20 Şubat 2012 Pazartesi

<><>
DÖNEM SONU STOKLARININ DEĞERLEME İLKELERİ
I- GİRİŞ
İşletmelerin ticaretini yapmak için edindiği veya ürettiği malların dönem sonu itibariyle satılmamış kısmı ile üretime sevk edilmemiş ilk madde ve malzemeler işletme stoklarını oluşturur. İşletme stokları, her an satılabilecek veya üretime verilebilecek kıymetlerden oluştuğundan sadece bilanço dönen varlıkları içinde yer alır. İşletme stokları, ilk madde malzeme, yan mamuller, mamuller, ticari mallar, diğer stoklar, verilen sipariş avanslarından oluşur:
Dönem sonunda kayıtlar üzerinden kaydi envanter yapılır. Üretim işletmelerinde kaydi envanter tutulan imalat defterleri üzerinden tespit edilir. Ayrıca fiili envanter de çıkartılır ve kaydi envanterle karşılaştırılır. Farklılık bulunması halinde kaydi envanter fiili envanter seviyesine getirilir. Değerlemede fiili envanter sonuçları dikkate alınır.
II- STOK DEĞERLEMESİ
Stokların değerlemesinde çeşitli yöntemler uygulanmaktadır. Bu yöntemlerin her biri kendine özgü sonuçlar doğurur. Dolayısıyla her birinin uygulama şartları ve uygulama alanları farklıdır. Genel kabul görmüş değerleme yöntemleri şunlardır.
● İlk giren ilk çıkar yöntemi (FİFO),
● Son giren ilk çıkar yöntemi (LİFO),
● Gelecek olan ilk çıkar (NİFO),
● Ortalama maliyet yöntemi, 
● Fiil maliyet yöntemi,
● Belirli mamullerin izlenmesi yöntemi,
● En son alış fiyatı.
Vergi hukukunda, satın alınan veya imal edilen emtianın, maliyet bedeli ile değerleneceği öngörülmüştür. 4008 sayılı Kanunla, Vergi Usul Kanunu’nun 274. maddesinde yapılan değişikle, mükelleflerin satın aldıkları veya imal ettikleri emtianın maliyet bedelini, LİFO yöntemini uygulamak suretiyle de tespit edebilecekleri ve bu yöntemi seçenlerin en az beş yıl süreyle bu yöntemden vazgeçemeyecekleri hükmü getirilmişti. Ancak bu uygulama enflasyon düzeltmesine ilişkin hükümlere paralel olarak 5024 sayılı Kanunla kaldırılmış, emtia değerlemesinde LİFO yöntemi kullanımı sona erdirilmiştir.
Vergi Usul Kanunu’na göre aşağıdaki değerleme yöntemlerinin uygulanması mümkün bulunmaktadır.
A- FİİLİ MALİYET YÖNTEMİ
İşletmenin belirli bir dönemde ürettiği mamullere ait gerçekleşen tüm giderler o dönemde üretilen mamullerin maliyetine aktarılır. İşletmenin elde ettiği fiili maliyetler, gerçek durumu göstermesi bakımından, yönetimin her zaman ihtiyaç duyduğu maliyetlerdir.
Ancak bu yöntem ile elde edilen maliyetlerin kontrolü mümkün değildir. Çünkü bu yöntemde maliyetlerin karşılaştırılmasında kullanılacak veriler yoktur.
B- ORTALAMA MALİYET YÖNTEMİ
Bu yöntem kendi içinde “Tartılı Ortalama ve Hareketli Ortalama Yöntemi” olarak ikiye ayrılmaktadır.
1- Tartılı Ortalama Yöntemi
Değişik tarihlerde farklı fiyatlarla yapılan tüm ticari mal alışlarının toplam maliyetlerinin, toplam ticari mal miktarına bölünerek bulunan bir ortalamayla satılan ticari malların maliyetlerinin hesaplandığı bir yöntemdir.
2- Hareketli Ortalama Yöntemi
Bu yöntemde ortalama maliyet her ticari mal alışında tekrar hesaplanır. Her ticari mal alışında alınan malın miktarı mevcut ticari malın miktarına, maliyeti de mevcut malın maliyetine eklenerek; toplam maliyet, toplam miktara bölünerek ortalama maliyet hesaplanır.
3- İlk Giren İlk Çıkar (FIFO) Yöntemi
Bu değerleme yönteminde işletmede kullanılan, üretime verilen veya satılan malların işletmenin stoklarına en önce girenlerden olduğu kabul edilir. Bu yönteme göre, çıkışlar işletmeye ilk girenlerden başlar ve giriş sırasına göre devam eder. Bu durumda, dönem sonunda işletmede mevcut stoklar son giren parti mallardan kalmış olacaktır.
III- İLK MADDE VE MALZEMENİN DEĞERLEMESİ
İşletmenin mal veya hizmet üretmekte kullandığı ilk madde ve malzemeler bilanço dönen varlıkları içinde bu kalemde gösterilir. İlk madde; imalat işletmelerinde kullanılan ve doğrudan doğruya üretilen mamulün bünyesinde yer alan maddelerdir. Yardımcı madde, üretim işlemine dahil olmakla birlikte ilk madde olarak değerlendirilmeyen maddelerdir. Malzeme ise, üretim işleminin bünyesine doğrudan girmeyen fakat üretimi kolaylaştıran ve kullanılması zorunlu olan maddelerdir. İşletmenin ilk madde malzeme stoku, stoklar için belirlenen değerleme yöntemine göre değerlenir. Envanter ve değerlemede üretim birimlerinde bekleyen ilk madde malzeme ile tekrar üretime verilen hatalı ürünler de dikkate alınmalıdır.
IV- YARI MAMULLERİN DEĞERLEMESİ
Yarı mamuller üretim işletmesinde bulunur. Yarı mamul; üretimine başlanmış olmakla beraber dönem sonu itibariyle henüz üretim işlemi tamamlanmamış olan, diğer bir ifade ile üretim bandında bulunan mamullerdir. Süreklilik arz eden üretimde yarı mamul tespiti, dönemsel ayırımdan kaynaklanan teknik bir zorunluluktur.
Kombine imalatta her imalat aşaması ayrı değerlendirilmeli, imalat birimleri arasında bekleyen mamuller yarı mamul olarak dikkate alınmamalıdır. Çünkü bu tür imalatta bir aşamanın ürünü (ara mamul) diğer aşamanın ilk maddesi olmaktadır.
V- MAMULLERİN DEĞERLEMESİ
Mamuller; üretim işletmelerinde üretim işlemi tamamlanıp ürün ambarına alınan maddelerdir. kombine imalatta, her imalat aşaması sonucu üretilen madde o aşamanın ürünüdür Bu ürünlere ara ürün denilir ve genellikle bu ara ürünler de esas ürün gibi satış işlemine konu edilir. Dolayısıyla üretim işletmesinde satışa konu edilen her bir maddeyi ayrı bir mamul olarak dikkat almak gerekmektedir. Bir aşamanın ürününün diğer aşamanın ilk maddesi olması önemli değildir.
Mamuller üretim maliyeti ile değerlenir. Üretilen mamul birim maliyetinin tespiti işletme imalat muhasebesinin görevidir. Vergi Usul Kanunu’nda mamul maliyetine girecek gider ve maliyet unsurları 275. madde de tek tek belirtilmiştir. Söz konusu madde hükmü uyarınca imal edilen emtianın maliyet bedeli aşağıdaki unsurlardan oluşur:
● Mamulün vücuda getirilmesinde harcanan (kullanılan)  ilk madde malzeme bedeli,
● Mamule isabet eden işçilik,
● Genel üretim giderlerinden mamule düşen pay,
● Ambalajlı olarak piyasaya arz edilmesi zorunlu olan mamullerde ambalaj malzemesi bedeli,
● Genel idare giderlerinden mamule düşen pay.
Vergi Usul Kanunu’nun 275. maddesi hükmü uyarınca genel idare giderlerinden mamul maliyetine pay verilmesi ihtiyaridir. Ancak mükellef tercihini bütün üretim işlemi için aynı doğrultuda kullanmalıdır. Genel idare gideri dışındaki diğer maliyet unsurlarından mamule pay verilmesi zorunludur. Diğer bir anlatımla bu maliyet unsurları cari dönemde mükellef tarafından doğrudan gider kaydedilemez.
VI- TİCARİ MALLARIN DEĞERLEMESİ
Ticari mallar yukarıda sayılan değerleme ölçülerinden herhangi biri kullanılarak değerlenebilir. Mükellef tarafından seçilen yöntem tüm ticari mallara uygulanmalıdır.
Vergi Usul Kanunu’nun 274. maddesi uyarınca satın alınan veya imal edilen emtia maliyet bedeli ile değerlenir. Vergi Usul Kanunu’nun maliyet bedeline ilişkin 262. maddesi uyarınca maliyet bedelini oluşturan unsurlar şunlardır:
● Satın alma bedeli, ithal edilen mallarda CİF bedeli,
● Malın işyerine getirilmesine kadar ödenen sigorta gideri,
● Malın işyerine getirilmesine kadar ödenen nakliye, yükleme, boşaltma ve hamaliye giderleri,
● İthal edilen mallara ilişkin gümrük vergisi, gümrük komisyo­nu ve diğer ithalat giderleri.
A- MANİPLASYONA TABİ MALLAR
Malların satış öncesinde imalat niteliğinde olmamakla birlikte kalite bazında ayırımına maniplasyon denilmektedir. Bazı tahıl ürünlerinin büyüklüğüne göre ayırımı, pamuğun kalitesine göre ayırımı bu işleme örnek olarak verilebilir.
Maniplasyona tabi mallarda değerleme, kalite farkları da dikkate alınarak şu esaslara göre yapılmalıdır.
● Emtia toplam maliyetine; mal alış bedeli, alışa ilişkin taşıma, sigorta vb. giderler ile maniplasyon nedeniyle katlanılan işçi­lik, makine amortismanı vb. giderler dahil edilmelidir.
● Bulunan toplam emtia maliyeti, maniplasyon sonrası ayrılan mallara kaliteleri itibariyle piyasa fiyatları da dikkate alınarak dağıtılmalıdır.
● Mallar bulunan bu maniplasyon sonrası maliyetle stoklara alınmalı, dönem sonu değerlemesi de yukarıda anılan yöntemlerden birine göre yapılmalıdır.
B- KONSİNYE MALLAR
Konsinye mallar alıcı işletmelerde emanet olarak tutulan mallardır. Bir satış yöntemi olarak uygulanan konsinyasyon usulünü uygulayan işletmeler alıcılarda konsinye olarak duran malların envanterini kayıtlar üzerinden çıkartacaklar ve değerleyerek bilanço aktifine kaydedeceklerdir. Değerleme diğer ticari mallara uygulanan yönteme göre yapılacaktır.
Bünyesinde başka işletmelerin konsinye malı bulunan işletmeler ise bu malları stoklarına dahil etmeyecekler ve değerleme konusu yapmayacaklardır. Bu mallar her iki işletmenin de nazım hesaplarında ayrıca izlenecektir.
C- ALIŞ ISKONTOSU VE CİRO PRİMİ
Alış ıskontosu, satıcı tarafından mal bedelinden yapılan indirimdir. Alış ıskontosu mal alımı anında yapılabileceği gibi belli dönemlerde de yapılabilir. Mal alımı anında yapılan alış ıskontosu faturada gösterilir ve alınan mal bedelinden düşülür.
Belli dönemler itibariyle veya yıl sonlarında, alınan mal miktarına bağlı olarak satıcı tarafından işletme lehine yapılan ıskontolar mal alış maliyetiyle ilişkilendirilmeyip doğrudan gelir yazılır.
Ciro primine karşılık bedelsiz mal gönderilmesi halinde ciro pri­mi gelir yazılır, bu tutar aynı zamanda bedelsiz alınan malın alış bedeli olarak kaydedilir. Söz konusu mallar işletme aktifinde bu bedelle gösterilir.
D- VADE FARKLARI
İşletmelerin vadeli mal alımları ile ilgili olarak satıcı işletme tarafından hesaplanacak vade farkları alış faturasına dahil edilecektir. Mal alımı borçlarının vadesinde ödenmemesi nedeniyle sonradan hesaplanan vade farkları da satıcı işletme tarafından fatura edilecek ancak bu fatura bedelleri alıcı işletme tarafından doğrudan gider (finansman gideri) yazılacaktır. Söz konusu vade farkları ilgili mal maliyetiyle ilişkilendirilmeyecektir.
E- KREDİ FAİZİ VE KUR FARKI GİDERİ
İşletme stok kıymetlerinin alımında kullanılan kredilere ilişkin olarak hesaplanan kur farkları ile ödenen faizlerin iktisadi kıymet maliyetine dahil edilmesi özellik göstermektedir.
238 seri no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği uyarınca; emtia temini amacıyla kullanılan kredilere ilişkin faiz giderlerinin emtia maliyetine eklenmesi zorunlu değildir. Kredi kur farkı giderleri de aynı kapsamda değerlendirilecektir. Ancak ithal edilen emtiaya ilişkin olarak ortaya çıkan kur farklarından emtianın işletme stoklarına girdiği ana kadar olan kısmın, ilgili emtia maliyetine dahil edilmesi zorunludur. Emtia maiyetinin tespiti açısından bedelin ödenmesi önem taşımamaktadır.
VII- DİĞER STOKLARIN DEĞERLEMESİ
İşletmenin ilk madde malzeme, yarı mamul, mamul ve ticari mal dışında satışa konu iktisadi kıymetleri bilançoya diğer stoklar adı altında aktarılmaktadır. Bu kapsamda değerlendirilecek stoklar, işletmenin normal ticari faaliyeti çerçevesinde işleme konu olmayan mallardır. Bu kapsama giren mallar da genel olarak maliyet bedeli ile değerlenir. 
A- İMALAT ARTIKLARI
İmalat artıkları, imalat işletmelerinde imalat faaliyetinin sonucu olarak ortaya çıkan ve imalat faaliyetinde kullanılma özelliğini kaybetmiş olan kıymetlerdir. Bunlar hurdalar, üstüpüler, deseler ve benzerleridir. Bu kıymetlerden belli bir değer ifade edenler dönem sonu envanterinde gösterilir ve değerlenir. Herhangi bir değeri olmayanlar ise stoklarda gösterilmez.
İmalat artıkları emsal bedeli ile değerlenir. Emsal bedeli uygulamasında öncelikle işletme içi emsaller dikkate alınır. Emsal bedeli uygulamasında maliyet bedeli esası uygulanmaz.
İmalat artıklarının değerleme sonucu bulunacak değerinin üretim maliyetinden çıkartılması gerekmektedir. Bu anlamda anılan kıymetlerin maliyet tespit dönemlerinde değerlenmesi daha fonksiyonel olacaktır.
B- DEFOLU ÜRÜNLER
İmalat işlemi sonunda kalite kontrol servisinde ayıklanan mallar defolu ürün olarak adlandırılır. Bu ürünler de kendi aralarında kalite bakımından ayrılır. Bu malların ürün statüsünde satılabilecek nitelikte olanlarına imalat maliyetinden pay verilebilir. Diğer defolu ürünler ise maliyet bedeli esası hariç emsal bedelle değerlenecektir. Emsal bedeli uygulamasında öncelikle işletme içi emsaller dikkate alınmalıdır. Bu kıymetlerin değeri de üretim maliyetinden düşülmelidir.
C- DEĞERİ DÜŞEN MALLAR
Ekonomik ve teknik icaplar gereği kıymetinde önemli azalma meydana gelen mallar ayrılarak diğer stoklar arasına alınır. Bu kıymetlerin değerlemesi de emsal bedelle yapılacaktır. Emsal bedeli uygulaması Vergi Usul Kanunu’nun 267. maddesinde belirlenen sıra dahilinde yapılmalıdır.
Emtiada değer düşüklüğü; 
● Doğal afetlerden,
● Ticari icaplardan ,
● Teknik icaplardan
kaynaklanabilir.
1- Stok Değer Düşüklüğü Karşılığı
Değeri düşen mallara ilişkin yasal düzenleme Vergi Usul Kanunu’nun 278. madde hükmünde yer almaktadır. Bu madde hükmü aşağıdaki gibidir.
“Yangın, deprem ve su basması gibi afetler yüzünden veyahut bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi haller neticesinde iktisadi kıymetlerinde önemli bir azalış vaki olan emtia ile maliyetlerin hesaplanması mutad olmayan hurdalar ve döküntüler, üstüpü, dese ve ıskartalar emsal bedeli ile değerlenir.”
Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, emtianın değeri düşen mal olarak değerlendirilmesi, değer kaybının yangın, deprem ve su basması gibi tabii afetler sonucu olabileceği gibi ticari faaliyetin normal icapları içerisindeki bozulma, çürüme, kırılma, çatlama, paslanma gibi faktörlerin sonucunda bağlı olabilir. Bu haller dışında, emtiada meydana gelecek değer kayıpları sonuç hesaplarına intikal ettirilemez.
Kanun metninde yer almamasına karşın, yargı kararlarında trafik kazalarının da afet niteliğinde değerlendirildiği görülmektedir.
İktisadi değerlerinde düşme görülen malların emsal bedelinin tespiti için mükelleflerin değer kaybının ortaya çıktığı (hesap dönemi) sonuna kadar Takdir Komisyonu’na başvuruda bulunmaları gerekmektedir. Tabii afet sonucu değer kaybı hallerinde hesap dönemi sonu beklenmeden Takdir Komisyonu’ndan emsal bedeli tespiti talep edilmelidir.
Uygulamada, değer düşüklüğünün doğrudan mal bedelinden indirilmektedir. Değer düşüklüğünün karşılık ayrılmak suretiyle gider yazılması da mümkündür. Esasen, Muhasebe Sistemi Genel Tebliği ile öngörülen uygulama da bu şekildedir.
Öte yandan kıymeti düşen mallarla ilgili olarak sigorta eksperleri, itfaiye yetkilileri vb. gibi kişi ve kurumlarca yapılan hasar tespitine dayanarak değer düşüklüğünün sonuç hesaplarına intikal ettirildiği görülmektedir.
Oysa söz konusu kişi ve kurumların verdikleri değer tespit kararları yalnızca Takdir Komisyonu kararına veri teşkil etmekten öte bir anlam taşımamaktadır.
İşletmede üretilen mamullerde oluşabilecek değer kayıpları ile imalat sırasında veya sonrasında (fire, kusurlu imalat, imalat artıkları vb.) meydana gelebilecek değer kayıplarının da Vergi Usul Kanunu’nun 278. maddesine göre değerlenmesi mümkündür.
Ancak burada meydana gelecek değer kaybının “önemli” olması gerekir. Kanun’da “önemli” deyimi ile neyin kastedildiği açık değildir. Bunu, malların piyasa değerini ve ihtiyacı karşılama özelliğini normalin üzerinde kaybetmiş olmaları manasında anlamak gerekir. Ticari ve sınai faaliyetin icaplarından olan normal kayıplar (fireler), doğrudan envanterde yer vermemek yoluyla değerlemede dikkate alınabilir. Uygulamada, normal fireler bakımından yapılacak değerlemede, takdir komisyonunca emsal bedelinin tespit edilmesi şartı aranmamaktadır.
Vergi Usul Kanunu’nun 274 ve 278. maddelerindeki düzenlemelerin Tekdüzen Hesap Planındaki işleyişi “Stok Değer Düşüklüğü Karşılığı Hesabı” ile olmaktadır.
Tekdüzen Hesap Planına göre bilanço gününde işletmede mevcut stokların; tabii afet, bozulmak, çürümek, kırılmak, teknolojik gelişmeler vs. nedenlerle fiziki ve ekonomik değerlerinde önemli azalmalar veya piyasa fiyatlarındaki düşüşler sonucu oluşacak muhtemel zararların telafisi için karşılık ayrılmaktadır. Oysa Vergi Usul Kanunu’nun konuyla ilgili 274 ve 278. maddelerinde bu tür kıymetlerin emsal bedel ile değerleneceği öngörülmüştür.
Örnek: (A) Anonim Şirketinin ticaretini yaptığı inşaat malzemelerinden 10.000 TL’lik kısmı, yangın sonucunda % 75 oranında hasar görmüştür. Şirket 10.07.2011 tarihli Takdir Komisyonu Kararına istinaden 7.500 TL’lik karşılık ayırmıştır.
Bu işleme ilişkin yevmiye kaydı aşağıda gösterilmiştir.
––––––––––––10.07.2011––––––––––––
157- DİĞER STOKLAR                       10.000,00
       153- TİCARİ MALLAR                              10.000,00
–––––––––––––––––/––––––––––––––––
––––––––––––10.07.2011––––––––––––
654 - KARŞILIK GİDERLERİ                7.500,00
         158- STOK DEĞER DÜŞ. KARŞ.              7.500,00
–––––––––––––––––/––––––––––––––––
VIII- ENVANTER FARKLARININ UYUMLAŞTIRILMASI
Envanter işlemleri çerçevesinde hem kaydi envanter hem de fiili envanter yapılmalıdır. Fiili envanter sonuçlarının kaydi envanter sonuçları ile birbirini doğrulaması gerekir. Kaydi envanter ile fiili envanter sonuçlarının birbirinden farklı olması halinde kaydi envanter seviyesine getirilir. Diğer bir ifadeyle mali tablolar oluşturulurken fiili envanter sonuçları esas alınır. Bunun için kayıtlarda gerekli düzeltme yapılarak kaydi envanter sonuçlarının fiili envanter sonuçları ile eşitlenmesi sağlanır. 
A- STOK SAYIM NOKSANLARI
Dönem sonunda işletme stoklarının fıili envanteri çıkartılır ve kaydi envanterle karşılaştırılır. Farklılık bulunması halinde kaydi envanter fıili envanter seviyesine getirilir. Değerlemede fıili envanter sonuçları dikkate alınır. Kaydi envanter noksanlığı halinde noksanlığın nedeni araştırılır. Dönem sonu itibariyle noksanlığın nedeni tespit edilebiliyorsa gerekli düzeltme kaydı yapılır. Eğer noksanlığın nedeni bulunamıyorsa tutar doğrudan gider yazılmayıp geçici olarak 197 No.lu fark hesabına kaydedilir.
Stok sayım noksanlığının nedenleri şunlar olabilir:
- Fireler,
- Hırsızlık olayları,
- Doğal afetler ve teknik yok olmalar,
- İşletmeden çekişler,
- Kaydi envantere herhangi bir nedenle alınmama,
- Faturasız satış,
- Üretim işletmelerinde, bozuk ürünlerin yeniden üretime verilmesi,
- Promosyon veya ayni ücret olarak verilme ya da bağış yapılma durumlarının kayıtlara geçmemiş olması.
Dönem sonu itibariyle bir malda ortaya çıkan envanter fazlası diğer bir malda ortaya çıkan envanter noksanlığı ile karşılaştırılarak netleştirilemez. Her mal grubu envanter sonuçları açısından ayrı değerlendirilir. Ancak birbirine çok benzeyen ve karışma ihtimali yüksek olan mallarda kayıtlara yanlış girildiğinin tespit edilmesi durumunda bir maldaki noksanlık benzer diğer bir maldaki fazlalıkla karşılaştırılabilecektir.
Örnek: Halı ticareti ile uğraşan (X) Limited Şirketinin dönem sonu (31.12.2011) envanterinde değeri 600 TL olan taban halılardan beş adet noksanlık olduğu tespit edilmiştir. 
Yapılacak kayıt;
––––––––––––31.12.2011––––––––––––
197 SAYIM VE TESELLÜM  NOKSANLARI  3.000,00
  - 30 Stok Sayım Noksanları
       153 TİCARİ MALLAR                                          3.000,00
Açıklama: Envanter farklarına göre stok hesabın düzeltilmesi.
–––––––––––––––––/––––––––––––––––
Envanter sırasında ortaya çıkan noksanlıklar, muhasebe hatalarından kaynaklanmış olabilir. Örneğin işletmenin fiilen sattığı halıların kayıtlarda yer almamasından ya da teslim almadığı malın kayıtlarda yer almasından veyahut alış faturasının mükerrer kaydedilmesinden kaynaklanabilir. 
Söz konusu halıların (X) Limited Şirketinin stoklarında yer almamasının alış faturasının mükerrer kaydedilmesinden kaynaklandığı tespit edildiğinde aşağıdaki kayıt yapılacaktır. 
––––––––––––31.12.2011––––––––––––
320 SATICILAR                                             3.000,00
       197 SAYIM VE TESELLÜM NOKSAN.             3.000,00
         - 30 Stok Sayım Noksanları
–––––––––––––––––/––––––––––––––––
Yapılan araştırmalara rağmen stok sayım noksanın nedeninin tespit edilememesi halinde, bu durumun emsal bedel üzerinden satış olarak kabulü gerekmektedir.
B- STOK SAYIM FAZLALARI
Yapılan envanter sonucunda kaydi stok durumuna göre fiili stok fazlalığı tespit edildiği, ancak bu fazlalığın nedeninin bilinemediği durumlarda fazlalık geçici hesapta izlenir.
Örnek: (X) Limited Şirketinin dönem sonu (31.12.2011) envanterinde değeri 150 TL olan yolluklarda 6 adet fazlalık olduğu tespit edilmiştir. 
Yapılacak kayıt;
––––––––––––31.12.2011––––––––––––
153 TİCARİ MALLAR                                    900,00
       397 SAYIM VE TESELLÜM FAZLA.                900,00
         - 30 Stok Sayım Fazlaları
–––––––––––––––––/––––––––––––––––
Fazlalığın nedeni araştırılıp, bulunamadığı takdirde, 679 Olağandışı Gelir ve Kârlar Hesabına aktarılarak dönem kârına dahil edilir.
––––––––––––31.12.2011––––––––––––
397 SAYIM VE TESELLÜM FAZLALARI     900,00
  - 30 Stok Sayım Fazlaları
       679 OLAGAN DIŞI GELİR VE KÂR.                900,00
–––––––––––––––––/––––––––––––––––
679 Olağan Dışı Gelir ve Kârlar Hesabı ise, 690 Dönem Kârı veya Zararı Hesabı ile kapatılacaktır.
––––––––––––31.12.2011––––––––––––
679 OLAGAN DIŞI GELİR VE KÂR.             900,00
       690 DÖNEM KÂRI VEYA ZARARI                 900,00
–––––––––––––––––/––––––––––––––––
Mehmet Tahir UFUK*
Yaklaşım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder