İŞ SÖZLEŞMESİNİN
FESHİNİN GEÇERSİZLİĞİ HALİNDE YAPILACAK ÖDEMELER
I- GİRİŞ
İş Kanunu’nun(1)
18. maddesi metni şöyledir: İş güvencesi hükümlerinden yararlanmak için; otuz
veya daha fazla işçi çalıştıran bir işyerinde çalışmak, en az altı aylık kıdeme
sahip olmak, belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalışmak ve işletmenin bütününü
sevk ve idare eden işveren vekili veya yardımcısı ile işyerinin bütününü sevk ve
idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekili
konumunda bulunmamak gerekir(2).
Bu çalışmamızda iş güvencesi hükümlerini uygulandığı bir
işyerinde bir iş sözleşmesinin feshinin geçersizliği halinde işveren tarafından
işçiye yapılacak ödemelerin neler olduğunu anlatacağız.
II- FESHİN GEÇERSİZLİĞİ VE YAPILACAK
ÖDEMELER
İş Kanunu’nun
uygulandığı otuz veya daha fazla işçi çalıştırılan işyerlerinde en az altı aylık
kıdemi bulunan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesinin geçerli sebep
gösterilmeden veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı iş mahkemesince veya özel
hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verilmesi
halinde;
İşçiyi başvurusu halinde bir ay içinde işe başlatmayan
işverence işçiye tazminat ödenmektedir. Bu tazminatın miktarı mahkeme veya özel
hakem tarafından belirlenmekte olup kanunun öngördüğü şekilde en az dört, en çok
sekiz aylık ücreti tutarında olmaktadır. Ödenecek bu tazminat niteliği
itibariyle ücret sayılabilecek bir kazanç durumunda olmaması söz konusu kazancın
prime tabi tutulmamasının birinci nedenidir. Diğer taraftan, işe başlatılmayan
sigortalının, başlatılmama nedeniyle sigortalılık niteliğinin de kalmaması
anılan tazminat tutarının prime tabi tutulmamasının ikinci nedenidir.
İşçinin işe başlatılıp başlatılmamasına bakılmaksızın
yapılması gereken bir ödeme vardır ki, o da; feshin geçersizliğine dair mahkeme
veya özel hakem kararının kesinleştirilmesine kadar işçiye çalıştırılmadığı süre
için en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarıdır (İK md.
21).
Kanun koyucu bu düzenleme ile feshin geçersizliğine dair
mahkeme veya özel hakem kararını elinde bulunduran işçiyi, işe başlatıp
başlatmama konusunda işverene verdiği inisiyatife karşılık işçiye en çok dört
aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarının ödenmesini hüküm altına
alarak korumuş, sözleşmenin fesih
tarihini, en çok dört aya kadar ileri bir tarihe atmış bulunmaktadır.
Dolayısıyla, iş
sözleşmesi feshedilen bir işçinin, feshin geçersizliğine dair mahkeme veya özel
hakem kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak
üzere işverenine başvurması durumunda, işveren işçiyi işe başlatsın veya
başlatmasın bu işçiye çalıştırmadığı süre için en çok dört aya kadarlık süreye
tekabül eden ücret ve diğer haklarını ödeyecektir. Ödenen bu ücret ve haklar,
sözleşmenin feshedildiği aydan başlanılarak ilgili ayların prime esas
kazançlarına dâhil edilecek, işsizlik sigortası primi de dahil olmak üzere tüm
sigorta kollarına ait primler kesilecek ve bu süreler prim ödeme gün sayısına
dahil olacaktır.
Bu noktada bir örnek vermek gerekirse:
Örnek: Sigortalı Ahmet Bey’in 31.05.2011 tarihinde iş
sözleşmesinin işvereni tarafından feshedildiğini kabul edelim. Bunun üzerine
Ahmet Bey’in iş mahkemesinde dava açarak iş sözleşmenin geçerli bir nedene
dayanmaksızın feshedildiğini iddia ile kanuni haklarını ve işe iadesini talep
ettiğini düşünelim. Bunun üzerine mahkemenin görülen dava sonucunda, davaya konu
iş sözleşmenin feshinin geçersizliğine hükmettiğini ve hükme dair kararın
03.05.2012 tarihinde kesinleştiğini varsayalım. Bu durumda, işveren, mahkeme
tarafından ödenmesine hükmedilen boşta geçen sürelere ait ücret ve diğer
haklardan dolayı düzenlenmesi gereken prim belgelerini, kararın kesinleştiği
03.05.2012 tarihini izleyen ayın 23’üne kadar, yani, 23.06.2012 tarihine kadar
Kurum’a vermesi gerekmekte olup muhteviyatı primleri de süresi içinde ödemesi
gerekmektedir. Bu bağlamda, davalı işverenin, söz konusu primleri 30.06.2012
ödemesi durumunda, idari para cezası ve gecikme zammıyla karşılaşmayacaktır.
Tersi durumda ise geriye doğru verilen her bir aya ait prim hizmet belgesi için
ayrı ayrı olmak üzere 23.06.2012 tarihinde yürürlükte olan asgari ücret
üzerinden idari para cezası uygulanacak ve 01.06.2012 tarihinden başlayarak
gecikilen her ay için ayrıca gecikme cezası ve zammı tahakkuk
ettirilecektir.
Öte yandan, işçi işe başlatıldığında bildirim süresine
ait (ihbar) ücreti ile kıdem tazminatı peşin olarak ödenmiş ise işçiye ödenecek
en çok dört aya kadar olan ücret ve diğer alacaklarından mahsup edilmesi
gerekmektedir. Bu durumda 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanunu’nun(3) “Prime Esas Kazançlar” başlıklı 80. maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca bildirim süresine ait (ihbar) ücret ile
kıdem tazminatının prime tabi tutulmamaktadır. Bu nedenle işçiye işe
başlatılması halinde ödenecek en çok dört aya kadar olan ücret ve diğer hakları
mahsup edilmemiş haliyle prime tabi tutulacak ve bu süreler prim ödeme gün
sayısına dâhil edilmesi gerekecektir.
III- SONUÇ
Sonuç olarak, feshin
geçersizliği halinde kanunun öngördüğü çerçevede mahkemenin veya özel hakemin
kararı doğrultusunda işçiye tazminat, ücret alacakları ve diğer hakları
ödenmektedir. Bunlardan, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca işçiye
ödenecek olan en çok dört aya kadar ücret ve diğer alacaklardan (haklardan) prim
alınması ve bu sürelerin prim ödeme gün sayısı olarak değerlendirilmesi
gerekmektedir.
Coşkun BİLGİN*
Yaklaşım
(*) SGK, Ümraniye Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürü, Sosyal
Güvenlik Denetmeni
(1) 10.06.2003 tarih ve
25134 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(2) Müjdat ŞAKAR - Ayşe
YİĞİT ŞAKAR, İşçiye Ödenecek Tazminatlar, Yaklaşım Yayınları, Ankara
2010, s.138-139
(3) 16.06.2006 tarih ve
26200 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder