Orta
Ölçekliler de “Anayasa” Peşinde!
Son
yıllarda “aile anayasası” hazırlayan şirket sayısında artış var. Aslında bu
uygulama neredeyse 40 yıldır şirketlerin gündeminde... Hatta Türkiye’de
öncülüğünü Vehbi Koç, İshak Alaton, Vitali Ha...
Son yıllarda “aile anayasası” hazırlayan şirket sayısında artış var.
Aslında bu uygulama neredeyse 40 yıldır şirketlerin gündeminde... Hatta
Türkiye’de öncülüğünü Vehbi Koç, İshak Alaton, Vitali Hakko gibi duayenler yaptı
demek yanlış olmaz. Koç Holding, kurumsallaşma ve aile anayasası hazırlama işine
80’li yılların başında başlamıştı. Bugün ise bu uygulama sadece büyük
holdinglerin değil orta, hatta küçük ölçekli şirketlerin bile gündemine girdi.
İrili ufaklı pek çok şirket anayasa hazırlığı içinde. Kimileri de anayasalarının
yetersiz kaldığı noktaları tespit ederek revizyon çalışmalarını
başlattı.
Son yıllarda sadece büyük çaplı holdinglerin değil,
orta ve hatta küçük ölçekli işletmelerin de gündeminde olan aile anayasası
uygulamasının Türkiye’deki öncülüğünü Alarko, Koç, Vakko, Sabancı, Eczacıbaşı
gibi devler yaptı. Borusan, Boyner, Anadolu Grubu, Yaşar Holding, Işıklar
Holding, Arkas gibi büyük gruplar da zamanla anayasalarını hazırlayarak onlara
katıldı. Bugün onlarca şirket, yönetimde daha kurumsal bir yapıya kavuşmak,
çıkacak sorunlara sağlıklı çözümler üretebilmek için uzmanların desteğiyle
hazırlanmış aile anayasaları kullanıyor. Birçok şirketin anayasasında; yönetim
kurulu başkanının ve üyelerin görev süreleri, yöneticilerin yaş sınırları,
emeklilik koşulları, üyelerin harcamaları ve maaşları bile net biçimde ortaya
konuyor.
Gelecekte çıkabilecek sorunlara karşı şimdiden gardını almayan şirketleri
“okyanusta pusulasız yol bulmaya çalışan gemiye” benzeten Family Business
Advisors Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Haluk Alacaklıoğlu, konunun ciddiyetini şu
sözlerle anlatıyor:
“Aile şirketlerini çözülmeye götüren en büyük risk, ‘Problem çıktığında
hallederiz’ görüşünün hakim olmasıdır. Ancak, 3’üncü kuşakla birlikte her 100
aile şirketinden 85’i yok olup gidiyor. Bu istatistik anayasanın ertelenmeyecek
kadar önemli olduğunu açıkça ortaya koyuyor.”
Şimdiye kadar 62 aile ile çalışan, 14’ü ile anayasa tarzı politikalar
belirleyen Alacaklıoğlu, “Bu gerçeği bilen onlarca firma, henüz birinci nesil
yönetimdeyken tedbir almayı tercih ediyor” diyor ve aile anayasası hazırlayan
şirketlerin arttığına dikkat çekiyor.
Capital olarak yaptığımız araştırmaya göre Türkiye’de anayasası olan 50
civarında şirket bulunuyor.
“Anayasalı” Şirketler ArtıyorAnayasaya ilgi her geçen gün artıyor.
Günümüzde birçok şirket de profesyonel danışmanların desteğiyle bu süreci yeni
başlatmış durumda. Yaptığımız araştırmaya göre halihazırda pek çok şirket ya
aile anayasasını revize ediyor ya da yeni bir yasa hazırlığı içinde. Zorlu
Holding, Cafer Sadık Abalıoğlu Holding, Süzer Grubu, İC Holding ve Soyak anayasa
hazırlamak için start verenlerden.
Aile anayasası çalışmalarına 2007 yılında başlayan CSA Holding de bu
şirketlerden biri. Şirketin yürütme kurulu başkan yardımcısı Oğuz Abalıoğlu,
anayasaya neden ihtiyaç duyduklarını ve anayasanın içeriğini ise şöyle
anlatıyor: “Biz herhangi bir zaaf oluşmadan, aile bireyleri arasındaki
ilişkilerin kurumsallaştırılması gerektiğine inandık. Şu an 2’nci ve 3’üncü
nesiller iş başında. Temel hedefimiz, şirketi nesiller boyu yaşayacak bir
işletme haline getirmek. Aile üyeleri arasındaki ilişkinin de belirli kurallara
bağlanarak kurumsallaşması gerekir. Nesiller boyu ayakta kalmayı hedefleyen aile
işletmelerinin mutlaka bu yapıyı kurmaları ve profesyonellerden destek almaları
gerekir.”
Anayasa çalışmalarını hummalı biçimde sürdüren bir diğer şirket de şirket
yönetiminde 30’a yakın aile üyesinin bulunduğu İC Holding. Holdingin aile
anayasası çalışmaları uzun süredir devam ediyor. Şirket yetkilileri, “İC Holding
olarak kendi yapımıza en uygun yapıyı oluşturmaya çalışıyoruz. Bu çalışmaların
2008 yılında sonuçlanmasını planlıyoruz” açıklamasını yapıyorlar.
Goldaş’ta Hazırlık Sürüyor
Goldaş’ın anayasa çalışmaları ise 2006
yılından bu yana devam ediyor. Hasan ve Sedat Yalınkaya kardeşler tarafından
kurulan şirket, nesiller boyu devam edecek bir yapı oluşturulmak amacıyla
anayasa hazırlıyor. Bu nedenle çalışmalara şimdiden başlanmış. Kurucu ortaklar
Sedat ve Hasan Yalınkaya’nın çocukları ise şirket bünyesinde çalışmalarına
rağmen yönetim ve karar mekanizmalarında bulunmuyor.
Goldaş CEO’su Sedat Yalçınkaya, anayasaya ilişkin yaşadıkları süreci şöyle
anlatıyor: “Bir aile anayasamızın olması gerektiğine inanıyoruz. Bunun için de
ciddi anlamda çalışıyoruz. Türkiye’de aile şirketlerinin kurallarını kuşaktan
kuşağa aktaramadıklarını, bunların bir süre sonra hayata geçirilemez hale
geldiğini görüyoruz. Goldaş’ta aile bireylerine bağlı kalmadan yapının devam
etmesini sağlamayı amaçlıyoruz. Aile bireylerinin icrada olmasından ziyade,
karar organlarında olması gerektiğini düşünüyoruz. Yazılı bir aile anayasamızın
oluşması için çalışmalarımız sürüyor. Önümüzdeki bir ya da birkaç yıl içinde
tamamlayacağımızı tahmin ediyorum.”
Aile anayasası gibi yapıların şirketlere büyük avantajlar sağladığını
vurgulayan Yalınkaya, özellikle yönetimdeki keyfiliğin bu tarz yazılı kurallarla
önlenebileceğini belirtiyor.

Orta Ölçeklilerde İlgi Yüksek
Çok değil 6-7 yıl öncesine dek sadece
büyük grupların anayasası vardı. Oysa günümüzde orta ölçekli aile şirketleri
arasında da bu konudaki çalışmalarını tamamlamış olanlar var. Orta ölçekli olup
anayasası olmayan Kiğılı, Sarar ve Öztiryaki gibi çok sayıda şirket
bulunuyor.
Uşaklı Sesli Grubu, Bursalı Çilek Mobilya ise anayasa çalışmalarını henüz
tamamlamış orta ölçekli şirketlerden.
Çilek Mobilya’nın aile anayasası 10’uncu kuruluş yılında, 2006’da hazırlandı.
Aileden 3 üyenin yönetimde olduğu Çilek Mobilya’nın genel müdürü Muzaffer Çilek,
“Sorunların ve ihtiyaçların çözümlerini önceden belirlemek ve gelecek kuşakların
şirket içindeki durumunun netleşmesini sağlamak amacıyla anayasamızı hazırladık.
Sorun çıkmadan önlemimizi aldık” diyor. Muzaffer Çilek, anayasa hazırlama
sürecini danışman desteğiyle yürüttüklerini belirtiyor.
Sesli Şirketler Grubu da anayasa uygulamasına yeni geçen şirketlerden. 2003
yılında aile anayasası hazırladıklarını belirten Yönetim Kurulu Başkanı Hazım
Sesli, “Genç kuşaklar şirkete dahil olduktan sonra bu yönteme ihtiyaç duymaya
başladık” diyor ve ekliyor:
“Daha önce aile içinde ilişkiler problemliyken, anayasadan sonra aile içine
mutluluk ve huzur geldi. Ve işler görevler net olarak belirlendi,
sorumlulukların sınırları çizildi.”
Bazıları da Revize Peşinde
Şirketlerdeki aile anayasası ile ilgili
çalışmalar sadece “yeni anayasa” hazırlamakla sınırlı değil. Halihazırda
anayasası olan pek çok şirket, anayasalarını revize etmek, geliştirmek için
çalışıyor. Çünkü değişen ihtiyaçlar ve farklılaşan çalışma koşulları kimi zaman
mevcut anayasaya bazı eklemeler yapılmasını gerekli kılıyor.
Yaşar Holding’den İdil Yiğitbaşı, bu tip durumlarla karşılaştıklarında neler
yapıldığını şöyle anlatıyor: “Anayasalar, belli bir dönem önce, o günkü
ihtiyaçlar çerçevesinde oluşturulduğu için bazı konulara çözüm getirmekte
yetersiz kalabiliyor. Bu durumda yeniden toplanıp aile üyesi ve üyelerinin
sorunlarının tartışılabileceği bir ortam yaratıyoruz.”
Anayasalarını 2007’de yeniden gözden geçirdiklerini belirten Eroğlu Şirketler
Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Eroğlu, “Temel ilkeler aynı olmakla
birlikte yeniden düzenleme çalışmalarımız hızla sürüyor. Daha önce hiç
karşılaşmadıkları bir sorun karşısında revizyon ihtiyacı doğduğunu belirtiyor.
Eroğlu, “Elbette anayasaya her şeyi çok ayrıntılı yazamıyoruz. Zaman içinde kimi
sorunlar oluyor ki daha önce hiç karşılaşmamışız ve anayasada da yeri yok.
İhtiyaç halinde ek madde yoluna gidiyoruz. Dolayısıyla anayasa dogmatik bir
yapıda değil esnek ve ihtiyaca göre değişebilen bir yapı gösteriyor.”
Anayasasını 2000 yılında hazırlayan Doğtaş’ın yönetim kurulu başkanı Davut
Doğan da anayasanın yetersiz kaldığı durumlarda aile meclisine başvurduklarını
söylüyor. Doğan, “Anayasamızın sorunlara karşı çözümsüz kalması durumunda aile
meclisi toplanarak yeni ek maddeler belirleniyor. Örneğin, zaman içinde 2’nci
kuşağın beklentileri ve talepleri dikkate alınarak bazı değişiklikler yapıldı”
diyor.
Yeni Nesil Revizyon İstiyor
Anayasa çalışmalarına 1994’te başlayan
ve yazılı metne geçen ilk şirketlerden biri olan İnci Holding’in anayasasındaki
ilk değişiklikler ise kurucu yönetim kurulu başkanı merhum Cevdet İnci’nin
yönetimi devrinden sonra olmuş. Şirketin yönetim kurulu başkanı Şerife İnci
Eren, hangi durumlarda değişiklik yaptıkları konusunda “Devir planları ve
kurumsallaşma çalışmaları sırasında, özellikle kurucu başkanımızın vefatından
sonra pek çok madde eklendi. İhtiyaca göre değişiklikler yapılmaya devam edecek”
diyor.
Henüz ihtiyaç olmamasına rağmen gelecek kuşaklar için anayasalarına bazı
maddeler ekleyeceklerini belirten Hatemoğlu Mağazacılık Yönetim Kurulu Başkanı
Hatem Saykı ise “İleride çocuklarımız büyüdüğünde yaşanabilecekleri düşünerek
ilaveler yapacağız. Dünyada yapılan istatistiklerde görünen şu; şirketlerin
sadece yüzde 30’u 2’nci nesil yönetimine geçebiliyor. Bunların ise sadece yüzde
12’si 3’üncü nesile kalıyor. Şu an çocuklarımız küçük ama şimdiden o döneme
hazırlık yapacağız” diye konuşuyor.
Aile anayasasını 2001 yılından bu yana uygulayan Orhan Holding ise yeni bir
anayasa için hazırlıklarını sürdürüyor. Orhan Holding Onursal Başkanı İbrahim
Orhan, “Şimdilerde yeni bir anayasa çalışmasına başlıyoruz. Çünkü 3’üncü nesil
de gelmek üzere. Bu anayasada da 3’üncü ve sonraki nesiller konusuna daha bir
derinlemesine yer verilecek” diyor.
Henüz aileden 4 kişinin yönetimde olduğu Arkas Holding ise şimdiye kadar aile
anayasasında bir güncellemeye gerek duymamış. Ancak Bernad Arkas, bu konuda katı
olmadıklarını şu sözlerle açıklıyor; “Aile anayasası çalışmamız henüz yeni
olduğu için değişikliğe ihtiyaç duymadık. Ancak aile konseyince fikir birliğiyle
alınacak kararla anayasamızda değişiklik yapılabilir.”
Adnan Nas / Pwc
Türkiye Kıdemli Ortağı
“Anayasa Sayısı Artıyor Ama Kağıt Üzerinde Kalanlar Var”
“Metin Hazırlamak Yeterli Değil”
Aile anayasası gibi bir prototip
hazırlama eğilimine biraz şüpheci bakmak lazım. Bazıları gerçekten samimi
anlamda bir şeyler yapmaya çalışıyor, bazıları ise sadece bir metin hazırlamanın
yeterli olduğunu sanıyor. Türk şirketleri arasında son zamanlarda aile anayasası
hazırlama eğiliminin arttığı doğru. Ama kağıt üzerinde kalan çok örnek var.
Ancak aile anayasası tarzında metinler hazırlama eğiliminin artıyor olması her
durumda umut verici.
“Başarının Sırrı Vizyonda”
Şirketin büyük veya küçük olması
başarılı olması anlamında çok önem arz etmiyor. Bazı şirketler strateji gereği
küçük olmayı tercih edebilir. Örneğin Hacıbekir, Koska Helvacısı bunlara örnek.
Önemli olan, ailenin şirketle ve işle ilgili net bir vizyon ve stratejiye sahip
olması. Başarılı olmak için “10 yıl sonra şirketim nerede olacak?” sorusunu
kendilerine soranlar küçük de olsa büyük de olsa ayakta kalabiliyor. İkinci
önemli nokta da ileride kimin başa geçeceğinin şimdiden belirlenmesidir.
Başarılı Bir Anayasanın “Olmazsa Olmazlar”ı
Family Business
Advisors Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Haluk Alacaklıoğlu’na göre bir aile
anayasası hazırlarken, hamasi ifadelerden kaçınılması ve net olunması çok
önemli. En önemli başlıklar ise mülkiyet, üst yönetimin devamlılığı ve değişimi,
güç ve varlık dağılımı olmalı.
• İlkeler yazılı olsun olmasın, katılımcı
biçimde hazırlanması gerekiyor. Sadece bir ya da birkaç ismin dikte etmesiyle
hazırlanan metinler, başarılı olamıyor.
• Hazırlanan hükümlerin pratikte
uygulanabilecek biçimde belirlenmemesi sorun yaratabiliyor. O yüzden net, açık
ve objektif bir dil kullanılmasına özen gösterilmeli.
• Şirketin, değerleri,
vizyonu ve misyonu net biçimde belirlenmeli.
• Şirkette çalışacak aile
üyelerinin sahip olması gereken kriterler ve aileden kaç kişinin istihdam
edileceği açıkça ortaya konmalı.
• Haleflik planlaması
yapılmalı.
• Temettü ve diğer gelir paylaşımı, emeklilik, hisse devri ve
satış konuları netleştirilmeli.
• Şirketten veya yönetimden ayrılma, hisse
devri gibi konuların kurala bağlanmaması, böyle bir deneyimle karşılaşıldığında
büyük sıkıntı yaratabiliyor.
• Aile üyelerinin belirli aralıklarla bir araya
geleceği ve düzenli toplantılar yapacağı bir “aile meclisi” oluşturulmalı.
Yasemin Erdoğan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder