18 Mayıs 2012 Cuma

Orta Ölçekliler de “Anayasa” Peşinde!

Son yıllarda “aile anayasası” hazırlayan şirket sayısında artış var. Aslında bu uygulama neredeyse 40 yıldır şirketlerin gündeminde... Hatta Türkiye’de öncülüğünü Vehbi Koç, İshak Alaton, Vitali Ha...

Son yıllarda “aile anayasası” hazırlayan şirket sayısında artış var. Aslında bu uygulama neredeyse 40 yıldır şirketlerin gündeminde... Hatta Türkiye’de öncülüğünü Vehbi Koç, İshak Alaton, Vitali Hakko gibi duayenler yaptı demek yanlış olmaz. Koç Holding, kurumsallaşma ve aile anayasası hazırlama işine 80’li yılların başında başlamıştı. Bugün ise bu uygulama sadece büyük holdinglerin değil orta, hatta küçük ölçekli şirketlerin bile gündemine girdi. İrili ufaklı pek çok şirket anayasa hazırlığı içinde. Kimileri de anayasalarının yetersiz kaldığı noktaları tespit ederek revizyon çalışmalarını başlattı.

Son yıllarda sadece büyük çaplı holdinglerin değil, orta ve hatta küçük ölçekli işletmelerin de gündeminde olan aile anayasası uygulamasının Türkiye’deki öncülüğünü Alarko, Koç, Vakko, Sabancı, Eczacıbaşı gibi devler yaptı. Borusan, Boyner, Anadolu Grubu, Yaşar Holding, Işıklar Holding, Arkas gibi büyük gruplar da zamanla anayasalarını hazırlayarak onlara katıldı. Bugün onlarca şirket, yönetimde daha kurumsal bir yapıya kavuşmak, çıkacak sorunlara sağlıklı çözümler üretebilmek için uzmanların desteğiyle hazırlanmış aile anayasaları kullanıyor. Birçok şirketin anayasasında; yönetim kurulu başkanının ve üyelerin görev süreleri, yöneticilerin yaş sınırları, emeklilik koşulları, üyelerin harcamaları ve maaşları bile net biçimde ortaya konuyor.

Gelecekte çıkabilecek sorunlara karşı şimdiden gardını almayan şirketleri “okyanusta pusulasız yol bulmaya çalışan gemiye” benzeten Family Business Advisors Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Haluk Alacaklıoğlu, konunun ciddiyetini şu sözlerle anlatıyor:

“Aile şirketlerini çözülmeye götüren en büyük risk, ‘Problem çıktığında hallederiz’ görüşünün hakim olmasıdır. Ancak, 3’üncü kuşakla birlikte her 100 aile şirketinden 85’i yok olup gidiyor. Bu istatistik anayasanın ertelenmeyecek kadar önemli olduğunu açıkça ortaya koyuyor.”

Şimdiye kadar 62 aile ile çalışan, 14’ü ile anayasa tarzı politikalar belirleyen Alacaklıoğlu, “Bu gerçeği bilen onlarca firma, henüz birinci nesil yönetimdeyken tedbir almayı tercih ediyor” diyor ve aile anayasası hazırlayan şirketlerin arttığına dikkat çekiyor.

Capital olarak yaptığımız araştırmaya göre Türkiye’de anayasası olan 50 civarında şirket bulunuyor.

“Anayasalı” Şirketler ArtıyorAnayasaya ilgi her geçen gün artıyor. Günümüzde birçok şirket de profesyonel danışmanların desteğiyle bu süreci yeni başlatmış durumda. Yaptığımız araştırmaya göre halihazırda pek çok şirket ya aile anayasasını revize ediyor ya da yeni bir yasa hazırlığı içinde. Zorlu Holding, Cafer Sadık Abalıoğlu Holding, Süzer Grubu, İC Holding ve Soyak anayasa hazırlamak için start verenlerden.

Aile anayasası çalışmalarına 2007 yılında başlayan CSA Holding de bu şirketlerden biri. Şirketin yürütme kurulu başkan yardımcısı Oğuz Abalıoğlu, anayasaya neden ihtiyaç duyduklarını ve anayasanın içeriğini ise şöyle anlatıyor: “Biz herhangi bir zaaf oluşmadan, aile bireyleri arasındaki ilişkilerin kurumsallaştırılması gerektiğine inandık. Şu an 2’nci ve 3’üncü nesiller iş başında. Temel hedefimiz, şirketi nesiller boyu yaşayacak bir işletme haline getirmek. Aile üyeleri arasındaki ilişkinin de belirli kurallara bağlanarak kurumsallaşması gerekir. Nesiller boyu ayakta kalmayı hedefleyen aile işletmelerinin mutlaka bu yapıyı kurmaları ve profesyonellerden destek almaları gerekir.”

Anayasa çalışmalarını hummalı biçimde sürdüren bir diğer şirket de şirket yönetiminde 30’a yakın aile üyesinin bulunduğu İC Holding. Holdingin aile anayasası çalışmaları uzun süredir devam ediyor. Şirket yetkilileri, “İC Holding olarak kendi yapımıza en uygun yapıyı oluşturmaya çalışıyoruz. Bu çalışmaların 2008 yılında sonuçlanmasını planlıyoruz” açıklamasını yapıyorlar.

Goldaş’ta Hazırlık Sürüyor
Goldaş’ın anayasa çalışmaları ise 2006 yılından bu yana devam ediyor. Hasan ve Sedat Yalınkaya kardeşler tarafından kurulan şirket, nesiller boyu devam edecek bir yapı oluşturulmak amacıyla anayasa hazırlıyor. Bu nedenle çalışmalara şimdiden başlanmış. Kurucu ortaklar Sedat ve Hasan Yalınkaya’nın çocukları ise şirket bünyesinde çalışmalarına rağmen yönetim ve karar mekanizmalarında bulunmuyor.

Goldaş CEO’su Sedat Yalçınkaya, anayasaya ilişkin yaşadıkları süreci şöyle anlatıyor: “Bir aile anayasamızın olması gerektiğine inanıyoruz. Bunun için de ciddi anlamda çalışıyoruz. Türkiye’de aile şirketlerinin kurallarını kuşaktan kuşağa aktaramadıklarını, bunların bir süre sonra hayata geçirilemez hale geldiğini görüyoruz. Goldaş’ta aile bireylerine bağlı kalmadan yapının devam etmesini sağlamayı amaçlıyoruz. Aile bireylerinin icrada olmasından ziyade, karar organlarında olması gerektiğini düşünüyoruz. Yazılı bir aile anayasamızın oluşması için çalışmalarımız sürüyor. Önümüzdeki bir ya da birkaç yıl içinde tamamlayacağımızı tahmin ediyorum.”

Aile anayasası gibi yapıların şirketlere büyük avantajlar sağladığını vurgulayan Yalınkaya, özellikle yönetimdeki keyfiliğin bu tarz yazılı kurallarla önlenebileceğini belirtiyor.

hed

Orta Ölçeklilerde İlgi Yüksek
Çok değil 6-7 yıl öncesine dek sadece büyük grupların anayasası vardı. Oysa günümüzde orta ölçekli aile şirketleri arasında da bu konudaki çalışmalarını tamamlamış olanlar var. Orta ölçekli olup anayasası olmayan Kiğılı, Sarar ve Öztiryaki gibi çok sayıda şirket bulunuyor.

Uşaklı Sesli Grubu, Bursalı Çilek Mobilya ise anayasa çalışmalarını henüz tamamlamış orta ölçekli şirketlerden.

Çilek Mobilya’nın aile anayasası 10’uncu kuruluş yılında, 2006’da hazırlandı. Aileden 3 üyenin yönetimde olduğu Çilek Mobilya’nın genel müdürü Muzaffer Çilek, “Sorunların ve ihtiyaçların çözümlerini önceden belirlemek ve gelecek kuşakların şirket içindeki durumunun netleşmesini sağlamak amacıyla anayasamızı hazırladık. Sorun çıkmadan önlemimizi aldık” diyor. Muzaffer Çilek, anayasa hazırlama sürecini danışman desteğiyle yürüttüklerini belirtiyor.

Sesli Şirketler Grubu da anayasa uygulamasına yeni geçen şirketlerden. 2003 yılında aile anayasası hazırladıklarını belirten Yönetim Kurulu Başkanı Hazım Sesli, “Genç kuşaklar şirkete dahil olduktan sonra bu yönteme ihtiyaç duymaya başladık” diyor ve ekliyor:

“Daha önce aile içinde ilişkiler problemliyken, anayasadan sonra aile içine mutluluk ve huzur geldi. Ve işler görevler net olarak belirlendi, sorumlulukların sınırları çizildi.”

Bazıları da Revize Peşinde
Şirketlerdeki aile anayasası ile ilgili çalışmalar sadece “yeni anayasa” hazırlamakla sınırlı değil. Halihazırda anayasası olan pek çok şirket, anayasalarını revize etmek, geliştirmek için çalışıyor. Çünkü değişen ihtiyaçlar ve farklılaşan çalışma koşulları kimi zaman mevcut anayasaya bazı eklemeler yapılmasını gerekli kılıyor.

Yaşar Holding’den İdil Yiğitbaşı, bu tip durumlarla karşılaştıklarında neler yapıldığını şöyle anlatıyor: “Anayasalar, belli bir dönem önce, o günkü ihtiyaçlar çerçevesinde oluşturulduğu için bazı konulara çözüm getirmekte yetersiz kalabiliyor. Bu durumda yeniden toplanıp aile üyesi ve üyelerinin sorunlarının tartışılabileceği bir ortam yaratıyoruz.”

Anayasalarını 2007’de yeniden gözden geçirdiklerini belirten Eroğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Eroğlu, “Temel ilkeler aynı olmakla birlikte yeniden düzenleme çalışmalarımız hızla sürüyor. Daha önce hiç karşılaşmadıkları bir sorun karşısında revizyon ihtiyacı doğduğunu belirtiyor. Eroğlu, “Elbette anayasaya her şeyi çok ayrıntılı yazamıyoruz. Zaman içinde kimi sorunlar oluyor ki daha önce hiç karşılaşmamışız ve anayasada da yeri yok. İhtiyaç halinde ek madde yoluna gidiyoruz. Dolayısıyla anayasa dogmatik bir yapıda değil esnek ve ihtiyaca göre değişebilen bir yapı gösteriyor.”

Anayasasını 2000 yılında hazırlayan Doğtaş’ın yönetim kurulu başkanı Davut Doğan da anayasanın yetersiz kaldığı durumlarda aile meclisine başvurduklarını söylüyor. Doğan, “Anayasamızın sorunlara karşı çözümsüz kalması durumunda aile meclisi toplanarak yeni ek maddeler belirleniyor. Örneğin, zaman içinde 2’nci kuşağın beklentileri ve talepleri dikkate alınarak bazı değişiklikler yapıldı” diyor.

Yeni Nesil Revizyon İstiyor
Anayasa çalışmalarına 1994’te başlayan ve yazılı metne geçen ilk şirketlerden biri olan İnci Holding’in anayasasındaki ilk değişiklikler ise kurucu yönetim kurulu başkanı merhum Cevdet İnci’nin yönetimi devrinden sonra olmuş. Şirketin yönetim kurulu başkanı Şerife İnci Eren, hangi durumlarda değişiklik yaptıkları konusunda “Devir planları ve kurumsallaşma çalışmaları sırasında, özellikle kurucu başkanımızın vefatından sonra pek çok madde eklendi. İhtiyaca göre değişiklikler yapılmaya devam edecek” diyor.

Henüz ihtiyaç olmamasına rağmen gelecek kuşaklar için anayasalarına bazı maddeler ekleyeceklerini belirten Hatemoğlu Mağazacılık Yönetim Kurulu Başkanı Hatem Saykı ise “İleride çocuklarımız büyüdüğünde yaşanabilecekleri düşünerek ilaveler yapacağız. Dünyada yapılan istatistiklerde görünen şu; şirketlerin sadece yüzde 30’u 2’nci nesil yönetimine geçebiliyor. Bunların ise sadece yüzde 12’si 3’üncü nesile kalıyor. Şu an çocuklarımız küçük ama şimdiden o döneme hazırlık yapacağız” diye konuşuyor.

Aile anayasasını 2001 yılından bu yana uygulayan Orhan Holding ise yeni bir anayasa için hazırlıklarını sürdürüyor. Orhan Holding Onursal Başkanı İbrahim Orhan, “Şimdilerde yeni bir anayasa çalışmasına başlıyoruz. Çünkü 3’üncü nesil de gelmek üzere. Bu anayasada da 3’üncü ve sonraki nesiller konusuna daha bir derinlemesine yer verilecek” diyor.

Henüz aileden 4 kişinin yönetimde olduğu Arkas Holding ise şimdiye kadar aile anayasasında bir güncellemeye gerek duymamış. Ancak Bernad Arkas, bu konuda katı olmadıklarını şu sözlerle açıklıyor; “Aile anayasası çalışmamız henüz yeni olduğu için değişikliğe ihtiyaç duymadık. Ancak aile konseyince fikir birliğiyle alınacak kararla anayasamızda değişiklik yapılabilir.”

Adnan Nas / Pwc Türkiye Kıdemli Ortağı

“Anayasa Sayısı Artıyor Ama Kağıt Üzerinde Kalanlar Var”

“Metin Hazırlamak Yeterli Değil”
Aile anayasası gibi bir prototip hazırlama eğilimine biraz şüpheci bakmak lazım. Bazıları gerçekten samimi anlamda bir şeyler yapmaya çalışıyor, bazıları ise sadece bir metin hazırlamanın yeterli olduğunu sanıyor. Türk şirketleri arasında son zamanlarda aile anayasası hazırlama eğiliminin arttığı doğru. Ama kağıt üzerinde kalan çok örnek var. Ancak aile anayasası tarzında metinler hazırlama eğiliminin artıyor olması her durumda umut verici.

“Başarının Sırrı Vizyonda”
Şirketin büyük veya küçük olması başarılı olması anlamında çok önem arz etmiyor. Bazı şirketler strateji gereği küçük olmayı tercih edebilir. Örneğin Hacıbekir, Koska Helvacısı bunlara örnek. Önemli olan, ailenin şirketle ve işle ilgili net bir vizyon ve stratejiye sahip olması. Başarılı olmak için “10 yıl sonra şirketim nerede olacak?” sorusunu kendilerine soranlar küçük de olsa büyük de olsa ayakta kalabiliyor. İkinci önemli nokta da ileride kimin başa geçeceğinin şimdiden belirlenmesidir.

Başarılı Bir Anayasanın “Olmazsa Olmazlar”ı
Family Business Advisors Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Haluk Alacaklıoğlu’na göre bir aile anayasası hazırlarken, hamasi ifadelerden kaçınılması ve net olunması çok önemli. En önemli başlıklar ise mülkiyet, üst yönetimin devamlılığı ve değişimi, güç ve varlık dağılımı olmalı.
• İlkeler yazılı olsun olmasın, katılımcı biçimde hazırlanması gerekiyor. Sadece bir ya da birkaç ismin dikte etmesiyle hazırlanan metinler, başarılı olamıyor.
• Hazırlanan hükümlerin pratikte uygulanabilecek biçimde belirlenmemesi sorun yaratabiliyor. O yüzden net, açık ve objektif bir dil kullanılmasına özen gösterilmeli.
• Şirketin, değerleri, vizyonu ve misyonu net biçimde belirlenmeli.
• Şirkette çalışacak aile üyelerinin sahip olması gereken kriterler ve aileden kaç kişinin istihdam edileceği açıkça ortaya konmalı.
• Haleflik planlaması yapılmalı.
• Temettü ve diğer gelir paylaşımı, emeklilik, hisse devri ve satış konuları netleştirilmeli.
• Şirketten veya yönetimden ayrılma, hisse devri gibi konuların kurala bağlanmaması, böyle bir deneyimle karşılaşıldığında büyük sıkıntı yaratabiliyor.
• Aile üyelerinin belirli aralıklarla bir araya geleceği ve düzenli toplantılar yapacağı bir “aile meclisi” oluşturulmalı.

Yasemin Erdoğan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder