20 Ocak 2012 Cuma



Dönem Sonu İşlemlerde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

KASA VE BANKA

Türk lirası cinsinden kasa ve banka mevcutları itibari değeri (üzerinde yazılı değerleri) ile değerlenir.

Kasada yer alan yabancı para mevcutları ile bankalarda döviz tevdiat hesaplarında bulunan yabancı para mevcutları Maliye Bakanlığı'nın yıl sonunda tebliğ ile ilan ettiği kurlar ile çarpılmak suretiyle değerlenir.

Kasa sayım noksan veya fazlaları tespit edildiğinde önce bunun sebebi araştırılır. Sebep bulunursa gerekli düzeltme kaydı yapılır. Kasa sayım noksanının nedeni tespit edilemezse fark kanunen kabul edilmeyen gider olarak muhasebeleştirilir. Kasada fazlalık durumunda bunun nedeni bulunamazsa fark gelir olarak dikkate alınır.

Dönem sonu kasa bakiyesinin çok büyük meblağlarda olması halinde bu paranın kasada olamayacağı ve ortaklar tarafından kullanılmış olduğu gerekçesiyle örtülü kazanç dağıtımı sayılarak cezalı tarhiyata muhatap olunabilir. Bu nedenle dönem sonu kasa bakiyesinin işletmenin büyüklüğüne iş hacmine ve kasa işlemlerinin yoğunluğuna uygun bir tutar olması gerektiğine dikkat edilmelidir. Diğer yandan dönem içindeki yüksekliğin uzun süre devam etmiş olması halinde de bu tutarın aynı anlayış doğrultusunda adatlandırılarak gelir yazılması gerekmektedir.

Vadeli mevduatta faiz prensip olarak tahakkuk ettiği (tutar olarak kesinleştiği) dönemde gelir yazılırdı.

Ancak bakanlık tahakkuk esasını dikkate alan bu uygulamayı 67 nolu KVK GT ile değiştirdi ve dönemsellik esasını dikkate alan uygulamayı benimsedi.

Tebliğe göre değerleme günü itibariyle işlemiş faizin dönemsellik ilkesi gereği ilgili döneme gelir yazılması gerektiği açıklandı.

VUK md. 281 'de yapılan değişiklikle ticari işletmelere dahil vadeli mevduat hesapları için değerleme gününe kadar oluşan faiz tutarı işletmenin ilgili kapanan dönem geliri olarak dikkate alınmaya başlandı.

Ticari işletmeler aktifine kayıtlı repo hesapları için de aynı şekilde işlem yapacaklardır. (67 seri no.lu KVK G.T.)

VADELİ MEVDUATLARIN İŞLEMİŞ FAİZLERİNE İSABET EDEN STOPAJLARIN MAHSUBU

            Vadesi değerleme gününden sonra olan repo ve ters repo işlemleri ile vadeli mevduat hesaplarına ilişkin olarak, değerleme gününe kadar tahakkuk eden ve ticari kazancın tespitinde gelir olarak dikkate alınan faiz tutarları üzerinden, ilgili dönem beyannamesinin verilmesi gereken sürenin sonuna kadar tevkif suretiyle ödenmiş olan verginin, beyannameye ithal edilen gelire isabet eden kısmı hesaplanan yıllık vergiden mahsup edilebilecektir.Buna göre; vadesi değerleme gününden ( 31 Aralık 2010) sonra, ancak beyanname verme tarihinden önce (25 Nisan) dolan mevduat hesaplarında kıst olarak hesaplanıp gelir yazılan işlemiş faizlere isabet eden gelir vergisi stopajı mahsuba konu edilebilecektir.

Vadesi beyanname verme süresinden sonra (Kurumlar Vergisinde izleyen yıl 25 Nisan ) dolan mevduat hesaplarında ise stopajın tamamı faiz ödemesinin yapıldığı yıla ilişkin gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinde hesaplanan vergilerden yapılacaktır.

ALACAK VE BORÇLARIN DEĞERLEMESİ

Alacakların (müşteriler hs.) bakiye mutabakatının yapılması gerekir. Bu yazılı olarak, mümkünse ıslak imzalı olarak gerçekleştirilmelidir.

Borçların (satıcılar hs.) bakiye mutabakatlarının da aynı şekilde gerçekleştirilmesi gerekir.

Ba ve Bs formlarının doldurulması sırasında zaman zaman yapıldığı görülmektedir.

Alacaklarda oluşan mutabakatsızlıkların sebebi araştırılmalı. Araştırma sonucu tespit yapılırsa gereken düzeltme yapılır. Tespit yapılamıyor ise fark gelir veya gider olarak kayıtlara alınarak düzeltme tamamlanır. Gider yazılan tutar KV beyannamesinde KKEG olarak dikkate alınır.

YABANCI PARA CİNSİNDEN SENETLİ VEYA SENETSİZ ALACAK VE BORÇLAR

Yabancı para cinsinden senetli veya senetsiz alacaklar da mukayyet (kayıtlı) değerle değerlenir.

Ancak alacak ve borç tutarları Maliye Bakanlığı'nın yıl sonunda tebliğ ile ilan ettiği döviz kurlarıyla çarpılmak suretiyle düzeltilir. Oluşan kur farkları gelir veya gider olarak sonuç hesaplarına yansıtılır.

FATURALARIN TAHSİLİ SIRASINDA OLUŞAN KUR FARKLARININ FATURALANMASI VE KDV'Sİ

Dövizli veya dövize endeksli olarak düzenlenen faturalar dolayısıyla 31.12.2011 tarihi itibariyle oluşan kur farkları gelir veya gider yazılır.

Sözkonusu fatura bedelleri tahsil edildiğinde tahsilat tarihi itibariyle kesinleşen kur farkı tutarı için KDV'li fatura düzenlenmesi gerekir.

Kur farkı tutarları; her bir fatura için yapılan tahsilata göre ayrı ayrı hesaplanarak faturalanması gerekir.

Senetli Alacak ve Borçlar İçin Reeskont Uygulaması

Reeskont uygulaması alacak ve borçların değerleme günündeki (31.12.2011 tarihindeki) değerini tespit etme İşlemidir. Vergi Usul Kanunu'na uygun reeskont işlemi değerleme gününde senede bağlanmış olan borç ve alacaklar için yapılabilir.

Senetli alacaklarını reeskonta tabi tutan işletmeler borç senetlerini de aynı şekilde reeskonta tabi tutmak zorundadırlar.

Reeskont işlemi iç iskonto yöntemine göre gerçekleştirilir.
X = A x n x t / 360 + (n x t)
n : faiz oranı ve t: vadeye kadar gün sayısı
A= Senedin Nominal Değeri
X = Reeskont Gider/Geliri

Reeskont uygulamasında esas alınacak faiz oranı, senet üzerinde belli edilmiş orandır. Eğer senet üzerinde belirtilmiş oran mevcut değilse, T.C. Merkez bankasının resmi iskonto haddi esas alınır. (%16)

Yabancı para cinsinden olan senede bağlı alacak ve borçlarda esas alınacak faiz oranı senette gösterilmemişse değerleme gününde geçerli olan Londra Bankalar Arası Faiz Oranı (LİBOR) esas alınacaktır.

Reeskonta tabi tutulan senede bağlı borç-alacak daha önce işletmenin sonuç hesaplarına (gelir veya gider yada maliyet olarak) etki etmiş bir alacak veya borç olması gerekir.

Vadesiz senetler için reeskont uygulaması yapılamaz. Aynı şekilde, vadesi belli olan ancak senede bağlanmayan alacak ve borçlar da reeskonta tabi tutulamaz

31.12.2011    tarihi itibariyle vadesi geçmiş senetler için reeskont ayrılamaz.

Avans olarak alınan (özellikle kampanyalı satışlarda) alacak senetleri için reeskont ayrılamaz.

Hatır senetleri ve Çekler için reeskont uygulanamaz.

Teminata verilen senetler ile tahsile verilen senetler üzerinde mükellefin hakkı devam ettiğinden bu senetlerin reeskonta tabi tutulması mümkündür.

Alacak senedinin KDV'ne isabet eden kısmı için de reeskont ayrılabilir.

GVK md.42 kapsamındaki senetler, işin bittiği yıl itibariyle reeskonta tabi tutulabilirler.

Önceki yılda gider yazılan alacak senetleri reeskontlarının cari yılda ters kayıtla kapatılarak gelir yazılması gerekir.

Önceki yılda gelir yazılan borç senetleri reeskontlarının cari yılda ters kayıtla kapatılarak gider yazılması gerekir.

ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR

Bilanço esasında defter tutulması ve ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;
·  Dava ve icra safhasında bulunan alacaklar,
·  Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar, şüpheli alacak sayılır.

Şüpheli alacağın teminatsız kısmı için pasifte karşılık ayrılabilir. Teminatlı alacaklar şüpheli alacak uygulamasına konu olmazlar.

Kamu idare ve müesseselerinden olan alacağın tahsil edilememesi ve bu yüzden bir zararın oluşması ihtimali olmadığından bu tür alacaklar için prensip olarak şüphelilikten bahsedilemez *

Aciz vesikasına bağlanan alacaklar için de şüpheli alacak karşılığı ayrılabilir. Ancak bu alacakların değersiz alacak olduğundan bahsedilmez.

Şüpheli alacağın sonradan tahsil edilen miktarı tahsil edildiği dönemde gelir olarak dikkate alınır.

Alacak şüpheli hale geldiği dönemde karşılık ayrılabilir.

Şüpheli hale gelen verilen avanslar için şüpheli alacak karşılığı ayrılamaz.

KDV alacakları için şüpheli alacak karşılığı ayrılabilir.

Kampanyalı satışlarda dönemi gelmeyen erken (peşinat olarak) alınmış senetler için karşılık ayrılamaz.

Bakanlık şüpheli alacak uygulaması için önce bu işlem dolayısıyla hasılat yazılması gerektiği iddiasındadır.

DEĞERSİZ ALACAKLAR

Bir mahkeme kararına veya kanaat verici bir belgeye göre tahsil edilmesine imkân kalmayan alacaklar işletme açısından değersiz alacak sayılır ve muhasebe kayıtlarındaki değeri ile zarara geçirilerek yok edilirler.

Şüpheli alacak uygulamasının aksine bütün mükellefler değersiz alacak uygulamasından yararlanabilir. İşletme esasında defter tutan mükellefler değersiz alacakları doğrudan gider kaydederler. Değersiz alacak olarak gider yazılan bir alacak ileride tahsil edilirse doğrudan gelir yazılması gerektiği unutulmamalıdır.

 VAZGEÇİLEN ALACAKLAR

Kanaat verici vesika, alacağın tahsilinin imkansızlığını gösteren ve herkes tarafından kabul edilebilecek nitelikte bir delil olmalıdır. Şu belgeler kanaat verici vesika olarak kabul edilebilir.
·  Konkordato anlaşmaları (anlaşma ile alacaklının borçluyu ibra ettiği tutar),
·  Borçlunun yurtdışına kaçtığını ve haczi kabil malı olmadığını gösteren belgeler,
·  Borçlu hakkında verilmiş gaiplik kararı,
·  borçlunun ölümü ve mirasçıların mirası red kararı,
alacaktan vazgeçildiğini gösteren sulh anlaşması (mahkeme tutanağı).

Konkordato veya sulh yoluyla tahsilinden vazgeçilen alacaklar borçlu işletme tarafından özel bir fon hesabına (vazgeçilen alacak karşılığı) alınır ve gelir olarak kaydedilmez.

Bu fon borcun tahsilinden vazgeçildiği yıl sonundan başlayarak üç yıl süre ile borçlunun bilanço pasifinde zararla itfa edilmek üzere bekletilir. Bu süre içerisinde zararla itfa edilemeyen fon tutarı üçüncü yıl sonunda gelir yazılır.

Alacaklı işletme vazgeçtiği alacağını gider yazamaz. Bu tutar KKEG'dir.

ORTAKLARDAN ALACAKLAR

Ortaklardan olan alacakların adatlandırılarak faizlendirilmesi gerekir.

Faiz oranı olarak işletmenin kullandığı krediler varsa bu krediler için katlandığı faiz maliyetleri esas alınır.

Diğer durumlarda reeskont faizi veya ortalama banka faizi dikkate alınabilir.

Ortaklardan olan alacaklara hesaplanacak faiz tutarlarının işletme tarafından ilgili ortağa faturalanması ve fatura üzerinde KDV hesaplanması gerekir.
GEÇİCİ AKTİF-PASİFLERİN DEĞERLENMESİ

Peşin Ödenen Giderler
Kira, sigorta primi vb. gibi gelecek aylara yada yıllara ilişkin olarak şimdiden peşin olarak ödenen giderlerin dönemsellik ilkesi gereğince cari yıla ait olan kısmının tespit edilerek geri kalan kısmının giderler arasından çıkarılması (yada aktifleştirilmiş ödemenin cari yıla isabet eden kısmının giderlere atılması) gerekmektedir.

Verilen Avanslar
Türk lirası cinsinden verilen avanslar mukayyet (muhasebede kayıtlı) değerleriyle değerlenirler.

Yabancı para cinsinden verilen avanslar Maliye Bakanlığı'nın yıl sonunda tebliğ ile ilan ettiği kurlar ile çarpılmak suretiyle değerlenir.

Alınan Avanslar
Alınan avanslar mukayyet (muhasebede kayıtlı) değerleriyle değerlenirler.

Yabancı para cinsinden alınan avansların da yıl sonunda Maliye Bakanlığı'nın tebliğ ile ilan ettiği kurlarla değerlenmesi asıldır. Diğer görüşlere göre değerleme sonucu ortaya çıkan kur farkı giderleri dönem gideri olarak dikkate alınamaz. Sözkonusu kur farkları aktifleştirilerek avansla ilgili işin bitimine kadar aktifte bekletilir. İşin bittiği yılda biten işle ilgili kur farkı gideri olarak dikkate alınır.

Kıdem Tazminatı Karşılığı
İşletmede mevcut çalışanların tamamının işten çıkarılması halinde işletmenin karşı karşıya kalacağı mali yükü belirtmek üzere hesaplanan ve gider yazılan kıdem tazminatı karşılıkları Vergi Usul Kanunu açısından kanunen kabul edilmeyen gider niteliğindedir.

Fiilen gerçekleşen işten çıkarılmalar dolayısıyla yapılan tazminat ödemeleri ise gider yazılabilir

STOKLARIN DEĞERLEMESİ

Satın alınan emtianın maliyet bedeli, emtianın stoklara fiili giriş tarihine kadar yapılan tüm masrafları kapsar.

Bu masraflar:
·  Satın alma bedeli, ithal edilen mallarda CIF bedeli, malın işyerine getirilmesine kadar ödenen nakliye, yükleme, boşaltma, hamaliye ve sigorta giderleri,
·  Varsa ödenen alış komisyonları, İthal edilen mallara ilişkin gümrük vergisi, gümrük komisyonu ve diğer ithalat giderlerini
Kapsar.
·  Emtianın stoklara girişinden sonra ortaya çıkan (malın muhafazası İçin yapılan depo kira gideri veya amortisman tutarı, Ambar memurunun ücreti vb. giderleri kapsamaz.

Prim ve İskontolar
Dönem içinde satın alınan emtia için (sipariş edilen mal partisi bazında) satıcı tarafından yapılan mal alış iskontoları, emtia maliyeti ile ilişkilendirilir. Dönem sonu emtia stoklarının maliyetinin tespitinde bu alış iskontoları emtianın maliyet bedelini düşüren bir unsur olarak dikkate alınır.

Bir yıl içinde alınan toplam emtia kıymeti üzerinden yapılan iskontolar (ciro primleri gib) ise maliyetle ilişkilendirilmez. Doğrudan gelir yazılır.

Ciro primine karşılık bedelsiz mal gönderilmesi halinde ciro primi gelir yazılır, bu tutar aynı zamanda bedelsiz alınan malın alış bedeli olarak kaydedilir. Söz konusu mallar işletme aktifinde bu bedelle gösterilir.

Emtia Stokları İle İlgili Vade Farkları
Mal alımları ile ilgili alış sırasında hesaplanan vade farklarının mal maliyetine ilave edilmesi gerekir. Mal alındıktan sonra sonra ödemenin gecikmesine bağlı olarak doğan vade farkları ise finansman gideri mahiyetinde olduğundan alınacak fatura ile doğrudan gider yazılabilir.

Emtia Stokları İle İlgili Kredi Faizleri
İşletmeler yıl içinde kullandıkları kredi faizlerinden mal stoklarına pay vermek zorunda değillerdir (VUK G.T.238). Ancak dileyen mükellefler stokta bulunan emtiaya isabet eden kısmı maliyete alabilirler.

Bu durum daha çok ilgili yılda zarar eden şirketler açısından (sözkonusu kredi faizleri nedeniyle) oluşan bir kısım zararın sonraki yıla aktarılarak daha uzun süre devredilme şansı yaratılması açısından avantaj olabilir.

İthal edilen emtiaya ilişkin olarak ortaya çıkan kur farklarından emtianın işletme stoklarına girdiği ana kadar olan kısmın ise ilgili emtia maliyetine dahil edilmesi zorunludur.

Emtia maliyetinin tespiti açısından bedelin ödenmesi önem taşımamaktadır.

Emtia Stokları İle İlgili Kur Farkları
İthal edilen emtianın maliyet bedeli, ithal edilen malın döviz değeri ile fiili ithalinin yapıldığı tarihteki merkez bankası döviz alış kurunun çarpımı sonucu bulunur.

İthalat bedelinin daha sonra ödenmesi dolayısıyla ortaya çıkacak kur farkları ise doğrudan gider yazılabilir veya maliyete eklenebilir.


Çalışılmayan Kısım Amortismanları ve Giderleri
İmal edilen mamulun üretimi ile ilgisi bulunmayan giderlerin maliyet hesaplarından çekilerek çalışılmayan kısım giderlerine atılması gerekir.
Bu tip giderlere örnek;

Grev, lokavt, bakım vb. nedenlerle üretimin kısmen veya tamamen durduğu dönemlere ilişkin tüm giderler,

Yıl içinde üretimde kısmen veya tamamen kullanılmayan sabit kıymetlerin amortismanları,

Hesap döneminin sonunda aktifleştirilen ve işletime alınan sabit kıymetlerin amortisman ve diğer giderleri gösterilebilir.

Yurtdışından Gelen İskontolar, Fiyat Farkları
Yurtdışından gelen yılsonu iskontoları veya fiyat farkları (ciro primi benzeri) doğrudan gelir yazılır. Ayrıca bu tutarlar için KDV'li fatura düzenlenmesi gerektiği yolunda idarenin görüşü bulunmaktadır.

Yurtdışından işletme lehine gelen fiyat farkları bire bir ithal edilen mallarla ilişkilendirilebiliniyor ise doğrudan gelir yazılmak yerine ilgili malların maliyetinden düşülür.

Kaybolan, Çalınan Mallar
Kaybolan veya çalınan malların maliyet bedelleri, kaybolma veya çalınma olayının polis raporu veya benzeri belgelerle kanıtlanması halinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak kayıtlara alınır.

Kaybolma veya çalınma olayının polis raporu veya benzeri belgelerle kanıtlanamaması durumunda sözkonusu mallar işletmeden çekilmiş kabul edilir ve fatura düzenlenerek emsal bedellerinin hasılat yazılması gerekir. (sıradan stok sayım noksanlığı durumu hariç)

Kaybolan, çalınan malların sigortalı olması halinde maliyet bedeli ile alınacak sigorta tazminatı arasındaki olumsuz fark kanunen kabul edilmeyen gider yazılır. Olumlu fark gelirdir.

Kaybolan çalınan malın KKEG yazılan maliyet kısmına ilişkin KDV indirim konusu yapılamaz.

Değeri Düşen Mallar
Yangın, deprem, su baskını gibi afetler yüzünden veya bozulmak, çürümek, paslanmak, modasının geçmesi ve teknolojik eskime gibi haller neticesinde kıymetini kısmen veya tamamen kaybeden mallar maliyet bedeli yerine emsal bedelle değerlenir.

Bir emtianın değeri düşen mal olarak değerlenebilmesi için emtiada yukarıda tanımlanan türden ve ticari faaliyetin normal icapları çerçevesinde meydana gelmiş kıymet kaybından bahsedilebilmesi lazımdır.

Stok Değer Düşüklüğü Karşılığı
Emtiadaki değer düşüklüğü takdir komisyonunca hesap dönemi sonunda belirlenir. Bunun için takdir komisyonundan (emsal bedeli) kıymet takdiri talebinde bulunulması gerekir.

Değeri düşen emtia yıl içerisinde (emsal bedeline-piyasa fiyatına uygun olarak) satılırsa takdir komisyonu kararına gerek yoktur. (mali idare yıl içinde satışa rağmen takdir komisyonu kararının olması gerektiğini iddia edebilir)

Kıymeti düşen emtianın maliyet bedeli emtia hesabından çıkarılarak kıymeti düşen mallar hesabına alınır. Takdir edilen değer düşüklüğü kadar karşılık ayrılarak gider yazılır.

Fire Oranlarının Tespiti ve Geçerli Oranlara Uygunluğu
İşletmenin gerek üretim ve gerekse ticari fire oranlarının (yada randıman oranlarının) tespitinin yapılması gerekir. Bu oranlar üretimde (imalat maliyet sisteminden kaydi-fiili miktar dengelerine göre) ve ticarette (kaydi-fiili miktar dengeleri kontrol edilmek suretiyle) tespit edilir.

Fiili fire oranları şirketteki imalatın yapısına, benzer sektörlerdeki nispetlere, kapasite raporundaki prensiplere ve varsa Sanayi ve Ticaret odası kriterlerine uygun olmalı, (varsa) mevcut resmi fire oranlarını aşmamalıdır. Aksi halde uygulanan firelerin iktisadi ticari ve teknik icaplara uygun olduğunun izahı gerekebilir.

Makul oranlardaki fireler dönem sonuç hesaplarında gider veya maliyet olarak dikkate alınabilir. Zaten bir çok üretim programı fireler dahil muhasebeleştirme yapmakla birlikte farklar olabilmektedir.

Stok Sayım Farkları ve Yapılacak İşlemler
Dönem sonu stok sayımında fiili stokların kayıtlı stoklardan eksik veya fazla çıkması halinde bu noksanlık veya fazlalığın nedenlerinin araştırılması gerekir.

Stok sayımında fark çıkmasının bir çok sebebi olabilir. (fiili sayım yanlış yapılmış olabilir, stok kayıtları yanlış tutulmuş olabilir, fire oranları dikkate alınmamış veya olduğundan farklı dikkate alınmış olabilir, çeşitli nedenlerle kayıplar kayıtlara geçmemiş olabilir, vb.)

Farkın sebebi bulunduğunda sebebin niteliğine göre işlem yapılması gerekir.
Sayım noksan ve fazlalarına ilişkin 197 - Sayım ve Tesellüm Noksanları ve 397- Sayım ve Tesellüm Fazlaları hesapları birbirinden mahsup edilemez. Söz konusu fazlalar 679 - Diğer Olağandışı Gelir ve Karlar Hesabına gelir kaydedilir, noksanlar ise gider olarak dikkate alınamaz.

SABİT KIYMETLERİN DEĞERLEMESİ

Sabit Kıymetler Maliyet Bedeli ile Değerlenir
Sabit kıymetin alımı veya değerinin arttırılması nedeniyle yapılan ödemelerle , bunlara ilişkin tüm giderler sabit kıymetin maliyet bedelini oluşturur.

Maliyet bedeli ile değerlenecek iktisadi kıymetler, iktisadi işletmeye dahil olan Gayrimenkuller

(Ayrıca Gayrimenkullere ek olarak Gayrimenkullerin mütemmim cüzüleri ve teferruatı,Tesisat ve Makinalar,Gemiler ve Diğer taşıtlar,Gayrimaddi Haklar)


·  Özel maliyet bedelleri,
·  Demirbaş eşya,
·  Emtia,

Gayrimenkullerde, maliyet bedeline, satınalma bedelinden başka, aşağıdaki giderler girer:
·  Makine ve tesisatta gümrük vergileri, nakliye ve montaj giderleri;
·  Mevcut bir binanın satın alınarak yıkılmasından ve arsasının tesviyesinden mütevellit giderler.

Noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve ÖTV ile emlak alım vergisinin sabit kıymet maliyetine ilavesi veya genel giderlerde gösterilmesi serbesttir. (Binek oto KDV)

Sabit Kıymetlerde Maliyet Bedelini Arttıran Giderler
Normal bakım, tamir ve temizleme giderleri dışında, gayrimenkulü genişletmek veya iktisadi kıymetini devamlı olarak artırmak maksadıyla yapılan giderler, gayrimenkulün maliyet bedeline eklenir.

Sabit kıymetin maliyetine eklenen maliyet arttırıcı giderler ilgili sabit kıymetin kalan amortisman süresi içerisinde veya yaratılan yeni değer üzerinden eşit taksitler halinde itfa edilir.

Sabit Kıymetlerle ilgili Kredi Faizleri ve Kur Farkları
Sabit kıymetin aktifleştirildiği dönemin sonuna (31.12.2010 tarihine) kadar oluşan, sabit kıymetlerle ilgili, kredi faiz ve kur farklarının maliyet bedeline dahil edilmesi zorunludur.

Sabit kıymetin aktife alınmasından sonraki dönemlerde doğan kur farkları ve faizlerin ise aktifleştirilmesi ihtiyaridir.

Yukarıda açıklanan hususlar kur farklarının maliyet azaltıcı etki yapması halinde de geçerlidir.

Sonraki yıllarda aktifleştirme işlemi yapılması bu uygulamanın daha sonraki yıllarda da sürdürülmesini gerektirmez. (Danıştay da bu görüşte olmakla birlikte Maliye idaresi tersi görüştedir.)

Binek Otolarda KDV ve ÖTV'nin Durumu
Binek oto alımlarında ödenen KDV, hasılat KDV'den indirilemez. Binek oto alımında indirilemeyen bu KDV binek otonun maliyet bedeline dahil edilir veya gider yazılır.

Binek oto alımlarında ödenen ÖTV binek otonun maliyet bedeline dahil edilir veya gider yazılır.

Sabit Kıymetlerin Aktifleştirme ve Amortisman Başlangıç Zamanı

Sabit kıymetler
·  envantere alındıkları veya
·  işletmede kullanılmaya başlandıkları yada
·  kullanıma hazır hale geldikleri,

yılda aktifleştirilirler.

Envantere dahil olmayla ilgili olarak şu hususlar özellik arz eder:
·  Mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışlarda amortisman mülkiyet sahibince ayrılır,
·  Kiralamalarda amortisman (mal sahibi) kiralayan tarafından ayrılır,
·  Finansal kiralamada amortisman hakkı kiracıya aittir.
·  Reklam panoları başkasının mülkü üzerinde de bulunsa işletme tarafından envantere alınır ve amortismana konu edilir.

Yenileme Fonu
·  Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satılması halinde satıştan elde edilen kar, ilgili kıymetin yenilenmesinin finansmanı için pasifte "yenileme fonu" adı altında geçici bir hesapta azami üç yıl süre ile tutulabilir.
·  Bu sürede kullanılmamış fon, kara ilave edilip vergilendirilir.
·  Yenileme fonu tesisi için kıymetin yenilenmesinin zaruri olması veya yöneticilerce bu yönde karar alınmış olması gereklidir.
·  Satıştan doğan kar gelir hesaplarına alınmaksızın doğrudan yenileme fonu hesabına alınır. Dönem kar-zararı ile ilişkilendirilmez.
·  Yeni alınacak kıymetin hiç kullanılmamış olması yenileme fonu kullanımı için şart değildir. Yalnız alınan kıymetin cins ve vasıf olarak satılan kıymetle aynı olması zorunludur.
·  Yenileme fonu üç yıl içinde yeni alınan kıymetin amortismanına mahsup edilir.
·  Yeni kıymet alınmış dahi olsa mali idarenin görüşü uyarınca üç yıl içinde kullanılmayan yenileme fonu üçüncü yılın sonunda gelir yazılmalıdır.

AMORTİSMANLAR

İşletmede envantere kayıtlı olup birden fazla yıl kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle, gayrimenkul gibi değerlenen iktisadî kıymetler, alet, edevat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmleri amortismana tabidir.

İşletmede kullanılan ve değeri (2011 yılı için) 700 Türk Lirasını aşmayan alet, edavat, mefruşat ve demirbaşlar amortismana tabi tutulmayarak doğrudan doğruya gider yazılabilir.

VUK'da normal ve azalan bakiyeler yöntemine göre amortisman ayrılması öngörülmüştür.

Normal amortisman yönteminde amortisman her yıl eşit tutarda ayrılır. Azalan bakiyelerde ise amortisman oranı her yıl kalan net değer üzerinden normal amortisman oranının iki katı oran uygulanmak suretiyle ayrılır. (Azalan bakiyelerde bu şekilde dikkate alınan amortisman oranı %50'yi geçemez)

İktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arzeden üniteler için aynı amortisman yöntemi kullanılmalıdır.

5024 sayılı yasa ile faydalı ömür ilkesi benimsenmiş ve amortisman oranları bakanlıkça sektörler ve kıymetler itibariyle ayrıntılı olarak tespit edilmiştir. Belirlenen oranlar VUK'nun 333, 339, 365 ve 389 numaralı genel tebliğleri ile ilan edilmiştir.

Amortisman uygulamasında Bakanlıkça ilan edilmiş oranlar kullanılmalıdır.

Herhangi bir yılda amortisman ayrılmaması nedeniyle toplam amortisman süresi uzatılamaz. Sonraki yıllarda ki amortisman uygulamasına, ilgili yılda ayrılmış gibi hesaplama yapılarak devam edilir.

Ancak 01.01.2004 tarihinden önce aktife giren iktisadi kıymetler için amortisman 5024 SK öncesi yürürlükte bulunan eski hükümlere göre ayrılmaya devam edilecektir. Bu kıymetlerin amortismana esas tutulacak bedelleri 31.12.2004 tarihli bilançodaki düzeltilmiş değerleri olacaktır.

Kıst Amortisman Uygulamaları

Tasfiye Edilen, Devredilen veya Birleşen Kurumda: Tasfiye, devir, birleşme ve nevi değişikliği hallerinde faaliyetin son bulduğu tarihe kadar kıst amortisman hesaplanır.

Devralınan, Birleşilen yada Nevi Değişikliğinde Yeni Kurumda :
·  Devir ve nevi değişikliği hallerinde devralınan sabit kıymetler için kıst amortisman,
·  Bölünme halinde yıllık amortisman,

Adi Ortaklıkta Ortak Değişikliği: İki ayrı kıst dönem halinde amortisman ayrılır.

Binek Otomobilleri:
·  Binek otomobilinin aktife girdiği hesap dönemi için ay kesri tam ay sayılmak suretiyle kalan ay süresi kadar amortisman ayrılır.
·  Amortisman ayrılmayan süreye isabet eden bakiye değer itfa süresinin son yılında tamamen yok edilir.

Kuruluş ve Örgütlenme Giderleri İle Peştemallıkların Amortismanı
·  Kuruluş ve örgütlenme giderleri (KÖG) ile peştemallıklar beş yılda eşit miktarlarda itfa edilir.
·  KÖG için amotrisman ayırma işlemi kuruluşun işletme dönemine başladığı yılda başlanır.
·  Peştemallıklar ile ilgili faydalı ömür esasına göre tebliğde ayrı bir belirleme (15 yıl) bulunmaktadır. Ancak kanunda bu durum açık olarak belirtildiği için kanun hükmü dikkate alınması gerekir.

Özel Maliyetler bedelleri
·  Gayrimenkulün kiracısı tarafından yapılan ve sözkonusu gayrimenkulün iktisadi kıymetini devamlı olarak arttıran giderler özel maliyet bedelleridir.
·  Kira süresi boyunca eşit tutarlarda itfa edilir. Kira süresi belli değilse itfa süresi beş yıl olarak alınır.
·  Kira süresi dolmadan kiralanan gayrimenkulün boşaltılması halinde henüz itfa edilmemiş özel maliyetler, boşaltma yılında bir defada gider yazılır.

MENKUL KIYMETLERİN DEĞERLENMESİ
Menkul kıymetler; faiz geliri veya kâr payı sağlamak veya fiyat değişmelerinden yararlanarak kâr elde etmek amacı ile geçici bir süre elde tutulmak üzere alınan hisse senedi, tahvil, hazine bonosu, finansman bonosu, yatırım fonu katılma belgesi, kâr-zarar ortaklığı belgesi, gelir ortaklığı senedi gibi finansal araçlardır.

VUK'nun 279'uncu maddesi gereğince, bir kısım menkul kıymetler borsa rayici, bir kısım menkul kıymetler alış bedeli ile bir kısmı ise kıst getiri hesaplanarak değerlenmektedir.

Hisse Senetleri
·  Hisse senetleri alış bedeli ile değerlenir. (VUK md.279)
·  Hisse senedinin alımı dolayısıyla yapılan giderler alış bedeline dahil değildir.
·  Bu çerçevede hisse senedi alımı dolayısıyla ödenen faiz ve kur farkları doğrudan gider yazılır.

Yatırım Fonu Katılım Belgeleri
·  Fon portföyünün en az yüzde 51 'i Türkiye'de kurulmuş bulunan şirketlerin hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgeleri alış bedeliyle değerlenir.
·  Yukarıdaki şartları sağlamayan yatırım fonlarına ait katılma belgeleri ise varsa borsa rayici yoksa kıst gelir esası veya ilgili fon yönetimince 31.12.2011 tarihi itibariyle açıklanmış değerleri ile değerlenmesi gerekir

Devlet Tahvilleri-Hazine Bonoları ve Euro Bondlar
·  Devlet tahvili ve hazine bonoları 31.12.201 tarihi itibariyle mevcut ise borsa rayici ile mevcut değil ise; menkul kıymetin alış bedeline vadesinde elde edilecek gelirin (kur farkları dahil) iktisap tarihinden değerleme gününe kadar geçen süreye isabet eden kısmının eklenmesi (kıst yapılmak) suretiyle hesaplanacaktır.
·  Türkiye Cumhuriyeti tarafından çıkarılan ve uluslararası dolaşımda bulunan eurobondlar da kıst getiri esasına göre değerlenir.

Repo Gelir Reeskontları
·  Repo işlemleri vadeli mevdutta olduğu gibi dönemsellik esasında vadesinde elde edilecek gelirin, ilgili döneme (2011 yılına) isabet eden kısmı dikkate alınarak değerlenir.

Diğer Menkul Kıymetler
·  Kar zarar ortaklığı belgeleri alış bedeli ile,
·  Özel sektör tahvilleri,
·  Finansman bonoları
·  Varlığa dayalı menkul kıymetler ise,
kıst getiri yöntemine göre değerlenir.

GELİR TAHAKKUKLARI

Mal Satış Hâsılatı
Mal satış hâsılatını tespit ederken işletmenin teslimini gerçekleştirdiği mallara ilişkin satış bedellerinin dikkate alınmış olması gerekmektedir.

İşletmenin teslimini gerçekleştirmemiş olduğu fakat faturasını düzenlediği işlemlere ilişkin fatura üzerinde gösterilen satış bedellerini dönem satış hasılatı olarak dikkate alması gerekmez.
Tersi durumda ise (Vergi Usul Kanunu'nda belirtilen teslimden sonraki yedi gün içerisinde fatura düzenlenir hükmü gereğince) teslim yapılmış olmasına rağmen fatura düzenlenmemiş olsa bile bu satış işlemine ilişkin satış bedellerinin hasılat olarak dikkate alınması (tahakkuk ettirilmesi) gereklidir.

Kira Gelirleri
 İşletmenin kiraya vermiş bulunduğu kıymetleri ile ilgili kapanışı yapılan döneme isabet eden kira gelirinin (ilgili kira sözleşmelerinden tespit edilerek) tahsil edilmemiş ve fatura düzenlenmemiş olsa bile tahakkuk ettirilmesi gerekir.

Faiz Gelirleri
 İşletmenin verdiği borçlar dolayısıyla (sözleşme düzenlenmiş olsun olmasın, faiz hesaplama dönemi kapanış tarihine rastlasın veya rastlamasın) taraflarca belirlenen faiz oranına göre kapanışı yapılan döneme ilişkin faiz gelirlerinin tahakkuk ettirilmesi gerekmektedir.

Kredi Faizi, Elektrik, Su, Telefon Vb. Gider Yansıtmaları
İşletme tarafından ödenen kredi faizi, elektrik, su, telefon vb. hizmet bedellerinden, sözkonusu hizmetlerden başka kişi veya firmaların yararlanması halinde onlara düşen gider paylarının yansıtılarak kayıtlarda gelir olarak tahakkuk ettirilmesi gerekmektedir.
(İlgili firmalarında gider tahakkuku yapmaları gerektiği tabiidir.)

GİDER TAHAKKUKLARI
Kira Giderleri

İşletmenin kiralamış olduğu kıymetler dolayısıyla yapmış olduğu sözleşmelere göre borçlandığı fakat henüz ödemede bulunmadığı kiralar dolayısıyla kapatılan döneme ilişkin gider tahakkuklarının yapılması gerekir.

Sözkonusu kira gider tahakkuklarının sözleşmelerde yer alan kiralama süreleri ve kira bedelleri göz önünde
bulundurularak dönemsellik ilkesi çerçevesinde hesaplanması gerekmektedir.

Faiz, Vade Farkı vb. Giderler
İşletmelerin kullanmış olduğu yabancı kaynaklar dolayısıyla doğan faiz, vade farkı gibi giderlerden kapatılan döneme isabet eden kısımların tahakkuk ettirilerek gider yazılması gerekmektedir.

Sözkonusu giderlerin karşı işletmeler tarafından sözleşme gereği kapanış tarihi itibariyle hesaplanmaması ve bunlar için faturalama yapılmaması, dönemsonu itibariyle tahakkuk etmiş bu finansman giderlerinin gider yazılmasına engel değildir.

Elektrik, Su, Telefon Vb. Giderleri
Genellikle dönem sonundan sonra gelen elektrik, su, telefon vb. gibi faturaları dolayısıyla kapatılan döneme isabet eden giderler için tahakkuk yapılması gerekir. Sözkonusu tahakkuk hesaplamalarının isabetli olması için sayaçların dönemsonu itibariyle okunması, önceki dönemlere göre tahmin yapılması uygundur. Yapılan tahakkuklar kurumlar vergisi beyannamesi verilme tarihine kadar gerçekleşme durumuna göre gerekirse düzeltilmelidir.

Factoring Giderleri
Factoring, işletmenin alacaklarının factor olarak adlandırılan aracı kuruma satılması işlemidir. Normal bir alım satımda olduğu gibi işletmelerin alacaklarını factoring şirketine kesin olarak satmaları halinde alacak bedeli ile satış bedeli arasında oluşan olumsuz farkın (ki bu factoring ücreti olarak adlandırılır) gider yazılması tabiidir.

Bu çerçevede factoring işlemleri dolayısıyla ödenen factoring ücretlerinin ödendiği dönemde gider yazılması gerektiği yönünde görüşler olmakla birlikte bu tutarların dönemsel bazda giderleştirilmesi yönünde görüşlerde mevcut olup, kanımızca doğru olanıdır.

Tahakkuk Eden Kredi Faizlerinin Gider Yazılması
Vadesi sonraki yıla sarkan kredi faizlerinin cari yılda geçen süreye isabet eden kısmı gider yazılabilir
Bu konu uzun süre inceleme elemanlarınca ihtilaf konusu yapılmış ve bu konuda yargı birbiriyle çelişen birden
çok karar vermiştir. Son olarak konu Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunca ele alınarak bu konuda Danıştay Üçüncü ve Dördüncü Daire kararları arasındaki aykırılığın, Danıştay Üçüncü Daire kararları doğrultusunda giderilerek, banka ve finans kurumlarından temin edilen ve vadesi kullanıldığı yılı izleyen yıla sarkan kredinin faiz tutarının cari yıla isabet eden kısmının kurum kazancının tespitinde karşılık ayırmak suretiyle gider yazılabileceği yönünde içtihadın birleştirilmesine karar verilmiştir.

Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu Kararı gerek vergi yargısını gerekse vergi idaresini bağlayan, uyulması zorunlu nitelikteki kararlardandır.

DİĞER HUSUSLAR

İhracat Gelirlerine % 05 Götürü Gider Uygulaması
İhracatçılar, yurt dışında inşaat, onarma ve montaj faaliyetlerinde bulunan firmalar, yurtdışı satışlarından döviz olarak elde ettikleri hasılatın %05' ini aşmamak şartıyla, yurtdışında bu işlerle ilgili yapmış oldukları giderlerine karşılık olmak üzere götürü gider yazabilirler.

Ancak bu hakkın kullanımı için sözkonusu gider tutarının işletme varlıklarından çıkmış olması, diğer bir anlatımla böyle bir harcamanın belgesiz dahi olsa dönem içinde yapılmış olması ve kayıtlara yansıtılması gerekmektedir.
Eğer böyle bir harcama sözkonusu değilse sözkonusu işletmenin götürü gider hakkından yararlanması mümkün değildir.

Bağış ve Yardımların Gider Yazılması
Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara, kamu menfaatlerine yararlı sayılan derneklere ve bilimsel araştırma ve geliştirme
faaliyetlerinde bulunan kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların toplamının o yıla
Bu tür bağışların, dönem kurum kazancı var ise beyannamede gider olarak düşülmesi mümkündür.
·  Bağış makbuz karşılığı yapılmalıdır.
·  İşletmeye dahil olmayan mallar, KDV dahil malın maliyet bedeli ile indirim olarak dikkate alınır. Mala ait daha önce indirilmiş olan KDV, cari dönem KDV beyannamesine eklenerek düzeltilir.
·  Bağış ve yardım, beyanname üzerinde düşülmelidir.
·  İndirim; "Zarar mahsubu dahil giderler düşüldükten, iştirak kazançları hariç indirim ve istisnalar düşülmeden önceki tutar" üst sınır olarak kabul edilerek hesaplamalıdır.
·  Yukarıda sayılan (sadece) kamu kurum ve kuruluşlarına bağışlanan okul, sağlık tesisi, yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi ve bakım ve rehabilitasyon merkezi inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış ve yardımların tamamı, Beyanname üzerinde düşülebilir.

DİĞER HUSUSLAR
Zararların İndirimi
·  Her yıla ilişkin tutarlar ayrı ayrı gösterilmek ve beş yıldan fazla nakledilmemek koşuluyla geçmiş yılların malî bilançolarına göre meydana gelen zararlar beyanname üzerinde gösterilen kurum kazancından indirilir.
·  Zarar İndiriminde dikkat edilmesi gereken husus; indirilebilinecek zararın mali zarar olmasıdır. Mali zararlar önceki yıllar kurumlar vergisi beyannamelerinde ortaya çıkan zararlar olup aynı dönemlerde beyanname ekinde verilen ticari bilançolarda gözüken ticari zararlardan farklıdır.

İSTİSNA KAZANÇLARA AİT GİDER VE ZARARLAR
Kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlara ilişkin giderlerin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerden doğan zararların, istisna dışı kurum kazançlarından indirimi mümkün değildir.

Devir alınan kurum zararları
Devir halinde devralınan kurumların devir tarihi itibariyle öz sermaye tutarlarını geçmeyen zararları,
Tam bölünme halinde bölünen kurumun öz sermaye tutarını geçmeyen zararları, İndirilebilir.




KAPANIŞ TASDİKLERİ
Türk Ticaret Kanunu uyarınca yasal defterlerin delil olarak kullanılabilmesi için; - yevmiye defterinin kullanıldığı dönemi takip eden Ocak ayı içerisinde, envanter defterinin dönemi izleyen Mart ayı içerisinde Kapanış tasdiklerinin yapılması gerekir.

KAR DAĞITIMINDA KARŞILAŞILAN HUSUSLAR
·  Kar dağıtımlarında ucu açık karar alma (örneğin kesin bir tarih belirtmeksizin 31.12.2010 a kadar dağıtılacaktır şeklinde) kar dağıtım stopajı yönünden bazen eleştiri konusu yapılmaktadır. Vergi kanunlarımız uyarınca stopajı doğuran olay nakden veya hesaben ödeme olarak sayılmış, hesaben ödeme de GVK nun 96. maddesinde "vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder" şeklinde açıklanmıştır. Bu durumda karşı tarafı alacaklandırıcı kayıt atılmadığı veya herhangi bir işlem yapılmadığı sürece ucu açık karar da alınsa stopajın doğmaması gerekmektedir.

Önerimiz bu tür eleştirilere karşı karı dağıtacağınız ayı ya net olarak belirtmeniz ve o ayda dağıtmanız veya Kar dağıtım kararını karı dağıtmaya karar verdiğiniz anda almanızdır. Dağıtıma kadar Karşı tarafı alacaklandırıcı kayıt atmadığınız, herhangi bir işlem yapmadığınız veya bunu belirten herhangi bir belge düzenlememenizdir.

AVANSLARDA ŞÜPHELİ ALACAK

Bilindiği üzere VUK'nun 323. maddesi uyarınca "ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartı ile, dava ve icra safhasında bulunan alacaklar" için karşılık ayrılıp, gider yazılabilir. Şüpheli alacak müessesesinde öteden beri uygulama;
·  Alacağın teminatsız olması,
·  Kamu idare ve müesseselerinden olmaması,
·  Alacağın şüpheli hale geldiği dönemde karşılık ayrılabileceği,
·  İcra takibinin ciddi yapılması gerektiği,
·  En önemlisi de alacağın daha önceden gelir karşılığı olması (örneğin hatır senetlerinden oluşan alacak için karşılık ayrılamaz) yani gelir olarak kayıtlara intikal etmesi gerektiği vurgulanmaktadır

Ancak Maliye İdaresinin verdiği bir görüşte;
"demir tedariki için ödendiği belirtilen sipariş avansı niteliğindeki ödemeleriniz, ticari faaliyetinizin devamı için yapılması şartıyla, ticari alacak niteliği kazanacağından, bu alacaklar için anılan Kanunun 323 üncü maddesinde belirtilen şartların yerine getirilmesi halinde karşılık ayrılması mümkün bulunmaktadır." denmektedir. Bu görüş uyarınca alacağın daha önce gelir yaratıcı işlemden oluşmuş olması kriterinden vazgeçilmiş ve alacağı ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olması yeterli görülmüştür.

AVANSLARDA DEĞERLEME
·  Avanslarda değerleme öteden beridir tartışılan bir konudur. Değerlenebileceği yönünde de değerlenemeyeceği yönünde de karar ve görüşler mevcuttur.
·  Esas sorun avansların bir borç/alacak olup olmadığından kaynaklanmaktadır. Bilindiği üzere VUK nda avans değerlemesine ilişkin bir hüküm bulunmadığı için ancak borç/alacak sayılması durumunda değerlenmesi gerekmektedir.
·  SPK uygulamalarında avansın karşılığının bir mal veya hizmet olması durumunda değerlenmemesi gerektiği çünkü avansın artık mal veya hizmete dönüştüğü, avansın bir mal veya hizmet karşılığı olmayıp cari hesap avansı şeklinde olması durumunda ise borç/alacak olarak değerlenmesi gerektiği ifade edilmiştir.
·  Avansların (ticari teamüllere uygun vadeyi aşan) örtülü sermaye uygulamaları açısından borç sayıldığı unutulmamalıdır.

GEÇ GELEN FATURALAR

·  201 yılı kapandıktan sonra 2011 tarihli geçen faturalar için:
·  KDV indirimi sıkı sıkıya deftere kaydedilmeye bağlandığı için KDV indirimi yapılamaz.
·  Gider kurumlar vergisi beyannamesi verilene kadar kullanılabilir. (KDV dahil tutar gider/maliyet yazılabilir)

 KDV -113 NOLU KDV TEBLİĞİ ÜZERİNE MİADI DOLAN MALLARIN KDV'SİNDE ZAYİ OLAN MALLARDA

5 Aralık 2009 tarih ve 27423 sayılı Resmi Gazete'yle yayınlanan 113 seri numaralı KDV Kanunu Genel Tebliği'nin "E- Kullanım Süresi Geçen veya Kullanılamayacak Hale Gelen Mallara İlişkin Yüklenilen KDV Hakkında Yapılacak İşlem" başlıklı bölümünde bu konuda açıklamalar yapıldı.
Yapılan açıklamada; "     kullanım süresi geçen veya bir başka biçimde
kullanılamayacak hale gelen ve imha edilen mallar, zayi olan mal mahiyetinde olduğundan mükelleflerce bu malların iktisabı dolayısıyla yüklenilen KDV'nin indirim konusu yapılması da mümkün bulunmamaktadır.
Bu çerçevede, zayi olan mallara ait yüklenilen ve daha önce indirim konusu yapılan KDV'nin, imha tarihini kapsayan vergilendirme dönemine ait 1 No.lu KDV Beyannamesi'nin "İlave edilecek KDV" satırına dahil edilmek suretiyle indirim hesaplarından çıkarılması gerekmektedir" denilmiştir.

Bilindiği üzere Katma Değer Vergi Kanunu'nun 30.maddesine göre zayi olan malların KDV sinin düzeltilmesi gerekmektedir. Bu maddeden hareketle uygulamada değeri düşen veya miadı dolan mallarla ilgili olarak da daha önce indirim konusu yapılmış KDV'nin düzeltilmesi (indirimin iptal edilmesi/aynı tutar kadar KDV hesaplanması) gerektiği ileri sürülmektedir.

Zayi olma, kelime anlamı itibariyle ziyaa uğrama, yok olma, yitme, ortadan kaybolma, gözden kaybolma anlamındadır. Bu tanımlamadan hareketle, zayi olma kavramının ortada bulunmayan, yok olan, nereye gittiği bilinmeyen mallar için kullanılması, doğru olacaktır. Teknolojik değişimler nedeniyle ekonomik değerini yitiren mallar, malın kullanım (ekonomik) ömrünün tükenmesi, miadın (tüketilebilme süresinin) dolması, tüketicinin korunmasına ilişkin hükümler çerçevesinde değiştirilen iade alınan mallar gibi zayi olma kapsamında değerlendirilemeyecek çok sayıda durum mevcuttur.


ELEKTRİK, SU BEDELLERİNE AİT ÖDENEN GECİKME ZAMMI
Maliye Bakanlığı'nın 14.06.2001 tarih ve 32996 sayılı muktezası:
Ticari akitlerden doğan alacaklar da, 6183 sayılı Kanun kapsamında değildir. Dolayısıyla elektrik, su, doğalgaz ve telefon kullanım bedellerinin zamanında ödenmemesi nedeniyle ödenen gecikme zamlarının, işle ilgili olarak mukavelenameye göre ödenen tazminat olarak değerlendirilmesi ve GVK ve KVK matrahlarının tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınması ve bu şekilde ödenen gecikme zamlarına ait KDV'nin, Kanun un 29/1-a ve 34/1. maddelerine göre indirim konusu yapılması gerekir

GRUP ŞİRKETLERİNDEN ALINAN BANKA KREDİSİNİN YANSITILMASINDA KDV
Grup şirketleri tarafından alınan banka kredisinin taksitlerinin (faiz ve kur farkı vs. dahil) diğer grup firmasına yansıtılması işleminde KDV uygulaması.
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 2010/34 sayılı Uygulama Tamimi
Grup şirketinin aktifinde bulunan gayrimenkul teminat gösterilerek alınan banka kredisinin taksit tutarlarına isabet eden faiz ve kur farkı tutarının fiilen krediyi kullanan diğer grup şirketine (yatırım yapan firma) herhangi bir fark ilave edilmeksizin aynen yansıtılması işlemi KDV'ye tabi bulunmamaktadır.

TAZMİNAT ÖDEMELERİNİN KDV KARŞISINDAKİ DURUMU
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 2010/154 sayılı Uygulama Tamimi
Şirket zararının tazmini amacıyla yurt dışında mukim olan dolaylı ortak tarafından şirkete yapılacak tazminat ödemeleri herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olmadan KDV’ye tabi olmayacaktır.

KESİN MİZAN BİLDİRİMİ

      Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler 2010 ve müteakip dönemler için elektronik ortamda “Kesin Mizan Bildirimi” nde bulunacaklar.
      Mizanda üçlü ana kod yani ana hesaplara yer verilecek detay mizan verilmeyecek.
      Bildirimler gelir vergisi mükellefleri için 1-31 Mart ,kurumlar vergisi mükellefleri için 1-30 Nisan tarihleri arasında yapılacaktır.
      Yeminli Mali Müşavir bilgileri varsa SMMM bilgileri yer alacak.
      Hatalı verildiği anlaşılan bildirimler için düzeltme bildirimi yapılması gerekir. Düzeltme bildiriminin bildirim süresinden sonra verilmesi durumunda VUK Mük. 355’e göre 2011 yılı için 1.070 TL özel usulsüzlük cezası uygulanacak.
      Gelir vergisi beyannamesinde performans derecelendirme bildirimi ve kurumlar vergisi beyannamesinde mali bildirim bölümleri çıkarılıyor.

YMM İsmail KÖKBULUT

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder