Vadeli Çeklerde Reeskont Uygulaması
VERGİ USUL
KANUNU SİRKÜLERİ / 64
KANUNU SİRKÜLERİ / 64
Konusu : Vadeli Çeklerde Reeskont Uygulaması
Tarihi
: 30/04/2013
Sayısı
: VUK-64/2013-9/ Vadeli
Çeklerde Reeskont Uygulaması-2
İlgili olduğu
maddeler: Vergi Usul Kanunu
Madde 281, Madde 285
1. Giriş
Çeklerde
reeskont uygulamasına dair açıklamalar işbu Sirkülerin konusunu teşkil
etmektedir.
1.1. 5838 sayılı Kanunun 18 inci
maddesiyle 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin
Korunması Hakkındaki Kanuna ilave edilen geçici 2 nci maddede "31.12.2009
tarihine kadar, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için
muhatap bankaya ibrazı geçersizdir." hükmüne yer verilmiştir.
Mezkûr hükme
yönelik olarak mükelleflerin, geçici bir süre ile sınırlı olarak vade
getirilmiş olan ileri tarihli çeklerin artık senet olarak kabul edilerek, 213
sayılı Vergi Usul Kanununun reeskont konusundaki düzenlemeleri karşısında
reeskonta tâbi tutulup tutulmayacağı hususunda tereddüde düştüklerinin
anlaşılması üzerine, mükellefler açısından uygulama birliğinin sağlanması
gayesiyle 12.05.2009 tarihli ve 41 numaralı Vergi Usul Kanunu Sirküleri
yayımlanmıştır.
Sözü edilen
Sirkülerde özetle, mezkûr geçici 2 nci maddenin gerekçesinde bu maddenin
belirli bir süreyle çekin, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ödenmek
için muhatap bankaya ibrazının geçersiz kabul edilerek ekonomik sıkıntılarla
çeklerin zamanında ödenememesi sonucunda ticari hayatta karşılaşılan sorunlara
ve mağduriyetlere çözüm üretilmesi amacıyla getirildiğinin ifade edildiği,
dolayısıyla bu düzenleme ile çeklerin bono ve poliçeler gibi vadeli senet
haline getirilmesinin amaçlanmadığı, ayrıca 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun
hükümleri gereğince çeke vade konulmasının kabul edilmediği açıklamalarına yer
verilerek, çekin ödeme aracı olmasından dolayı senet olarak kabul edilmesi
imkân dâhilinde bulunmadığından 5838 sayılı Kanunun 18 inci maddesiyle yapılan
düzenlemeye uyan çeklere reeskont uygulanmasının mümkün olmadığı görüşüne yer
verilmiştir.
1.2. 20.12.2009 tarihli Resmi Gazete'de
yayımlanan 5941 sayılı Çek Kanunu ile 3167 sayılı Kanun yürürlükten
kaldırılmış, Kanunun geçici 1 inci maddesinin beşinci fıkrası ile de "31.12.2011
tarihine kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için
muhatap bankaya ibrazı geçersizdir." hükmü ihdas edilmiş, bilahare
6273 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle 5941 sayılı Kanuna eklenen geçici 3 üncü
maddenin beşinci fıkrasında 31.12.2017 tarihine kadar üzerinde yazılı düzenleme
tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersiz sayılmıştır.
Diğer
taraftan 5941 sayılı Kanunun,
3 üncü
maddesinin sekizinci fıkrasında "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme
tarihinden önce ibraz edilen çekin karşılığının Türk Ticaret Kanununun 707 nci
maddesi uyarınca kısmen veya tamamen ödenmemiş olması hâlinde, bu çekle ilgili
olarak hukukî takip yapılamaz. İleri düzenleme tarihli çekle ilgili olarak
hukukî takip yapılabilmesi için, çekin üzerindeki düzenleme tarihine göre
kanunî ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmesi ve karşılıksızdır işlemine
tâbi tutulması şarttır." hükmü,
5 inci
maddesinin birinci fıkrasında "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme
tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak
karşılıksızdır işlemi yapılması hâlinde, altı ay içinde hamilin talepte
bulunması üzerine, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi hakkında, çekin
tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin
bulunduğu yer ya da çek hesabı sahibinin yahut talepte bulunanın yerleşim yeri
Cumhuriyet savcısı tarafından, her bir çekle ilgili olarak çek düzenleme ve çek
hesabı açma yasağı kararı verilir..." hükmü,
6 ncı
maddesinin birinci fıkrasında ise "Karşılıksız kalan çek bedelinin,
çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz tarihinden
itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticarî işlerde temerrüt faiz oranı
üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte tamamen ödenmesi hâlinde, çek
düzenleme ve çek hesabı açma yasağı Cumhuriyet savcısı tarafından kaldırılır..."
hükmü yer almaktadır.
2. İleri
Düzenleme Tarihli Çeklerde Reeskont Uygulaması
2.1.İleri
Düzenleme Tarihli Çek İle İlgili Düzenlemeler
Mezkûr 41
numaralı Sirkülerin yayımından sonra yapılan kanuni düzenlemeler karşısında
çeklerde reeskont uygulaması ile ilgili olarak aşağıda yer alan izahata lüzum
görülmüştür.
İlk defa
3167 sayılı Kanuna 28.02.2009 tarihinden 31.12.2009'a kadar uygulanmak üzere
ilave edilen çekin üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ödenmek için muhatap
bankaya ibrazının geçersiz kabul edilmesi kuralı önce 5941 sayılı
Kanunla 31.12.2011 tarihine, sonra da 6273 sayılı Kanunla 31.12.2017 tarihine kadar geçerli hâle getirilmiştir. Kısa bir dönem için geçici mahiyette ihdas edilen kural, bilahare yapılan iki düzenleme ile 31.12.2017 tarihine kadar geçerli hâle getirilmiştir. Mevcut durumda düzenlemenin geçicilik mahiyetini koruduğunu söylemek zor olacaktır.
Kanunla 31.12.2011 tarihine, sonra da 6273 sayılı Kanunla 31.12.2017 tarihine kadar geçerli hâle getirilmiştir. Kısa bir dönem için geçici mahiyette ihdas edilen kural, bilahare yapılan iki düzenleme ile 31.12.2017 tarihine kadar geçerli hâle getirilmiştir. Mevcut durumda düzenlemenin geçicilik mahiyetini koruduğunu söylemek zor olacaktır.
Diğer
taraftan, geçici maddede yer alan mezkûr düzenlemenin yanında 5941 sayılı
Kanunun 3, 5 ve 6 ncı maddelerinin yukarıda yer verilen hükümleri
incelendiğinde, ileri tarihli düzenlenen bir çekin, üzerinde yazılı bulunan
düzenleme tarihinden önce ibraz edilmesi hâlinde çekin karşılığının Türk
Ticaret Kanununun 795 nci maddesi uyarınca kısmen veya tamamen ödenmemiş olması
hâlinde, bu çekle ilgili olarak hukukî takip yapılamayacağı; ayrıca 6273 sayılı
Kanunla getirilen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının, çekin, üzerinde
yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibraz
edilmesi, karşılığın bulunmaması ve karşılıksızdır işleminin yapılması hâlinde
verileceği; son olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının Cumhuriyet
savcısı tarafından kaldırılması için karşılıksız kalan çek bedelinin
ödenmesinde kanuni faizin çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre
kanunî ibraz tarihinden itibaren işletileceği görülmektedir.
Mezkûr 3
üncü maddenin gerekçesinde "...ileri düzenleme tarihli çeklerin
üzerinde yer alan tarihten önce, bankaya ibraz
edilmesi ve karşılığının kısmen veya tamamen bulunmaması halinde, bu çekle ilgili olarak karşılıksızdır işleminin ve hukukî takip yapılmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Bu düzenlemeye göre, ileri tarihli çekle ilgili olarak kambiyo senetlerine özgü hukukî takip yoluna başvurulabilmesi için üzerinde yazılı düzenleme tarihi itibarıyla kanunî ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmesi ve bu Tasarı hükümlerine göre karşılıksızdır işlemi yapılması gerekmektedir.",
edilmesi ve karşılığının kısmen veya tamamen bulunmaması halinde, bu çekle ilgili olarak karşılıksızdır işleminin ve hukukî takip yapılmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Bu düzenlemeye göre, ileri tarihli çekle ilgili olarak kambiyo senetlerine özgü hukukî takip yoluna başvurulabilmesi için üzerinde yazılı düzenleme tarihi itibarıyla kanunî ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmesi ve bu Tasarı hükümlerine göre karşılıksızdır işlemi yapılması gerekmektedir.",
Öte yandan,
5941 sayılı Kanunun "Amaç ve kapsam" başlıklı 1 inci
maddesinin ikinci fıkrasında "Bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde
genel hükümler uygulanır." hükmüne yer verilmiştir. Böylece bu Kanunun
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre özel bir kanun olduğu anlaşılmakta ve bu
nedenle de düzenleme tarihinden önce ibraz yasağı ve hukuki takip yapılamama
hususlarında 5941 sayılı Kanunun uygulanması lüzumu ortaya çıkmaktadır.
5941 sayılı
Kanunun 1, 3, 5 ve 6 ncı maddelerinin yukarıda yer verilen hükümleri ve
gerekçeleri birlikte değerlendirildiğinde bu hükümlerle çekin üzerinde yazılı
düzenleme tarihine göre ibraz edilmesinin sağlanmasının, diğer bir ifadeyle üzerinde
yazılı düzenleme tarihinden evvel ibrazın engellenmesinin amaçlandığı
anlaşılmaktadır. Kaldı ki, Kanunun geçici 3 üncü maddesinde yer alan ve
31.12.2017 tarihine kadar mer'i olan üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce
çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazının geçersiz sayılması kuralı bunu
tamamen imkânsız kılmaktadır.
2.2.
Değerlendirme
2.2.1. 213 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin
(B) fıkrasında, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin
muamelelerin gerçek mahiyetinin esas alınacağı hükmüne yer verilmiştir. Bu
hükme göre vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin
gerçek mahiyeti esas alınmakta, diğer bir ifade ile vergi uygulamalarında
olayın görünen yönü değil gerçek biçimi esas alınarak buna göre işlem yapılmaktadır.
Bu itibarla,
5941 sayılı Kanunun geçici hükümlerine göre çekin üzerinde yazılı düzenleme
tarihinden evvel ödenmek için bankaya ibrazının 31.12.2017 tarihine kadar
geçersiz olması; ayrıca ana maddelere göre çekle ilgili hukuki takip yapılabilmesinin
ve karşılıksız çıkan çekle ilgili müeyyide tatbik edilmesinin çekin üzerinde
yazılı düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içerisinde ibraz edilmesine
bağlı olması ve son olarak karşılıksız çıkan çekin bedelinin ödenmek istenmesi
hâlinde kanuni faizin, üzerinde yazılı düzenleme tarihine göre kanunî ibraz
tarihinden itibaren işlemesi dikkate alındığında, gerçek mahiyeti itibariyle
çeklerin vergi uygulamaları bakımından vadeli olma hususiyetini kazandığını
söylemek mümkün olacaktır.
2.2.2. 213 sayılı Kanunun 281 inci
maddesinde "Alacaklar mukayyet değerleriyle değerlenir. Mevduat veya
kredi sözleşmelerine müstenit alacaklar değerleme gününe kadar hesaplanacak
faizleriyle birlikte dikkate alınır.
Vadesi
gelmemiş olan senede bağlı alacaklar değerleme gününün kıymetine irca
olunabilir. Bu takdirde, senette faiz nispeti açıklanmış ise bu nispet,
açıklanmamışsa Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi iskonto haddi
uygulanır.
Bankalar ve
bankerler ile sigorta şirketleri alacaklarını ya Cumhuriyet Merkez Bankasının
resmi iskonto haddi veya muamelelerinde uyguladıkları faiz haddi ile değerleme
günü kıymetine irca ederler." hükmü yer almaktadır.
Anılan
Kanunun 285 inci maddesinde de "Borçlar mukayyet değerleriyle
değerlenir. Mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit borçlar değerleme gününe
kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınır.
Vadesi
gelmemiş olan senede bağlı borçlar değerleme günü kıymetine irca olunabilir. Bu
takdirde senette faiz nispeti açıklanmışsa bu nispet, açıklanmamışsa Cumhuriyet
Merkez Bankasının resmi iskonto haddinde bir faiz uygulanır.
Banka ve
bankerler ile sigorta şirketleri borçlarını, Cumhuriyet Merkez Bankasına resmi
iskonto haddi veya muamelelerinde uyguladıkları faiz haddiyle, değerleme günü
kıymetine irca ederler.
Alacak
senetlerini değerleme gününün kıymetine irca eden mükellefler, borç senetlerini
de aynı şekilde işleme tâbi tutmak zorundadırlar." hükmü bulunmaktadır.
Buna göre,
213 sayılı Kanun uyarınca vadesi gelmemiş olan alacak ve borç senetlerinin
reeskonta tâbi tutulması gerekecektir. Ancak, bir ödeme aracı olarak
kullanılmakla beraber yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler çerçevesinde
vergi uygulamaları bakımından çekin vadeli olabileceği ve değerleme gününde
vadesi gelmemiş senede bağlı alacak ve borçlar için uygulanması öngörülen 213
sayılı Kanunda yer alan reeskont uygulamasından yararlanılmasının mümkün olduğu
ortaya çıkmaktadır.
3.Sonuç
Uygulamada
birliğin sağlanması amacıyla yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda ileri
düzenleme tarihli çeklerin değerleme gününde vadesi gelmemiş senede bağlı
alacak ve borçlar için uygulanması öngörülen reeskont uygulamasından
yararlanması mümkün bulunmaktadır.
Duyurulur.
Mehmet KİLCİ
Gelir
İdaresi Başkanı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder