29 Kasım 2011 Salı


İŞ SÖZLEŞMESİNİN GEÇERLİ NEDENLE FESHİNDE USUL

Tarih         : 24.05.2010
Esas No   : 2009/20438


İş Kanunu’nun 19. maddesi gereği, hakkındaki iddialara karşı savunması alınmadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez. Somut olayda, davacının iş sözleşmesi işçinin davranışlarından kaynaklanan nedenle feshedildiğine göre fesihten önce savunmasının alınması gerekir. Fesihten önce savunma alınmaması feshi geçersiz kılar.
İstemin Özeti: Davacı, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Karar: Davacı vekili, davacı işçinin iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan ve savunması alınmadan feshedildiğini belirterek, feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren vekili, davacının işyerinden amiri ve çalışanlar ile gereksiz tartışmalara girmesi, görevlerini eksik yapması ve uyarılara rağmen devam etmesi nedeni ile haklı olarak feshedildiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davalı işyerinde sürekli tartışma çıkararak çalışanları huzursuz etmesi, kendisine verilen görevleri gereği gibi yerine getirmemesi gibi davranışlarda bulunduğu, düzeltilmesi için savunmasının alındığı, herhangi bir düzeltme olmadığı, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı olarak feshedildiği, davalı tarafından davacının iş sözleşmesinin haklı ve geçerli nedenlerle feshedildiğinin kanıtlandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 19. maddesine göre “Hakkındaki iddialara karşı savunması alınmadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez. Ancak işverenin 25. maddenin (II) numaralı bendi şartlarına uygun fesih hakkı saklıdır.” Bu hükümle işçinin savunmasının alınması, işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle iş sözleşmesinin feshi için şart olarak öngörülmüş ve salt işçinin savunmasının alınmamasının tek başına süreli feshin geçersizliği sonucunu doğuracağı ifade edilmiştir. İşverene savunma alma yükümlülüğünü, sadece iş sözleşmesinin feshinden önce yüklemektedir. İşçiye ihtar verilirken ise bu şekilde bir yükümlülük yüklememektedir. Dolayısıyla, işçiye davranışı nedeniyle ihtar verilirken, savunmasının alınmaması ihtarı geçersiz kılmaz. İşçinin savunması, sözleşmenin feshinden önce alınmalıdır. İşçi fesihten önce savunma vermeye davet edilmeli davet yazısında davranışı nedeniyle işten çıkartma sebebi açık ve kesin bir şekilde belirtilmeli, makul bir süre önceden belirtilen yer, gün ve saatte hazır bulunması, bulunmadığı takdirde yazılı bir savunma verebileceğinin; bildirilen yerde belirtilen gün ve saatte hazır bulunmadığı ve de buna rağmen yazılı bir savunma vermediği takdirde savunma vermekten vazgeçmiş sayılacağının kendisine hatırlatılması şarttır. Fesih bildirimiyle birlikte veya fesihten sonra savunma istenmesi feshi geçersiz kılar. Keza, ihbar önel süreleri içinde savunma alınması da feshin geçersiz olması sonucunu doğurur (Dairemizin 15.09.2008 gün ve 2008/1868 Esas, 2008/23538 Karar sayılı ilamı).
Dosya içeriğine göre davalı işveren, davacı işçinin iş sözleşmesini 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca işyerinde tartışmalara girmesi ve görevlerini eksik yapması nedeni ile davranışlarından kaynaklanan nedenlerle feshetmiş, ihbar tazminatını ödemiştir. Feshin haklı nedene dayanmadığı işverenin de kabulündedir. Davacının iş sözleşmesi davranışlarından kaynaklanan nedenle feshedildiğine göre fesihten önce savunmasının alınması gerekirdi. Ancak davacı işçinin fesihten önce savunmasının alınmadığı anlaşılmaktadır. Fesihten önce savunma alınmaması feshi geçersiz kılar. Davanın kabulü yerine yazılı şekilde reddi hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasası’nın 20/3. maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçe ile; Mahkemenin kararının bozularak ortadan kaldırılmasına, feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, davacının yasal bir süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında belirlenmesine, davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin gerektiğine, oybirliğiyle karar verildi.

(*)         KARŞI OY- X: 2006 yılında satılan iştirak hisselerine ait kazancı, dönem sonu hesaplarına intikal ettirmemek suretiyle kurum kazancını noksan beyan ettiği ileri sürülen davacı şirket adına re’sen salınan kurumlar vergisi ve kesilen vergi ziyaı cezasına karşı açılan davaların kabulü ile dava konusu tarhiyatı terkin eden Vergi Mahkemesi kararları, Danıştay Dördüncü Dairesi’nce onanmış, davalı idare tarafından kararın düzeltilmesi istenmiştir.
(*)         KARŞI OY: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara karşıyız.

Karar No  : 2010/14394
4857 s. İş K. Md. 19

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder