7 Haziran 2012 Perşembe



İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİNİN GEÇERSİZLİĞİ HALİNDE YAPILACAK ÖDEMELER
I- GİRİŞ
İş Kanunu’nun(1) 18. maddesi metni şöyledir: İş güvencesi hükümlerinden yararlanmak için; otuz veya daha fazla işçi çalıştıran bir işyerinde çalışmak, en az altı aylık kıdeme sahip olmak, belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalışmak ve işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili veya yardımcısı ile işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekili konumunda bulunmamak gerekir(2).
Bu çalışmamızda iş güvencesi hükümlerini uygulandığı bir işyerinde bir iş sözleşmesinin feshinin geçersizliği halinde işveren tarafından işçiye yapılacak ödemelerin neler olduğunu anlatacağız.
II- FESHİN GEÇERSİZLİĞİ VE YAPILACAK ÖDEMELER
İş Kanunu’nun uygulandığı otuz veya daha fazla işçi çalıştırılan işyerlerinde en az altı aylık kıdemi bulunan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesinin geçerli sebep gösterilmeden veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı iş mahkemesince veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verilmesi halinde;
İşçiyi başvurusu halinde bir ay içinde işe başlatmayan işverence işçiye tazminat ödenmektedir. Bu tazminatın miktarı mahkeme veya özel hakem tarafından belirlenmekte olup kanunun öngördüğü şekilde en az dört, en çok sekiz aylık ücreti tutarında olmaktadır. Ödenecek bu tazminat niteliği itibariyle ücret sayılabilecek bir kazanç durumunda olmaması söz konusu kazancın prime tabi tutulmamasının birinci nedenidir. Diğer taraftan, işe başlatılmayan sigortalının, başlatılmama nedeniyle sigortalılık niteliğinin de kalmaması anılan tazminat tutarının prime tabi tutulmamasının ikinci nedenidir.
İşçinin işe başlatılıp başlatılmamasına bakılmaksızın yapılması gereken bir ödeme vardır ki, o da; feshin geçersizliğine dair mahkeme veya özel hakem kararının kesinleştirilmesine kadar işçiye çalıştırılmadığı süre için en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarıdır (İK md. 21).
Kanun koyucu bu düzenleme ile feshin geçersizliğine dair mahkeme veya özel hakem kararını elinde bulunduran işçiyi, işe başlatıp başlatmama konusunda işverene verdiği inisiyatife karşılık işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarının ödenmesini hüküm altına alarak korumuş, sözleşmenin fesih tarihini, en çok dört aya kadar ileri bir tarihe atmış bulunmaktadır.
Dolayısıyla, iş sözleşmesi feshedilen bir işçinin, feshin geçersizliğine dair mahkeme veya özel hakem kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak üzere işverenine başvurması durumunda, işveren işçiyi işe başlatsın veya başlatmasın bu işçiye çalıştırmadığı süre için en çok dört aya kadarlık süreye tekabül eden ücret ve diğer haklarını ödeyecektir. Ödenen bu ücret ve haklar, sözleşmenin feshedildiği aydan başlanılarak ilgili ayların prime esas kazançlarına dâhil edilecek, işsizlik sigortası primi de dahil olmak üzere tüm sigorta kollarına ait primler kesilecek ve bu süreler prim ödeme gün sayısına dahil olacaktır.
Bu noktada bir örnek vermek gerekirse:
Örnek: Sigortalı Ahmet Bey’in 31.05.2011 tarihinde iş sözleşmesinin işvereni tarafından feshedildiğini kabul edelim. Bunun üzerine Ahmet Bey’in iş mahkemesinde dava açarak iş sözleşmenin geçerli bir nedene dayanmaksızın feshedildiğini iddia ile kanuni haklarını ve işe iadesini talep ettiğini düşünelim. Bunun üzerine mahkemenin görülen dava sonucunda, davaya konu iş sözleşmenin feshinin geçersizliğine hükmettiğini ve hükme dair kararın 03.05.2012 tarihinde kesinleştiğini varsayalım. Bu durumda, işveren, mahkeme tarafından ödenmesine hükmedilen boşta geçen sürelere ait ücret ve diğer haklardan dolayı düzenlenmesi gereken prim belgelerini, kararın kesinleştiği 03.05.2012 tarihini izleyen ayın 23’üne kadar, yani, 23.06.2012 tarihine kadar Kurum’a vermesi gerekmekte olup muhteviyatı primleri de süresi içinde ödemesi gerekmektedir. Bu bağlamda, davalı işverenin, söz konusu primleri 30.06.2012 ödemesi durumunda, idari para cezası ve gecikme zammıyla karşılaşmayacaktır. Tersi durumda ise geriye doğru verilen her bir aya ait prim hizmet belgesi için ayrı ayrı olmak üzere 23.06.2012 tarihinde yürürlükte olan asgari ücret üzerinden idari para cezası uygulanacak ve 01.06.2012 tarihinden başlayarak gecikilen her ay için ayrıca gecikme cezası ve zammı tahakkuk ettirilecektir.
Öte yandan, işçi işe başlatıldığında bildirim süresine ait (ihbar) ücreti ile kıdem tazminatı peşin olarak ödenmiş ise işçiye ödenecek en çok dört aya kadar olan ücret ve diğer alacaklarından mahsup edilmesi gerekmektedir. Bu durumda 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun(3) “Prime Esas Kazançlar” başlıklı 80. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca bildirim süresine ait (ihbar) ücret ile kıdem tazminatının prime tabi tutulmamaktadır. Bu nedenle işçiye işe başlatılması halinde ödenecek en çok dört aya kadar olan ücret ve diğer hakları mahsup edilmemiş haliyle prime tabi tutulacak ve bu süreler prim ödeme gün sayısına dâhil edilmesi gerekecektir.
III- SONUÇ
Sonuç olarak, feshin geçersizliği halinde kanunun öngördüğü çerçevede mahkemenin veya özel hakemin kararı doğrultusunda işçiye tazminat, ücret alacakları ve diğer hakları ödenmektedir. Bunlardan, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca işçiye ödenecek olan en çok dört aya kadar ücret ve diğer alacaklardan (haklardan) prim alınması ve bu sürelerin prim ödeme gün sayısı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Coşkun BİLGİN*
Yaklaşım
(*) SGK, Ümraniye Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürü, Sosyal Güvenlik Denetmeni
(1) 10.06.2003 tarih ve 25134 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(2) Müjdat ŞAKAR - Ayşe YİĞİT ŞAKAR, İşçiye Ödenecek Tazminatlar, Yaklaşım Yayınları, Ankara 2010, s.138-139
(3) 16.06.2006 tarih ve 26200 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder