12 Temmuz 2012 Perşembe

Şirketinize Borçlanmak Kolay Değil!

Türk Ticaret Kanunu’nun birçok maddesi yanında ortakların şirkete borçlanmalarına ilişkin kısmında da yapılan değişiklikler bazı şirket sahipleri tarafından “şirketten para çekmemizin önünde engel kalmadı” gibi yorumlanmakta. Aslında durumun böyle olmadığını önce değişiklikleri açıklayarak ortaya koymaya çalışalım.

30 Haziran 2012 tarihinde Türk Ticaret Kanunu’nun 358.inci maddesinde yapılan değişiklik ile ortakların şirketten borç para alabilmeleri iki temel şarta bağlandı. Birincisi ortak sermaye taahhüdünden doğan vadesi gelmiş borçlarını ödemiş olacak. Diğeri de, şirketin serbest yedek akçelerle birlikte kârı geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzeyde olacak.

Yapılan düzenleme ile, ortakların şirketten borçlanmaları ile ilgili madde yumuşatılarak ancak “serbest yedek akçelerle birlikte kârı geçmiş yıl zararlarını karşılayabilen şirketlerin” ortaklarına borç verebilmesine imkan sağlanmış oldu.

            1 Temmuz 2012 den önce alınan borçların durumuna gelince, bu borçların 3 yıl içerisinde kapatılması şartı kaldırıldı. Buna göre, bu tarihten önce doğan borçlar eski hükümlere göre devam edebilecek.
Diğer taraftan, 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren ortaklara yukarıdaki şartlar oluşmadan borç verenler için geçerli olan cezalarda makul bir seviyeye çekildi. 73 bin TL’ye kadar “adli para cezası” veya bu cezanın ödenmemesi durumunda , “iki yıla kadar hapis” cezası verilmesi yerine 300 günden az olmamak üzere adli para cezası verilmesi, hüküm altına alındı.

1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren şirket yetkilileri şirket ancak serbest yedek akçelerle birlikte kârı geçmiş yıl zararlarını karşılayabiliyorsa ve ortağın sermaye borcu mevcut değilse ortaklara borç para verebilecek. Aksi takdirde Yöneticiler 300 günden az olmamak üzere adli para cezası ödemekle mükellef olacaklar. Bu ceza da Hakimin takdirine göre günlük en az 20 en fazla 100 TL.
Ancak burada önemli bir ayrıntıyı gözden kaçırmamak gerekir. Yukarıda yer alan tüm açıklamalar yeni Türk Ticaret Kanunu ile ilgili olup ortakların şirketten aldıkları borç paralara Vergi Kanunları gereğince hesaplanması gereken faiz ve faiz üzerinden ödenmesi gereken KDV’yi değiştiren herhangi bir düzenleme söz konusu değil.

 1 Temmuz 2012 tarihinden önce doğmuş borçlar yanında Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun öngördüğü hususların gerçekleşmesi şartı ile bu tarihten sonra ortaklara verilmiş borçlar içinde, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun Transfer Fiyatlandırması hükümleri uyarınca günlük adat hesabına göre faiz hesap edilirken, bu faiz tutarı üzerinden KDV de hesaplanarak beyan edilecektir.
Gelir İdaresi Başkanlığı Denetim Yapısının yeniden örgütlenmesi kapsamında “Transfer Fiyatlandırması Denetim Grup Başkanlıkları” nın oluşturulduğu göz önüne alındığında bu konuda gereken dikkat ve özenin gösterilmesi gereği açık.

Bu konuda şirket ortakları tarafından dile getirilen “günlük yaşantımızı idare etmek için şirketten borç almak zorundayız” şeklindeki yakınmalarına hak vermemek elde değil. Ancak gelir idaresinin avans kar dağıtımı konusunda atmış olduğu adım bu konudaki sıkıntıları çözebilecek. Artık şirket ortakları yıl içersinde, yıl kapanınca kesin olarak belli olacak kara mahsuben faiz ödemeksizin kar payı avansı alarak şahsi harcamalarını buradan finanse edebilecekler. Buna benzer uygulamaların yaygınlaşması şirketlerimiz açısından büyük bir sorun olan “ortaklar cari hesabı” nın çok özel durumlarda kullanılması sonucunu doğurarak gereksiz faiz ve KDV yükünün doğmasını engelleyecektir.

Levent Gençyürek
E.Maliye Başmüfettişi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder