarak doğduğu ve bu nedenle “hizmet” kapsamına giren bu işlemlere ait iskontoların %18 KDV oranı ile vergilendirilmesinin gerektiği açıklanmıştır.

116 Seri No.lu KDV Genel Tebliği ile 26 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin (L) Bölümü yürürlükten kaldırılmış ve fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilmeyip, yılsonlarında, belli bir dönem sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında (satış primi, hasılat primi, yıl sonu iskontosu gibi adlarla) yapılan iskontolar esas itibariyle, asıl işleme ilişkin KDV matrahının değişmesi sonucunu doğurduğu ve KDV matrahında değişiklik vuku bulduğu bu gibi durumlarda KDV Kanununun 35 inci maddesine göre düzeltme yapılması gerektiği belirtilmiştir.

Bu itibarla, fatura ve benzeri vesikalarda gösterilmeyip belli bir dönem sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında yapılan iskontolar nedeniyle KDV matrahında değişiklik vuku bulduğu hallerde düzeltme işlemi, alıcı tarafından satıcı adına bir fatura ve benzeri belge düzenlenmek ve bu amaçla düzenlenecek belgede, KDV matrahında değişikliğe neden olan iskonto tutarına ilk teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlem için geçerli olan KDV oranı uygulanmak suretiyle yapılacaktır.

Örneğin %8 KDV’ye tabi bir malı satan firmaya, yılsonunda ciro primi faturası düzenlendiğinde asıl işlemde uygulanan KDV oranı %8 olduğu için ciro primi faturası da %8 KDV’li olacak şekilde düzenlenecektir.

Örnekten de anlaşılacağı üzere satış sırasında uygulanan KDV oranı (%8) ile ciro primi faturasında yer alan KDV oranı (%8) aynı olduğundan iadesi gereken bir KDV rakamı olmayacak ve ciro primlerinin KDV iadesine konu edilmesi gerekmeyecektir.

Cenk Orhan*
E-Yaklaşım

III- SONUÇ

116 Seri No.lu KDV Genel Tebliği ile 19.01.2012 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, belli bir dönem sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında yapılan iskontolar nedeniyle düzenlenen faturalarda uygulanacak KDV oranı, asıl işlemde uygulanan KDV oranı ile aynı olacak şekilde değiştirilmiştir. Bu sayede KDV iade taleplerinde ciro primleri nedeni ile firmalar aleyhine sonuçlar doğuran sıkıntılar ortadan kaldırılmış bulunmaktadır.

________________________________

(*) SMMM

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder