22 Eylül 2011 Perşembe

ANALIK İSTİRAHATİ SÜRESİNCE GEÇİCİ İŞ GÖREMEZLİK ÖDENEĞİ İLE ÜCRET BİRLİKTE ALINABİLİR Mİ?



I- GİRİŞ
Analık hali 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu(1)’nun, 15 maddesinde, “4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalı kadının veya sigortalı erkeğin sigortalı olmayan eşinin, kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan kadının ya da gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı olmayan eşinin gebeliğinin başladığı tarihten itibaren doğumdan sonraki ilk sekiz haftalık, çoğul gebelik halinde ise ilk on haftalık süreye kadar olan gebelik ve analık haliyle ilgili rahatsızlık ve özürlülük halleri analık hali kabul edilir.” şeklinde tanımlanmıştır.
Makalemizde kadın sigortalıların analık nedeniyle istirahata ayrıldıkları süre zarfında işverenleri tarafından kendilerine ücret ödenmeye devam edilmesi durumunun söz konusu sürede hak ettikleri iş göremezlik ödeneğine etkisini inceleyeceğiz.
II- KADIN SİGORTALIYA ANALIK NEDENİYLE İŞ GÖREMEDİĞİ SÜREDE ÜCRET ÖDENMESİ DURUMU
5510 sayılı Kanun’un 18. maddesi “Geçici İş Göremezlik Ödeneği”ni düzenlemektedir. Mezkûr maddenin birinci fıkrasının (c) bendine göre, Kanun’un 4/1-a bendi ile (b) bendinde belirtilen muhtarlar ile aynı bendin (1), (2) ve (4) numaralı alt bentleri kapsamındaki yani, ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olan, gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olan ve tarımsal faaliyette bulunan sigortalı kadının analığı halinde, doğumdan önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması şartıyla, doğumdan önceki ve sonraki sekizer haftalık sürede, çoğul gebelik halinde ise doğumdan önceki sekiz haftalık süreye iki haftalık süre ilâve edilerek çalışmadığı her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verilmektedir.
Kadın sigortalının doğumdan önce ve sonraki sekiz haftalık sürelerde işyerinde fiilen çalışmamış olmasına rağmen işveren tarafından, ihtiyari olarak yani atıfet kabilinden ücret ödenmesi ve buna bağlı olarak da sigortalılık bildirimin devam ettirilmesi mümkündür. Bu durum sigortalıya geçici iş göremezlik ödeneği verilmesini etkilemez.
Burada önemli husus sigortalının göremezlik süresinin başında yani doğumdan önceki sekiz haftalık (çoğul gebelikte on haftalık) sürenin başında yukarıda zikredilen Kanun maddesinin gereği olan, doğumdan önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olma şartının gerçekleşmiş olmasıdır. Dikkat edilirse Kanun söz konusu doksan günlük bildirilmiş gün sayısını “doğumdan önceki bir yıl” içinde aramaktadır. Dolayısıyla sigortalı kadının eksik günü var ise bu eksik gün sayısını doğuma üç hafta kalıncaya ve hekimin de uygun görmesi şartıyla çalışarak tamamlayabilecektir. Ancak söz konusu eksik gün sayısı işyerinde fiilen çalışma olmadan işveren tarafından kendisine ihtiyari olarak, atıfet kabilinden ücret ödenmesi ve buna bağlı olarak da sigortalılık bildirimin devam ettirilmesi neticesinde tamamlamak mümkün değildir. Bu şekilde geçici iş göremezlik ödeneği için gerekli olan 90 günlük bildirim elde edilse dahi doğum öncesi sekiz haftalık süre için kadın sigortalı iş göremezlik ödeneği alamayacaktır. Zira geçici iş göremezlik ödeneği için gerekli olan prim ödeme gün sayısı koşulu aynı anda geçici iş göremezlik ödeneği alarak yerine getirilmesi mümkün değildir. Fakat daha önce de ifade ettiğimiz gibi gerekli şartlara riayet edilmek suretiyle fiilen çalışarak söz konusu eksiklik giderilebilmektedir. Ve bu durumda da, zaten, çalışılan bu süreler doğum sonrası istirahat süresine eklenecektir.
Örnek: (X) Turizm Hizmetleri A.Ş. işyerinde çalışan Ayşe Hanım’ın 10.01.2011 tarihinde doktor muayenesi sonucunda yedi haftalık hamile olduğunu öğrendiğini ve doktorun muhtemel doğum tarihi olarak 10.09.2011 tarihini ifade ettiğini varsayalım. Bu durumda Ayşe Hanım, doğum öncesi sekiz haftalık istirahatine 10.07.2011 tarihinde ayrılacaktır. Bununla birlikte Ayşe Hanım’ın sigortalısı olduğu işyerinin kendisine çalıştığı dönemde kendisine ödenen aylık ücreti ihtiyari olarak yani kullanılan tabirle atıfet kabilinden ödemeye devam ettiğini düşünelim. Ayrıca, Ayşe Hanım’ın doğumunun doktorunun öngördüğü üzere 14.09.2011 tarihinde gerçekleştiğini ve işverenin Ayşe Hanım’a, doğumdan sonra iş göremez kaldığı sekiz haftalık sürede de ücret ödemeye devam ettiğini kabul edelim. Bu durumda işyerinde çalışmadığı halde kendisine ücret ödenmeye devam edilen Ayşe Hanım aynı zamanda doğumdan önceki ve sonraki sekiz haftalık sürede geçici iş göremezlik ödeneği almaya devam edebilecek midir?
Bu sorunun cevabı “Evet” olacaktır. Ayşe Hanım’ın doğumdan önce ve sonraki sekiz haftalık iş göremediği sürelerde, işyerinde çalışmamış olmasına rağmen işvereni tarafından ihtiyari yani gönüllü olarak atıfet kabilinden yaptığı ücret ödemeleri hiçbir şekilde geçici iş göremezlik ödeneğini almasına engel olmayacaktır.
Öte yandan işverenin Ayşe Hanım’ın söz konusu istirahat döneminde almış olduğu iş göremezlik ödeneği ile istirahata ayrılmadan önce almış olduğu ücret arasındaki farkı da kendisine ödeyebilir. Yani bir nevi iş göremezlik ödeneğini ücretinden mahsup edebilir.
III- SONUÇ
Analık hali nedeniyle geçici iş göremezliğe uğrayan kadın sigortalılara istirahatli oldukları bu devrede, Kurum tarafından geçici iş göremezlik ödeneği ödenmektedir. Bu bir nevi, sigortalının iş göremediği sürede hayatının idamesi için kendisine yapılan bir yardımdır. Söz konusu devrede sigortalının işvereninin ücret ödemeye devam etmesi durumu sigortalının geçici iş göremezlik ödeneği almasına engel teşkil etmemektedir.
*          SGK, Beşiktaş Sosyal Güvenlik Merkezi Müdür Yrd., Sosyal Güvenlik Kontrol Memuru
(1)         16.06.2006 tarih ve 26200 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder